AVM Düşmanlığı
Son dönemde, İzmir başta olmak üzere bir AVM düşmanlığı sürüp gitmektedir. AVM’ler tam bir günah keçisi ve nişan tahtası haline getirilmektedir.
1- Neymiş? AVM’lerin olmadığı Anadolu’muzun birçok şehrinde ve kasabasındaki esnaf sıkıntı çekmemekte midir?
- Bugün kaç kişi gömleğini, ayakkabısını, elbisesini özel olarak imal ettirmektedir? Hepimiz, bunları hazır olarak almıyor muyuz? Kitlesel üretimin hakim olduğu ekonomik düzende, özellikle belirli büyüklüğe ulaşmış yerleşim birimlerinde, sipariş üzerine çalışan kaç tane gömlekçi, ayakkabıcı, terzi bulabiliriz?
- En çok bakkal esnafının etkilendiği doğrudur. Ancak, her apartmanın altında bakkal dükkanı olması, her emeklinin bakkallığa başlaması da doğru mudur?
2- İlk başkanlık dönemimde, (1986 yılında) TANSAŞ’ı biz kurduk. Çok başarılı bir gelişme gösterdi. Enflasyonla mücadelede ciddi etkisi oldu. Her iki genel müdür de, İrfan Akça ve Bülent Sezen, harika bir başarı örneği sergilediler.
Çok sayıda üreticiye, çiftçiye, can simidi görevi ifa etti. Binlerce kişiye istihdam sağladı. Çok ciddi vergiler ödedi. Çok sayıda öğrencinin, hastanın, dertlinin imdadına yetişti. İzmir’in bir çok sağlık ve eğitim hizmetine önemli katkılar yaptı. Bir kuruş kredi kullanmadı. Hep öz sermayesi ile idare etti. Örnek bir kurum haline geldi. En sonunda, satıştan sağladığımız çok ciddi tutar ile Büyük Kanal Projesi'ni tamamladık.
- Migros’u Koç Ailesi’ni tahrik ederek İzmir’e getirdik. Gaziemir Metro için her türlü desteği verdik. Rahmetli Sakıp Ağa, hatırımızı kırmadı. Çiğli Carrefour-SA’yı açtı. Sevgili kardeşim Hüseyin Özdilek, harika bir alışveriş merkezi açtı. Yanına da, İzmir’in sembolü haline gelen oteli yaptı. Pehlivanoğlu (hem gönül dostum hem de rakibim olarak) müthiş bir gelişme gösterdi. Merhum Piriştina, KİPA’yı koordine etti. Zaman içinde, her taraf BİM mağazaları ile doldu. Gürmar mağazalarının sayısı hızla artmıştır. Velhasıl, İzmir’de alışveriş merkezlerinin sayısı hızla artmıştır. Daha önce, akşam olunca, kimsenin girmeye cesaret edemediği, Balçova’daki “Sefiller Sitesi” bugün bir harika alışveriş merkezi olmuştur. Yeni açılacak otel de, işin kaymağı olacaktır.
3- Peki, bu gelişme kötü mü olmuştur? Tenkidler ne kadar geçerlidir? Çoğu oy avlama amacına yönelik bu tenkidlerin sahipleri ne kadar haklıdırlar?
- Bu AVM’lerin kaç kişiye istihdam kapısı olduğunu; kayıt içi ekonomiye ne büyük ortam sağladığını; ne büyük vergiler ödediklerini; İzmir ve Ege ekonomisine, tüm üreticilere ne muazzam kaynaklar aktardığını hiç incelemişler midir?
- Efendim, AVM’lerde yabancı mallar satılıyormuş? Sanki, diğer tüm dükkanlar (oyuncakçılar, kırtasiyeciler, beyaz eşya satıcıları vs) ağzına kadar yabancı mallar, özellikle iğrenç Çin malları ile dolu değil.
Çözüm üretin; Türkiye’yi ucuz, kalitesiz, zararlı yabancı malların istilasından kurtarın. Gümrüklerinize sahip çıkın. Kaçakçılıkları önleyin. AVM’lere ithal ettiği kadar ihraç etme mecburiyeti getirin. Ödemelerde keyfi uygulama yapmak isteyenlere engel olun. Yabancıların kartelleşmesine imkan vermeyin. Ama “AVM’ler engellenmeli”, “falan filan gün çalışması yasaklanmalı” vb. saçmalıkları dile getirmeyin. Ucuz politika yapmayın. Tutamayacağınız sözleri vermeyin, çözüm üretin. Huzuru bozacak, kamplaşmalara sebebiyet verecek söz ve davranışlardan kaçının.
İzmir; zaten bir avuç istemezükçü yüzünden, “Yatırımlara Yasak” ve Yarım Kalmış Yatırımlar” şehri oldu. Her geçen gün gerilemekte, önemini kaybetmektedir. Bir de, sizler bu engelleyiciler kervanına katılmayın…