Av Mevsimi Geldi.
Genel seçim sürecine girildiği günlerde milletvekili aday adaylarından bol bir şey yoktur. Bütün aday adayları ballandırarak kendilerinin ne kadar zeki, ne kadar çevik ve ne kadar temiz ahlaklı olduğunu anlatıp dururlar.
Milletvekili adayı olabilmek için iki yol vardır.(Tabii gerçekten milletvekili olmak istiyorsanız, adım duyulsun, reklamım olsun diye gidip milletvekili adayı olmuyorsanız.)
Birinci yol siyasetle sürekli iç içe olmak. Bir siyasi parti içerisinde emek vermek ve bu emek sonucunda da parti içinde yükselmek. Varacağınız en üst nokta ise il başkanlığıdır. (daha üst mevki Parti meclisi üyeliğidir de, bunun için ülke çapında bir tanınmışlık gerekir).
Bu aşamadan sonra ben bu partiye emek verdim ve beni de partililerim seviyor, sayıyor diye düşünüp gider aday adayı olursunuz.
İkinci yol ise siyasi partilerde çok bir boy göstermezsiniz fakat ya bir sivil toplum ya da bir meslek kuruluşunda yükselerek, il başkanı veya il temsilcisi olursunuz. Bu sırada aday olmak istediğiniz partiye de göz kırpmaya başlarsınız. Ve günü geldiğinde de aday adaylık başvurusu yaparsınız. Böylece siyasi partiye bir anlamda yatay geçiş yapmış olursunuz.
Sizin neyiniz eksiktir ki bu kadar aday adayı olan kişiden.
Bir de bu yollar dışında yırtık çoraptan çıkan başparmak gibi, durup dururken gelip aday olursunuz. Ne bilginiz, ne görgünüz, ne kültürünüz aslında yeterli değildir fakat tüm çapsızlığınıza rağmen aday oluverirsiniz. (Geçmişte örnekleri var).Eğer şansınız da varsa aday olmanız işten bile değildir.
Aday adayı olan vatandaş, kendini tanıtmak için gezer durur. O dernek senin, bu sendika benim. Nezaketen çaylar içilir, bir yerlerden tanış çıkılır. Anlatır da anlatır kendini. Siz ne sorarsanız sorun hiç önemli değildir. O, kafasında olanları anlatacaktır size. İşin kötü yanı da hiç birisi neden aday adayı olduğunun cevabını kendine bile verememiştir.
Adayı dinlerken ya da dinlermiş gibi yaparken sorarsınız kendi kendinize: Tanrım, bu geyik muhabbeti katlanmak daha ne kadar sürecek diye.
Bir sorun bakalım, ülkenin sağlık sorunları hakkındaki çözüm önerileri nelerdir. Ya da eğitim sorunları hakkında. Veya tarım politikaları konusunda. Siz, siz olun sakın ola işsizliğe çözüm önerileri falan sormayın. Vallahi o gün evinize gidemezsiniz haberiniz olsun.
Sormamanız gereken bir soru daha: Sizin partinizden şu an milletvekili olanlardan farklı olan yönünüz nedir? Ya da onlardan daha üstün ne gibi özellikleriniz var?
Şimdi ne desin aday değil mi ama. Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal. Siz, siz olun da üzmeyin gelen aday adaylarını. Bırakın yapsınlar geyiklerini, içsinler çaylarını ve aha buradan da üç beş oy kaptım mutluluğuyla ayrılsınlar yanınızdan.