Avrupa Birliği Üyeliği ve Türkiye
Sayın milletvekili bir hukukçu olarak AT'a giriş, sorunlar, olanlar ve olması gerekenler konusunda belirtmek isterim ki;
AT'a giriş ekonomik ve sosyal bakımdan Türkiye'nin gerçeklerine uygun mudur?
Türkiye AT' a girişe hazır mıdır?
Ekonomik yapısı ile gümrük duvarlarını sıfıra indirmeye hazır mıdır?
Sınai ve ekonomik yapısı ile ileri derecede kalkınmış batılı ülkeler karşısında ayakta durabilir mi?
Çeşitli sektörler entegrasyona girme çabası yanında bugünkü işsizlik durumu ve yüksek enflasyonla kabul edilebilir mi?
Serbest piyasa ekonomisi kabul edilmekle AT üyeleri kapıları Türkiye'ye açar mı?
Serbest dolaşım, serbest yerleşim ve serbest ticari faaliyet Türkiye'ye nasıl tanınır?
Türkiye hazır mıdır?
Mahkeme kararlarına müdahaleden, bağımsızlığın askıya alınmasına kadar bir dizi sorun nasıl çözülecektir?
Bununla birlikte Avrupalılara göre AT bir Hıristiyan topluluğudur. Ortak kültür, ortak tarih ve ortak uygarlık değerlerine sahip topluluktur. Farklı kültür, tarih ve uygarlık değerleri ile AT Türkiye'yi gerçekten kabul edebilir mi?
Batı tarihi itibarı ile bin yıldır Türkiye ile kavgalıdır. Kavga HUN devletinin başkanı Atilla ile başlar. Batının ekonomik ve siyasal emperyalist geçmişi ve uygulamaları yanında şimdi kültür emperyalizmi içindedir.
Düşük milli gelir, döviz sıkıntısı, ihracat düşüklüğü, gelir dengesizliği, hantal bürokrasi, kısır siyasal çekişmeler ile başlayan cumhuriyet dönemi sorunlarını çözmeden böylesine bir kuruluşa batılıların kabul etmesi beklenmemelidir.
Avrupa yaşlılar ve emekliler ülkesidir. Oysa Türkiye genç nüfusa sahiptir. Belçikalı parlamenter Beyer de Ryke Türkiye'nin AT üyeliği imkansızdır.
İki yüzlülük yapmaya lüzum yok. AT bir Hıristiyan topluluğudur. Türkiye ise Müslüman bir ülkedir. Avrupa ülkesi değildir.' derken hayalci olmaya gerek yoktur.
Devletler hukukunda milletlerarası anlaşmalara güven temel unsurdur. Ancak AT ülkeleri devletler hukukunu hiçe sayıp 1963 de imzaladıkları anlaşmayı hiçe sayıp, şartlar değişti diye talebi reddetmektedirler. AT için Türkiye bir pazardır.
Diğer ülkeler gibi ortak görmesi beklenmemelidir. Tekstil mallarına kota koymaları, serbest dolaşım hakkını reddetmeleri nedensiz değildir. AT'ın gerçek yüzü bilinmelidir. 1986 yılında dolaşım serbestisini reddetmişlerdir.
AT Türkiye'yi üye olarak istemez. Çünkü AT Türkiye'yi ileri bir karakol olarak tutmak, ekonomik yönden bağımlı kılmak, iç istikrarsızlığı canlı tutmak, güçlenip Osmanlı dönemindeki gibi dünya pazarlarında etkinlik sağlamasını önlemek evet amaç hep bu olmuştur, olmaya devam edecektir. Osmanlı dönemindeki politikasını batı değiştirecek değildir.
Bu edenle Türkiye, kendi gelişim modelini gerçekçi politikalarla benimsemek, rekabet edilebilir ekonomik potansiyeli ile AT ilişkileri canlandırılabilir. Hayalci olmaya gerek yoktur." dedim. Konuşmamın devamı olarak " Türk insanının son bakışı ile ilgili bir örnek verdim. "
ÇAĞDAŞ DEMOKRASİLERDE MİLLETVEKİLİ OLMAK
Birçok ülkede şaibeli kişiler milletvekil olarak mecliste görev alıp kanun çıkaramıyor.
ABD: Belirli ihanet (vatana) davranışları ve suçlamaları olmadıkça bir kişinin kongre adayı veya üyesi olmasının önünde yasal bir engel bulunmuyor. Kongre üyesi olabilmek için, yaş, yurttaşlık ve seçildiği zaman eyalette ikamet etme şartı aranıyor. Bu anayasal nitelikleri karşılayan bir kişi seçildiği takdirde, bir iddianame ile takibat altında ya da bir suçtan mahkûm olmuş olsa bile anayasal olarak Kongre'de hizmet edebilme hakkına sahip. Ancak pratikte bunun uygulamasına pek rastlanmıyor. En küçük şaibeye karışan isimlere bile kongrede yer alma şansı verilmiyor.
ALMANYA: Düşünceyi açıklama, öğretim ve toplanma özgürlükleri gibi belirli temel hakların kötüye kullanılması sonucu Anayasa Mahkemesi'nce ilgili kişi, bu temel haklardan mahrum bırakılabiliyor. Vatana ihanet suçu ile birlikte demokratik hukuk devletini tehlikeye düşürme, dış güvenliği tehlikeye düşürme, diğer devlet yetkilileri ve temsilcilerine saldırı, seçimlerin engellenmesi, seçimlerde hile ve yanıltmalar yapmak gibi seçimlere dair belli suçlar, savunma araçlarıyla sabotaj ve güvenliği sarsan istihbarat girişimleri gibi ülke savunmasını tehlikeye sokan suçlarla suçlanan kişiler milletvekili olamıyor.
AVUSTURYA: Ülke mahkemelerince bir ya da daha fazla kasıtlı suç oluşturan davranışlarından ötürü bir yıldan daha fazla özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûm olan kişi için seçilme yolu kapalı. Bu seçilme yetersizliği altı ay sonra sona eriyor. Süre, cezanın infazından ve özgürlüğün kısıtlanmasına bağlı olarak önleyici tedbirlerin yerine getirilmesinden ya da ortadan kalkmasından hemen sonra başlıyor.
BELÇİKA: Medeni ve siyasi haklardan mahrum eden mahkeme kararları seçilme yeterliğinin kaybedilmesine yol açıyor. Bazı durumlarda seçilme hakkının kaybedilmesi otomatik olarak gerçekleşirken, bazı durumlarda, örneğin ırkçılığa teşvik gibi bir suçtan mahkûm olanlarda, yargıcın ayrıca seçilme hakkının kaybedildiği yönündeki kararı bildirmesi gerekiyor.
HOLLANDA: Milletvekili seçilebilmek için diğer koşullara ek olarak oy kullanma yeterliğine de sahip olmak gerekiyor. Seçim Kanunu (Grondwet) göre, mahkeme kararıyla akli dengesizlik nedeniyle yasal yetersizlikleri olduğu tespit edilenler, cezaevinde tutulanlar, mahkeme kararıyla oy kullanma hakkından mahrum bırakılanlar, çocuklar üzerindeki ebeveynlik yahut velayet haklarından mahrum bırakılanlar aday olamıyor. Parlamento üyeleri sıradan vatandaşlar gibi soruşturma ve yargılamaya tabi.
İNGİLTERE: Bir yıldan daha uzun süreye mahkûm olanlar, cezasını çektikleri sırada aday olmaktan ya da milletvekili olmaktan men edilebiliyor. Avam Kamarası üyeliği için vatana ihanet ve seçimlerde yolsuzluk, iflas kısıtlamaları kurallarına tabii olanlar için de ayrı hükümler bulunuyor. Bir ya da daha fazla herhangi suçtan suçlu bulunmuş ve hapis cezasına çarptırılmış veya tutuklama kararı çıkarılmış veya süresiz olarak ya da bir yıldan fazla bir süreliğine tutuklanmış olan bir kişi hüküm ya da talimat uyarınca Birleşik Krallık'ta ya da İrlanda Cumhuriyeti'nde tutuklu olduğu müddetçe ya da tutuklanacağı halde yasa dışı bir şekilde kaçak olduğunda Avam Kamarası üyeliği için men ediliyor. 3 yıl süreyle adaylık yasağı da getirilebiliyor. Haklarında bir mahkûmiyet kararı ya da mahkeme kararı olmaksızın adaletten kaçan üyeler de ihraç ediliyor.
SPANYA: Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûm olanlar ceza süresince, isyan, terörizm veya devlet kurumlarına karşı işlenmiş suçlar ise üyeliğin kaybına yol açıyor.
SVİÇRE: Bir kişinin daha önce mahkeme tarafından suçluluğunun tespit edilmiş olması, milletvekili seçilmesine bir engel oluşturmuyor. Seçimlerde oy kullanma hakkına sahip her İsviçre vatandaşı, seçilme hakkına da sahip.
İTALYA: Kamu güvenliği ve ahlakını tehlikeye attığı gerekçesi ile haklarında önleyici tedbirler öngören nihai karar verilenler; haklarında alıkoyma önlemleri veya şartlı tahliye öngören nihai hüküm verilenler, bu hükmün yasal sonuçları devam ettiği müddetçe; kamu görevi edinmesini süresiz şekilde engelleyici bir suçtan hüküm giyenler oy kullanmadıkları gibi seçilebilme yeterliliğine sahip değil.
RUSYA: Bir mahkeme kararıyla yetersizliği tespit edilenler ya da bir mahkeme kararıyla tutukluluk altında bulunanlar oy kullanamadığı gibi milletvekili de seçilemiyor.
Ya Türkiye: odacı olamayanlar milletvekili, üst düzey bürokrat olabilir.
Günün Sözü: Makam, unvan, zenginlik insanlar arasında eşitsizlik doğurmamalıdır.