Az Oku Ol Vekil, Çok Oku Ol Sefil
Oku adam ol, elin ekmek tutsun, okumayana ekmek yok, okumanın yaşı yok oku vs. derler ya... Sadece derler işte. Onlarda bilirler aslında okuyarak ya da okumayarak adam yerine konulmadığını, elinin ekmek tutmadığını. Doğuştan ya şanslı doğacaksın, ya paralı ya da torpilli...
Kimileri ilim yolunda saçını,
başını ağartır ama yine de ay sonunu nasıl getiririm diye hesap yapar ömrü boyunca. Kimileri de yan gelir yatar, okumakta neymiş babamın parasını kim yiyecek der yatar, gezer tozar. Türkiye' deki sistem onların lehine işlediğinden fakire ekmek parası vermeye kıyamadıkları küflü paralarıyla nasıl olsa bir şeylerin ucundan tutup köşelerine köşe eklerler. Okuyup da adam olmak mı yok canım, bozar öylelerini. Ün, şan, şöhret, makam nasıl olsa bir şekilde satın alınır.
Zorunluluktan başvurduğun en kıytırık işte bile " hangi okulda okudun" "tahsilin ne" diye sormazlar mı birde... Gururla söylersin, kendisi abc' yi bilmezken burun kıvırır tahsiline. Seni kim gönderdi, referansın kim? Boynunu büker "hiç kimse, kendim geldim" dersin. Küçümseyerek süzülürsün baştan aşağı. "Numaranı bırak gerekirse ararız" deyip kapıyı gösterirler. Ya da referansın hoşlarına gitmez. Çalışkanmışsın, ağzınla kuş tutuyormuşsun umurlarında olmaz. Oysa hiç bir becerisi olmayan birinin kodaman dayısı bir alo der hemen yarın işe başlarsın.
En ufak işte bile tahsile bakılıyorken tahsile bakılmadan geliyor dan dun adamın birileri günün birinde başına milletvekili, bakan dikiliyor. Hiç kimse onlara tahsilin ne diye sormuyor. Siyaseti bilip bilmemesi hiç mi hiç sorun değil. Bir dönem milletvekilliği yapıp emeklide oldu mu değmeyin keyiflerine. Yeri geldi mi Avrupa örnek alınır, ama işine gelmeyeni görmezden gelirler. Oradaki vekiller meclise bisikletle gidip gelirken bizimkiler bırakın bisikleti dolmuşa bile binmiyorlar. Son model arabaları şoförleriyle kapıda hazır nazır bekliyor.
Olmayan tahsil parayla oluveriyor nasıl oluyorsa. Kültürsüz tahsilde olduğu kadar olur işte. Tahsili olmayıp ta kendini yetiştirmiş olanlarda var elbette ki. Ama onlarda raflar dolusu kitap okuyor, okuduklarından feyiz alıyorlar. Ya da hayat okulunu, iyi okuyorlar. Ne diyelim. Biz son nefesimize kadar yine eğitimimize devam edelim ama dilimizin yaladığı mürekkebi boğazımıza kaçırmadan…
Devlet büyüklerimizin bu konuyla ilgili gerekli düzenlemeleri yapacaklarına inancım var. Bu inancımın boşa çıkmayacağını ümit ederek siz yine de okuyun ama anlayarak, bilerek, görerek okuyun. Milletvekili, bir yerlerde yönetici, müdür yapacak maddi yatırımınız ya da bir Popülariteniz, dayınız yoksa yapacak başka bir iş yok, boş durmaktansa oku oku ki okumayanlar arasında farkın fark edilsin. Aldığın eğitimle, adamlığınla öne geç. Her ne kadar az okuyan vekil, çok okuyan sefil olsa da. Varsın köşeyi dönmeyip köşemizde kalalım, yeter ki beyinler sefil kalmasın.
Ne az okuyun ne çok… Gücünüzün yettiği, gönlünüzün istediği kadar okuyun. Okuduklarınız günün birinde mutlaka karşınıza çıkacaktır. Çok okuyup vekil olmanız dileğiyle…
Not: Dönüş hanım, yazımı size e-postamla yollamıştım. Şifrem kayıtlı olan pc.den girip ekliyorum. Teşekkürler. Yarın Mir Kuzey gazetesinde yayınlanacak olan yazım. Kolay gelsin.