Ayak Basmadık, Hâşâ Öptük O Mübarek Toprağını!
Çanakkale’yi ziyaret edemeyen, çocuğunu götüremeyen var mı? Kendi imkânları ile Çanakkale şehitlik ziyaretgâhlarına gidemeyenler için müjdem var, artık ücretsiz turlar düzenleniyor.
İstanbul’da oturuyor da haberiniz yoktu ise şimdi oldu işte…
İstanbul’daki Belediyeler halkın talebi üzerine yeni güzel bir uygulama daha başlatarak Çanakkale’ye turlar düzenliyorlar.
Hizmet alım yoluyla bir seneliğine anlaştıkları Firmalar, iyi denecek konforda, Çanakkale’nin ruhuna uygun görsellerle giydirilmiş otobüslerle sürekli Çanakkale yolunda gidip geliyorlar.
Başını Zeytinburnu Belediyesinin çektiği bu güzel hizmeti, Küçükçekmece Belediyesi, Bağcılar Belediyesi ve Fatih Belediyesi devam ettiriyor.
Her birini ayrı ayrı kutluyorum, ne güzel bir hizmettir.
Benimde sık sık yollarda gördüğüm ve gözlerimin dolduğu Çanakkale kahramanlarımızın fotoğrafıyla süslü otobüslerden biriyle bu hafta sonu gezmek nasip oldu.
Aman Allahım, bu ne duygusal ziyaret! Her bir ziyaret yerlerinde içimiz kabardı, tüylerimiz diken diken oldu, aynen makalemin başlığındaki gibi; “Ayak Basmadık, Hâşâ Öptük O Mübarek Toprağını!”.
İki otobüsten oluşan ziyaretçiler, kahraman ecdadımızın destan yazarak, düşmana geçit vermediği Gelibolu Yarımadası'ndaki hatıraları, profesyonel rehber eşliğinde gezdik.
‘Mehmet’e Selam’ sloganlı Çanakkale ziyaretine küçük oğlumla katıldım.
Hem de 1 günlüğüne ama sanki 1 ay gezmiş gibi dolu dolu geçti. Rehberimiz mükemmeldi, organizasyon harikaydı. Özellikle bu imkânlardan ücretsiz olarak bizleri faydalandırtan güzel dostuma, İettbembirsen Şube Başkanı Yakup GÜNDOĞDU’ya teşekkür ediyorum.
Sabah 6:30 da İstanbul’dan hareket ettik. Yolculuk boyunca, otobüs içerisinde, Çanakkale ziyareti ile ilgili bilgilendirme videosu izleyerek sıkılmadan Çanakkaleye ulaştık.
Metrekareye ortalama 6 bin merminin düştüğü ve havada mermilerin birbiri ile çarpıştığı şehitler diyarında; Kilitbahir Kalesi’ni, Seyyid Onbaşı’yı, Sargıyeri Şehitliği’ni, Şehitler Abidesi’ni, Seddülbahir’i, Yahya Çavuş Anıtı’nı, 57. Alay Şehitliği’ni, Arıburnu'nu, Conkbayırı’nı ve diğer mekanları teker teker gezerek, buradaki manevi atmosferi teneffüs ettik. Ayrıca savaşta şehit düşen kahraman Mehmetçiklerin isimlerini ve memleketlerini tek tek okuyup gözyaşımızla dualar ettik.
Gelibolu Yarımadasında savaşmış çeşitli ülke askerlerinden kalma özel eşyalar, üniformalar, apoletler, silahlar, mataralar, kemer tokaları, ilaç şişeleri, dönemin deniz ve kara savaşlarında kullanılmış mermiler ve 6 bin civarında objenin yer aldığı Gelibolu Savaş Müzesi'ni de ziyaret ettik.
Tabi bu güzel mekânlarda şahit olduğumuz olumsuzluklarda yok değildi.
Şehitlik Abidesinin yanındaki 9 ayaklı anıtın içine yerleştirilmiş üzüntüden siyahlaşan Bayrağı temsil eden mermer üzerine çıkarak resim çekinen insanları görünce üzüldüm.
Görevli rehberlerin (Alan Kılavuzu) biraz daha duyarlı olarak, bazı uyarılar yapması gerekirdi, gerekiyor!
Yine, rehberlerin dil sürçmelerine dikkat etmelerini önemsiyoruz, çünkü ilk defa ziyarete gelmiş insanlar hayranlıkla gözlerini, heyecanla yüreğini açmış, o rehberleri can kulağı ile dinliyorlar, doğru bilgi ve şehitliğin şuuruna yakışır anlatım olması ziyaretçileri çok daha mutlu edecektir.
Umuyorum bu uyarımız dikkate alınır.
Fakat bizim rehberimiz canlı bir ansiklopedi gibiydi. Adı gibi yiğit Mehmet-cik; yerinde, zamanında, dolu dolu anlatımları ve her anlatım sonunda, ‘Ruhu Şad olsun!’ demesi, bizi çok duygulandırıp memnun bıraktı. Ayrıca kendisine çok teşekkür ediyorum.
Profesyonel rehberlerimizin anlatımıyla, 1915 yılında yaşananlar adeta gözümüzde canlandı. Milletimiz omuz omuza vererek vatanımızı savunmak aşkıyla buradaki cephelerde kahramanca savaşmış, şehit olacaklarını bildikleri halde cepheye gitmekten geri durmamışlardı. Korkusuzca hep birlikte ölüme yürümüşlerdir. Onların birliğini, dirliğini, kararlılığını sağlayan dini inançları, vatan aşkı ve bayrak sevgisiydi. Bu sebeple Çanakkale ruhunun her zaman diri ve canlı tutulması için bu tür organizasyonlara çok ihtiyaç vardır.
Ziyaret boyunca gördüklerimiz yaşadıklarımız bizi o kadar etkiledi ki, hani Kabetullah’ı ziyaret eden, bir daha, bir daha gitmek istermiş ya, işte bizde de o yerlere ayak basınca sanki Çanakkale’ye her sene gitme sevgisi uyandı, en çok da 12 yaşındaki oğlumda!
Bu tür organizasyonları takip etmeliyiz. Biz tarihimizi dizilerden öğrenecek kadar aciz nesiller yetiştirmeyelim. Eğer bu bilince biz sahip olursak, emin olun ki, bizden sonrakiler daha çok sahip çıkacak.
250 bin şehidimizin ruhu Şad olsun. Ne mutlu bu şuura ulaşanlara…