Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ne Niçin Karşılar?
Büyük Atatürk olacakları tahmin etmiş, 20 Ekim 1927 tarihinde söylediği gençliğe seslenişte bugünleri görmüş. Ne demiş Büyük Atatürk? “İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyaya emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve delalet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.”
İşte bu ifadeler, hainleri çok rahatsız ediyor. Çünkü hainler yaptıkları hainliklerin farkındalar. Çünkü, Büyük Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyetine ve istiklâlimize (bağımsızlığımıza) bazı düşman unsurların kötü niyetle saldırabileceklerini söylemiş. Onun tabiriyle “kastedecek düşmanlar” bugün artık dişlerini, tırnaklarını, pençelerini göstermeye başladılar.
Mazlum-Der adlı bir Kürt oluşumu var. Güya, haksızlığa uğrayanların, zulme uğrayanların haklarını korumak amacıyla kurulmuş bir dernek. Yasal olarak mı kurulmuş? Evet, yasalara uygun kurulmuş bir örgüt ama art niyetli. Cumhuriyete, Atatürk’e, Türklüğe düşman bir örgüt. Türkiye’de böyle yüzlerce Kürtçü örgüt var. Aralarına samimi ve Kürt olmayan dindarları da alıyorlar, veryansın Cumhuriyete, veryansın Atatürk’e ve Türklüğe. Güya mazlumların yanında, güya hakkın, hukukun yanında.
Bu malûm dernek, 5 yıldır okullarda çocuklara birlikte okutulan “Andımız”’ın kaldırılması için kampanya başlatmışlardı. Bu and, “Türküm, doğruyum” diye başlıyor ya! Karşı durdukları “Türküm” kelimesine.
Büyük Atatürk “Gençliğe Hitabe”sinde “Ey Türk Gençliği” diye başlıyor ya! Bunda da “Türk Gençliği” kelimesine karşı duruyorlar. Bu hitabe, “ideolojik eğitimin öğrencilere benimsetilmesinin bir aracı” imiş.
Kendileri ırkçı, bölücü, faşist oldukları için, nerede “Türk” kelimesi görseler; bu kelimenin kaldırılmasını talep ediyorlar. Kaldırılırsa, meydanda ne kalacak? Kürt ve başka etnik gruplar. Onlara göre; her etnik unsur cirit atsın ama sadece Türk olmasın. Yani Türkçülük ortadan kaldırılsın. İstedikleri bu.
Bu bölücü, kötü niyetli gruplar, meydanı boş buldu. Yani Atatürk’ün hitabesinde tanımladığı cumhuriyet ve istiklâlimiz için oluşturulan olumsuz ortamdan yararlanmak istiyorlar. T.C; bölünsün, parçalansın, yıkılsın ve Kürtlük bu vesileyle aradan sıyrılsın. Amaçları budur. Türk gençliğinin direncini ortadan kaldırsınlar ki amaçlarına daha kolay ulaşsınlar. Bunu da, her zaman yaptıkları gibi; insan hakları, insanlık değeri, insanlık onuru ve eşitlik gibi kavramların arkasına sığınarak; mazlumların, haksızlığa uğramışların yanında görünerek yapıyorlar ya, helâl olsun.
Mazlum-Der eğer mazlumların yanında olsaydı; Silivri’ye, Hastal’a da uğrarlardı. Niçin onların yanında olmuyorlar? Olmuyorlar çünkü; bunlar Kürtçü bunlar Atatürk’e ve Cumhuriyete karşı, bunlar Türk istiklâlini savunmuyorlar.
Bu sebeble bunlar Atatürk’ün hitabesinin kaldırılmasını isterler. Bunu böyle mertçe niçin söylemiyorlar? Niçin insanlık değerlerini, İslâmi değerleri istismar ederek yapıyorlar?. Biz Türkler bunları tanımıyor muyuz?