“Aslan Kükredi! Valilik Yan Gelip Yatma Yeri Değildir”
Evet olması gereken buydu!
Valiler Oturmayıp halkın içine inecekler ve onlarla bütünleşecekler...Buna Kaymakamlar da dahil.
Dün'lerden gelen bir şey değil üstelik bu..
Belki de Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana Valilik makamı; 'ete süte pek karışmayan, protokollerde gezinen, takım elbiseli, kravatlı, gidilecek yere çok çok önceden haber verilerek HAZIRLIKLARIN YAPILMASI sağlandıktan sonra giden, GERÇEKLERİ GÖRMEYEN (!!) GÖSTERİLMEYEN, at gözlükleri taktırılan bir özel, özelliğini DEVLET TEMSİLCİLİĞİNDEN alan şahıstı Valiler, Kaymakamlar..
Bu özelliği KOSKOCA TÜRKİYE'de kıran tek isim; rahmetli Sait YAZICIOĞLU olmuştu! Aydın'da da valilik yapmıştı. Tokat'a gittiğinde de halkın içinde, halktan biri ve halkın önünü açacak projeleri birlikte ele alan ÖZEL bir isimdi...
TV'lerden izlediğimiz ve haberlerden okuduğumuz kadarıyla Protokol olmayı içine sindiremeyen, bazen spor, bazen resmi kıyafetler içerisinde görürdük O'nu.
Hitap şekli de oldukça samimiydi.
İçimizden biri gibi hitap ederdi.
Şoförü, veya birlikte çalıştığı arkadaşlarının röportajlarında rastlamıştım; "hem korkardık, amma bir o kadar da samimi ve içtendi. Severdik. Çay ocağına geçer çaycı ile oturur sohbet ederdi!" derlerdi.
Gideceği yere önceden haber verdirmediğini söylediğini TV'de kendi ağzından dinlemiştim! "Çünkü" diyordu, "örneğin Devlet hastanesini kontrole gideceğim. Önceden haber alırsa Başhekim ya da hastane müdürü, her tarafı pırıl pırıl yapıyor. Bal dök yala! Doktorlar poliklinikte, servislerde geziniyor! Oysa şikâyet bu konularda yapılıyor! Amma suç üstü yapamıyorsun.
Dediğim gibi her taraf pırıl pırıl. Ne diyeceksin şimdi. Gördüğünü söylemek zorundasın! Eee görünen ortada! Peki şikâyet edenlerin zoru neydi? Durduk yerde kim, neden şikâyet etsin?" derdi ve bunun doğru olmadığını, habersiz gidilerek her şeyi tabii halde yerinde görülmesi gerektiğini, vatandaşın hakkının teslim edilmesi gerektiğini söylerdi!
İşte Başbakanın bugün yaptığı bu!
Yeni bir icat değil yani?
Sait YAZICIOĞLU rahmetlinin hakkının teslimi...
Hatta sormak istiyorum Başbakana; "askerlik yatma yeri değil" derken; keşke tüm resmi kurumları buna dahil etseydi!
Bir neden şimdi?
Amma şunu da belirtmeden geçemeyiz;
Başbakan çok siyasetçi bir kişi... Söylem ve icraatlarıyla azıcık yıpransa, hemen yeni bir şey bulup gündemi onunla meşgul ederek, geçmişi çabuk unutturmaya ve gazetecileri, yorumcuları, siyasetçileri bu yeniliği tartışmaya, irdelemeye adeta zorluyor! Yıpranmışlığını unutturuyor...
Şimdi BAŞKANLIĞA oynuyor!
Büyük bir olasılıkla REFERANDUMA gidilecek olan BAŞKANLIK için, kamuoyu nabzını iyi tutmak, EVET oyu almak ve olası BAŞKANLIK dönemine geçişte VALİLİĞİN de rolünü belirlemek için bu şekilde bir YOKLAMA çekmek...
Sistemle birlikte Bölge Valilikleri, Eyalet Valilikleri oluşacağına göre ve atamaları da bizzat PADİŞAH, pardon BAŞKAN yapacağına göre, şimdiden nabız yoklamakta yarar var ve tecrübe gerektirir.
Evet dediğim gibi Başbakan bunu yeni icat etmiş değil.
YAZICIOĞLU'nun bir projesi bu. YAZICIOĞLU halka hizmet için düşünüyordu, Ancak Başbakan ERDOĞAN bunu hizmetten ziyade kendi yorumuyla ve yoğurma şekliyle BAŞKANLIK için gündeme getirmiş olmalı diye düşünüyorum.
Sözün Özü!
Anlaşıldı ki artık Valiler, Kaymakamlar oturan, protokollerde gezinen ve DEVLETİN YUMRUĞU olarak hareket eden şahsiyetlerden çıkarıldı. AKP siyasetiyle birlikte VALİLER de sokağa inmiş olacaklarından, devlet-siyaset işbirliği ile BAŞKANLIK sisteminin çalışmaları başlatılmış oldu.
Padişahım sen çok yaşa...