Gülümseyişin Sihirli Etkisi
Bu günlerde dostluğa, arkadaşlığa inancımız öyle çok azaldı ki. Oysa ne çok ihtiyacımız var. Yalancılığın, ikiyüzlülüğün, riyanın, sahte samimiyetlerin her geçen gün arttığını görürken, neden bu umarsızlık, boş vermişlik. Sağlıklı düşünmemizi engelleyen benciliğimizden başka bir şey değil. İstediğimiz şeyi elde etmek için genellikle zorbalığa başvuruyoruz çoğumuz.
İş yerinde patronumuz, Evde anne ya da babamız, okulda öğretmenlerimiz, eşimiz. Sorumluluk taşımaya başladığımız an zorbalıklarda başlıyor.
Güneş ve Rüzgâr, hangisinin daha güçlü olduğu konusunda tartışırlar.
Ve Rüzgâr,
-Sana benim daha güçlü olduğumu kanıtlayacağım der.
-Şuradaki yaşlı adamı görüyor musun? hani şu üstünde palto olan. Bahse girerim o paltoyu üstünden senden çok daha çabuk söküp alabilirim.
Bu denemeye razı olan güneş bir bulutun arkasına gizlenir ve rüzgar bir fırtına gücüyle esmeye başlar. Ancak rüzgâr şiddetini ne kadar artırırsa yaşlı adam da paltosuna o kadar sarınır. Sonunda rüzgâr pes edip durulur ve güneş bulutun arkasından çıkarak yaşlı adama sıcacık gülümser. Bunu gören yaşlı adamın yüzünde bir hoşnutluk ifadesi belirir. Ve paltosunu çıkarır.
İddiayı kazanan Güneş, Rüzgâra;
-Dostluk ve Naziklik her zaman haşinlik ve zorbalıktan daha güçlüdür. der.
Sevginin, iyiliğin bütün kapıları açacağını çoktan unutmuşuz sanki. Sevginin gücünü her yerde okuyup duyuyoruz ve bildiğimiz söylüyoruz ama uygulamaya gelince çoğunlukla karşımızdan bekliyoruz önce.
Yukarıda paylaştığım hikaye ne güzel dile getirmiş, güler yüz ve samimi sıcaklığın zor olan her işin kapılarını açtığını.:)
Disiplin başarı için şart belki ama içimize yerleştirilmeye çalışılan şiddetten ve baskıdan arınmış bir disiplin.
Saygı ile korkuyu birbirine karıştırıyoruz. Sevgiden doğan saygı anlayışı ve hoşgörüyü arttırır. Korku ile saygı ise yalanı ve kişisel çıkarları gün yüzüne çıkartır. Bulunduğumuz şu dünyayı daha yaşanılır hale getirmek için yapmamız gereken tek şey, çıkarsız ve beklentisiz çevremize sevgimizi sunmak ve gülümsememizi etrafımızdan esirgememek.
Mahatma Ghandi’den
Kulağınıza Küpe!
Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür.
Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür.
Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür.
Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür.
Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür.
Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür.
Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür.
Bol gülümseyişli günler dilerim...
... gülümse hadi gülümse bulutlar gitsin (sezen) :)...
Ocak 18th, 2011 at 20:20rüzgarla güneşin hikayesini hiç duymamıştım.. çok yerinde bir örnekti sağol soydaşım..
Ocak 18th, 2011 at 20:22