Avrupa’da Yeni Bir Hayvan Hastalığı Salgını
Avrupa’da Yeni Bir Hayvan Hastalığı Salgını daha ortaya çıka dursun ülkemiz Avrupa ve diğer ülkelerden kasaplık, besilik canlı hayvan, et ve et ürünleri ithalatına dolu dizgin devam ediyor.
Rusya, yeni keşfedilen bir virüs sebebiyle Avrupa'daki bazı ülkelerden hayvan ithalatını durdurdu. Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu ilk kez Kasım ayında keşfedilen virüsün insanlara bulaşmadığını açıkladı. Avrupa Komisyonu ise, Avrupa'da bir sağlık tehlikesi olmadığını açıklayarak Rusya'nın adımını kınadığı bildiriliyor.
AFP'nin haberine göre Rusya'da veterinerlik denetim kurumu, 'Rusya, 1 Şubat'tan itibaren Almanya, Hollanda, Belçika ve Fransa'dan hayvan ve genetik malzeme alımına, Schmallenberg virüsü sebebiyle geçici kısıtlamalar getirmektedir.
Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu EFSA ise, adını ilk kez Kasım ayında keşfedildiği Alman kasabasından alan Schmallenberg virüsünün, insanlara hayvandan insana geçmediğini açıkladı.
Rusya, virüsün tespit edildiği İngiltere'den ithalata hali hazırda kısıtlamalar getiriyordu.
Avrupa Komisyonu, Avrupa'da bir sağlık tehlikesi olmadığını açıklayarak Rusya'nın adımını kınadığı bildiriliyor.
2011 yılında Türkiye’nin kasaplık, besilik canlı hayvan, et ve et ürünleri ithalat miktarı 1,5 milyar dolar!
Eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğine bağlı Kafkas ülkelerinden Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan’da ve Türkmenistan, Kazakistan’da et fiyatları şu an da 5 dolar civarında seyrediyor. Bu ülkeler WHO (Dünya Sağlık Örgütü)’nün hayvan hastalıkları görülen ülkeler listesinden yarım asırdır çıkamıyor! Geniş otlaklara sahip oluşundan dolayı keza canlı hayvanı en ucuza üreten Afrika Ülkeleri de aynı durumda.
Türkiye 2010 yılında kasaplık, besilik canlı hayvan ithalatında bazı Avrupa Ülkelerine yasak koymuş iken bu yasağı Almanya ve Fransa’nın baskısı üzerine kaldırmıştı. Avrupa’nın deli dana hastalıklı ve Schmallenberg virüs’lü hayvanları, etlerinin ithalatına ülkemiz devam ediyor.
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ülkemizde canlı hayvan üretiminin kendi kendine ne zaman yeterli hale getirilebileceği ile ilgili bir plan, program ortaya koyabileceği ufukta görünmüyor.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan’ı Sayın Mehdi Eker’in Bakanlığı teslim aldığında canlı hayvan, et ve et ürünleri ihraç eden ülkemizin 2010 yılı Nisan ayından bu yana ülkeye et, canlı hayvan ithal ettirdiği biliniyor. Hayvancılığa verilen destek miktarlarını mevcut iktidardan önceki dönemlerde verilen desteklerin artışı ile övünen sayın bakanı hayvancılık sektörü başarısız bulmaktadır.
2002 yılında hayvancılığa verilen destek miktarı 80 milyon, 2011 yılında 1,7 milyar olduğu göz önüne alınırsa hayvancılığa verilen desteklerin yerinde kullanılmadığını göstermektedir.
2010 ve 2011 yıllarında verilen sıfır (0) faizli krediler ile kurulan yeni hayvancılık işletmelerinin çiğ süt fiyatlarında üreticilerin kazanç sağlayamamaları bu yeni kurulan işletmelerin borçlarını ödeyememeği bekleniyor.
Hayvancılığın dinamosu çiğ süt fiyatlarıdır.
Her gün dolu dizgin süt ve süt ürünleri fabrikaları kendi öz sermayeleri ile kurulabilir iken, süt ve süt ürünleri fabrikalarından İMKB kayıtlı firmalar % 68 kazanç sağlayabilirken hayvancılık sektöründe çiğ süt üreticilerine kazancın reva görülmemesi hayvancılığımızı çökerten tek sebeptir.
ASÜD (Ambalajlı süt ve süt üreticileri derneği)’nin üretici temsilcilerine dikte ettirdiği çiğ süt bedeline üreticiler razı değiller.
Çiğ Süt fiyatları 1,2 TL’ olmalıdır. Olması gereken bedel budur.
Bu bedel gerçekleşmediği takdirde hayvancılık, yem bitkileri vel hasıl tüm destekler geçmişte olduğu gibi boşa gidecektir.
hayvan başına destek, litre çiğ süt başına destek, yem bitkileri destek bedelleri üreticilerin cebine giriyor gibi görünse de süt sanayicilerine gitmektedir. Kamuoyunda da ‘’ Üreticiler Destekleniyor ‘’ yanlış algısı yaratılmaktadır.
2002 yılına nazaran destek miktarlarının 20 kat artırılmış olmasına rağmen ülkemizin 2010 yılında hayvan ve et ithal eden ülke pozisyonuna gelmesi ve bu durumu halen sürdürmesi, hayvan ve et ithal eden ülkeler arasından ne zaman çıkılacağının ortaya konulamamasının nedeni;
Ülkemizin hayvancılığının dinamosu olan çiğ süt fiyatları, hayvancılık destekleme düzenlerini Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın değil Ambalajlı Süt Sanayicilerinin yönettiği gerçeğidir.
Hayvancılığa verilen destekler ortadan kaldırılmalıdır. Üreticiler yetimin hakkını değil kendi haklarını istemektedirler. Süt sanayicilerine üretici eliyle verilen dolaylı destekler yerine doğrudan destek şeklinde sanayicilere verilmelidir!...Gerçek olan sanayicilerin desteklendiği anlaşılsın. Kaldı ki süt ve süt ürünlerine ihracatta ısrarla destek istemektedirler. Üreticiler sanayiciler için sadakacı konumdan çıkarılmalıdır.
Üreticilere göstermelik destek değil, ürettiklerinin gerçekçi bedeli ödenmeli, çiğ sütü üretmek kazançlı hale getirilmelidir.