Ayşe Paslanmaz’ın Kültür Dünyası
Ayşe Paslanmaz, Nevşehir-Ürgüp Bölgesinin tanıtımında önemli görevler yapan, İç Anadolu’dan yola çıkıp, ülke geneline, giderek Türk dünyasına attığı adımlarla ses getiren, sesini duyuran, şair yazar, gazeteci ve halk ozanı olarak ortaya koyduğu eserlerle adından sıkça söz ettiren,
Ürgüp FM’in Sahibi ve Yönetim Kurulu Başkanı, 2008 yılında, ”Yılın en iyi iş kadını ve Yılın en iyi radyosu” ödülüyle, Uluslararası Radyocular Birliğinin, ”En iyi yerel radyo ve en iyi organize” ödülü başta olmak üzere, onlarca ödüle layık görülen, Kapadokya Şairler ve Yazarlar Birliğinin Başkanı, Basın kartı sahibi olarak medya dünyasında, iletişim alanında önemli, kalıcı ve adından söz ettiren hizmet zincirlerini ortaya koyarken ,her geçen gün edindiği tecrübeleriyle olgunlaşmakta, hizmet alanlarındaki genel görüntüsünü netleştirmekte, hatta biraz da kıskanılmaktadır.
Uluslararası düzeyde gerçekleştirilen “Kapadokya Şiir Şölenleri”nin mimarı olarak bilinen,2013 yılındaki 8.şöleninin “Azerbaycan Dostluk ve Kardeşlik Gecesi” olarak düzenlenmesiyle,2014 yılındaki 9.Kapadokya Şiir Şöleni’nin “Karabağ’dan Türk Dünyasına Gönül Köprüsü” adıyla Azerbaycan’da gerçekleştirilmesi, Ayşe Paslanmaz’ın hedeflerinin ülkemiz sınırlarını aştığının göstergesi olarak değerlendirilmektedir.
Peri kızı Ayşe Paslanmaz, şiirlerinde bugünle gelecek arasındaki köprülerin kurulmasında başarılı çalışmalara imza atmaktadır.. Düzenlediği “Kapadokya Şiir Şöleni” katılımcıları ve organize düzeni sıralamasında ülkemizin ilk üçü arasında yer alması, Kapadokya Şairler Antolojisiyle, Ayşe Paslanmaz organizasyonlarının kalıcılığını, aranılırlığını, örnekliğini ortaya koyması bakamından önem taşımaktadır.
O, sevgilerini ilmik ilmik dokurken, özlemlerin bir demet halinde toparlanıp, fışkıran yanardağların sıcaklığıyla sever. Varlığına vurulan kelepçeleri bir çırpıda kırıp atar.
Özgürlüğün değerini bilip, gönül rahatlığı içinde, yumuşak duygularla dopdolu olmak isterken, tatlı, sıcak yürekler dolusu sözlere hasret kaldığını anlatır mısralarında. Dilin söylemek istediklerini düşünür uzun süre.. Bunların hepsinin dışa vurulmaması gerektiği noktasından hareket eder.
Hasretleri giderek artsa da, sabretmesini bilir. Susar, Allaha yalvararak, yanlış yapanların cezalandırılmasını ister. Cehennem ateşi gibi yakıcı olan bakışlarından rahatsız olur. Onlara karşı temkinli hareket eder. Kararlarını gözden geçirirken, duygusallıktan uzaklaşmasını bilir, başarır. Göz göze geldiği, içinin burkulduğu, sevginin varlığıyla karşılaştığı zamanlarda, karar vermede zorlanır. İnandığı yolda yürürken, karşısına çıkabilecek engellerden korkmaz. Tüm gücünü ortaya koyarak, vereceği kararın üzerinde zaman harcar, düşünür, değerlendirir, sonunda doğru bildiği yolda, inançlı ve kararlı olarak yürümeye başlar. Şiirlerinde ‘Peri kızı’ adını sık sık tekrarlar. Çünkü “Peri kızı Ayşe Paslanmaz”adı, ona çok yakışmıştır.
Ayşe paslanmaz sevgi dolu yüreğinde olup-bitenlerden farklı duygularla yola çıkarak yazdığı şiirleriyle de dikkat çeken bir şair, yazar ve araştırmacıdır…
Onun, Çanakkale Destanı, Sarıkamış Destanı, Ya Muhammed, Kapadokya ,Ürgüp, Azerbaycan adlı şiirleri, inanç, hasret, sevgi, burukluk, üzüntü, huzur, mutluluk getiren, geleceğe bakan, dünya genişliği ve anlatım bütünlükleri içinde ele alınmış, şekillendirilip mısralara dökülmüş şiirlerinden birkaçıdır.
Sonuç olarak söylemek gerekirse Ayşe Paslanmaz; her yeni yayınında olduğu gibi, yeni ufuklara koşan, yorulmayan bir anlayışla okurlarıyla selamlaştığı” Yaşa Sevdiğim” adlı kitabındaki şiirlerini, dinlendire dinlendire sayfalara aktarmış, yıllarla birlikte şekillenmiş, olgunlaşmış şiir dünyasından yola çıkarak, yeni aydınlıklara doğru yürürken, adımlarından emin bir yayın yolcusu olarak başarılara imza atmaya devam etmektedir.
Tebriklerimi sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim…
***