Astım İlaçsız da Tedavi Edilebiliyor
Teksas Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada hafif ve orta derecede astımı olan hastalara sürekli olarak günde iki sefer sprey kortizon tedavisi uygulamakla hastaların bu ilacı sadece hastalık belirtilerini hissettikleri zaman kullanmaları arasında bir farklılık olmadığı ortaya çıktı.
JAMA adlı tıp dergisinde yayınlanan bu çalışmada astımları sprey şeklinde kortizon ile kontrol edilebilen hafif-orta derecede 342 erişkin üç farklı tedavi grubuna alındı.
Birinci gruba, ilaç dozu 6 haftada bir yapılan doktor kontrollerinde ihtiyaca göre ayarlanmak üzere sürekli olarak günde iki kere sprey kortizon verildi.
İkinci gruba ilaç dozu 6 haftada bir yapılan nefes nitrik oksit ölçümlerine göre ayarlanmak üzere sürekli olarak günde iki kere sprey kortizon verildi. (Nefeste nitrik oksit miktarının artması havayollarındaki enflamasyonun artması, hastalığın kötüleşmesi şeklinde değerlendiriliyor).
Üçüncü gruptan ise rahatlamak için iki fıs nefes açıcı ilaç (salbutamol) kullanma ihtiyacı hissettiklerinde iki fıs da sprey kortizon almaları istendi.
Amerikan Milli Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü tarafından desteklenen araştırmada, kılavuzlara göre sürekli kortizon kullanan hastalarla ihtiyaçları olduğu zaman sprey kortizon kullanan hastalar 9 ay süreyle takip edildi.
Neticede, bu üç gruptaki astımlılar arasında solunum fonksiyonları, bronş reaktivitesi, hastalık belirtileri ve atakları, iş veya okuldan uzak kalma kriterleri bakımından bir fark olmadığı tespit edildi.
Bizdeki tedavi yaklaşımı
Bizde hafif ve orta derecede astımlılara sadece sprey kortizon değil, onunla beraber içinde bir de uzun etkili nefes açıcı (salmeterol, formeterol) bulunan kombine ilaçlar (Seretide, Symbicort) veriliyor.
Son senelerde bunlara bir de lökotrien antagonisti (montelukast) ekleme modası çıktı.
Oysa bu ilaçların tümü sadece ağır astımlılara verilmelidir; bunlar da astımlıların yüzde 10 kadarını oluşturur.
Uzun etkili nefes açıcı ve lökotrien antagonistleri çok pahalı ve çok ciddi aksi tesirleri olan ilaçlarıdır ve bu yüzden önemli ekonomik kayıplar da meydana gelmektedir.
Bu araştırmanın da ortaya koyduğu gibi, astım tedavisinin hastalık belirtilerine göre düzenlenmesi ilaç kullanımını azaltacak, yan etki risklerini en aza indirecek ve milyarlarca lira da tasarruf sağlayacak bir uygulamadır.
Ben bu yöntemi senelerdir uyguluyorum
Ben de senelerdir hafif astımlıları aynen bu çalışmada olduğu gibi ‘şikâyetleri olduğu dönemlerde ilaç vererek’ tedavi ediyorum.
Orta derecede astımı olanlara ise sadece sonbahar-kış ayları boyunca sprey kortizon tavsiye ediyorum.
Bu yöntemle astımlıların büyük çoğunluğunu (yüzde 90, bilemediniz 80’ ini) çok az ilaçla tedavi etmek mümkün oluyor.
Bu çalışmadaki sprey kortizon bizde yok
Bu çalışmada ülkemizde senelerdir piyasada bulunmayan en eski sprey kortizon olan “beklametazon” kullanılmış.
Beklametazon çok etkili ve güvenilir bir ilaçtır; aynı zamanda da çok ucuzdur.
Beklametazon spreylerinin kaldırılmasına benden başka itiraz eden kimseyi duymadım, görmedim.
Oysa bu ilaç Amerika’ da da Avrupa Birliği ülkelerinde de halen piyasada satılıyor ve gördüğünüz gibi araştırmalarda kullanılıyor.
Astım ilaçları kullananların çoğu astımlı değil
Son senelerde gereksiz ilaç tedavisi akıl almaz boyutlara erişti. Birkaç defa öksürene, nefesim daralıyor, içim sıkılıyor diyene hemen astım teşhisi konup astım ilaçları peynir-ekmek gibi yazılıyor.
Sürekli ilaç kullanması gerekir diye rapor verilenlerin çoğu hayat tarzında yapılacak bazı basit düzenlemelerle bile ilaca gerek kalmadan iyi olabilecek hastalar. Hatta içlerinde astımla uzaktan yakından ilgisi olmayanlar bile var.
Astım ömür boyu devam eden bir hastalıktır ama bu her hastanın hayatı boyunca ilaç kullanacağı manasına gelmez.
Astımlıların en az üçte birinde “ilaç bile kullanmadan” tam kontrol sağlamak mümkündür.
Hastaların yüzde 50-60’ ında sadece sprey kortizon yeterli olmasına karşılık astım teşhisi konanların neredeyse tümüne kortizonla beraber uzun tesirli nefes açıcı kombine ilaçlar yazılıyor.
Bazı ilaç firmaları sadece sprey kortizon ihtiva eden ilaçlarını yavaş yavaş üretimden de kaldırıyorlar; kimsenin sesi soluğu çıkmıyor.
Uzun tesirli nefes açıcı ilaçların astımlıların ancak yüzde 10 kadarında gerekli olduğunu ama buna aldırış eden kimsenin kalmadığını, çok pahalı ilaçlar olduklarını da hatırlatmak isterim.
İş ekonomik kayıpla bitmiyor. Uzun etkili nefes açıcı ilaçların gerçek manada ihtiyacı olmayan kişilere -özellikle küçük çocuklar ve başka ilaç kullananlara da- yazılması çok zararlı da olabilir; bunların astımın ağırlaşmasına ve astımdan ölümlere yol açtığı biliniyor.
Bilimsel olarak uzun etkili nefes açıcıların ancak diğer ilaçlarla kontrol altına alınmayan ağır hastalara verilmesi gerekirken bunlar ilk defa astım teşhis edilen (ki bunların çoğu astım değil gelip geçici solunum yolları enfeksiyonlarıdır) hastalara dahi yazılabiliyor.
Gelelim neticeye
Bu çalışmanın iki önemli sonucu var:
BİR: Hemen her hastalıkta olduğu gibi astımda da inanılmaz boyutlarda bir ilaç israfı var; milyarlarca liramız heba oluyor.
Oysa astımlıların çoğu sürekli ilaç verilmeden veya çok az ilaçla başarı ile tedavi edilebilir.
İKİ: Ülkemizde yeni çıkan, çok pahalı olan tüm astım ilaçları bulunduğu hâlde, senelerdir kullanılan etkili, güvenilir ve ucuz ilaçlar piyasadan çekiliyor.
ÜÇ: Sağlık Bakanlığı ve SGK ucuz ilaçların neden bulunmadığını araştırmalı ve gerekiyorsa bunları kendisi ithal ederek kullanıma sunmalıdır.
KAYNAK: