Ayrıştırıcı Söylem Yükselen Tehdide Hizmet Eder
Amerika ve Batı Türkiye üzerinde sürdürdüğü tehdidi, artık askeri seviyeye yükseltti. Suriye’deki Amerikan askeri gücü, asker sayısı ve teçhizat miktarı olarak sürekli artıyor. Dün itibariyle, Münbiç’te yeni yığınak yapıldı.
Yeni yapılan açıklamalar, Türkiye’nin PKK/PYD’ye saldırısına karşı, caydırma amacıyla bu yığınak yapılıyor dense de; asıl amacın, bölgede, Kürdistan kurmanın son harçları konuluyor.
Durum bu kadar vahimken, yani Amerika ile Suriye’de namlu namluya gelmişken, biz kendi içimizde halkımızın yarısını terörist olarak ilan ediyoruz.
Cephe gerisini birleştirip, cephe gerisinden güç kazanmak yerine, cephe gerisini bölüp dış tehdide yardım etmiş oluyoruz.
Dış tehditler yükselirken, içerde kendi arasında çatışan tüm devletler yok olmuşlardır. Yok olmayanları da küçülmüşlerdir.
Bunun en yakın örneği Osmanlının parçalanmasıdır.
Halk oylamasına yaklaştıkça, ayrıştırıcı söylem gittikçe yükseliyor, buna paralel olarak da dış tehdit yükseliyor.
1-İktidar cephesinden gelen ayrıştırıcı söylemleri derhal durdurmak gerekir.
2- Yeni dış düşman kazanmak yerine, Avrupa’dan gelen tehdidi en azından tarafsızlaştırmak için gayret sarf edilmelidir.
3-Bölge ülkeleriyle İran, Irak, Suriye, Rusya ve Mısır ile ilişkileri sıcak tutmak, muhtemel Amerikan saldırısına karşı caydırıcı konum kazanmak.
4-Ekonomik tetikçiliğe karşı planlamacı tedbirle geliştirmek ve üreticilerin, gelen tehdide karşı bilincini yükseltmek.
5-Suriye ile derhal her türlü işbirliği yapılmalı Kurulacak bir Kürt koridoruna Rusya Suriye ve Türkiye birlikte karşı koymalıdır.
6- Esad düşmanlığı Türkiye düşmanlığına dönüşmeden derhal tedbir alınmalıdır.
7- Amerikan maşası Barzani ile işbirliğinden medet ummak ve Amerikancı çözümler aramak yerine, Suriye’de Suriye devleti ve Rusya ile daha yakın ittifaklar geliştirmeliyiz.
Asgari yukarıdaki tedbirler alınmaz, ayrıştırıcı söylemlerle cephe gerisi bölünürse, Suriye meselesi Türkiye bölme sorununa dönüşür.
Hiçbir işe yaramayacak ve iki yıl sonra uygulamaya geçecek Anaya değişikliği ile iştigal, halkımızın ayrışmasına sebep olmaktadır. Bari söylem düzleminde ayrıştırıcı olmayalım.
Halkın yarısına teröristsin demek; sen benim düşmanımsın ben seninle de savaşacağım demektir. Bu kavgacı söylem iktidarın da bir işine yaramaz. Bölünme yolundaki halkı yönetmek dış savaşı yönetmekten zordur.
Evet diyecek halkımız da, ayrıştırıcı bu söylemden hoşnut değildir.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com