Aşk’ı Muhabbettir Onun Adı
İnsanı yaradan adına sevmek ve hayata tutunuşu yaratanla anlatmak. Aklımıza hükmedemediğimiz bir dünyada, kalbimize hükmeden rabbimizi hatırımıza getiremeden ya da getirdiğimizi zannederek ,son durağa geldiğimizi fark ettiğimizde arkamıza bile bakmaya vaktimiz olmaz.Çıkarsızca yaşayan insani sevginin gerçek sevgiye yaklaştıracak bir yol olduğunu da akıldan çıkarmamak lazım.
Yaradanı yaratandan ötürü sevme şefkatinden kendimizi uzaklaştırmak kalbimize zarar verecektir ,her halükarda.
Varoluş kaideleri unutup, tasavvufi kapıları benliğimize kapattığımızdan dolayı ,akıl almaz yanlışlıklar içinde süregelen hayatımızı aceleye getirerek, yaşayıp gitmeye son vermek gerekiyor, yürüdüğümüz o yol bizi bitirmeden sona getirmeden. “Sevgi” adı verdiğimiz tutarsızlık hüviyetine bürünmüş tutkunun eşiğinde, nefes nefese yaşlanıyoruz. Zamanın hükümsüzlüğünde; hastalıklı kalplerle ,Nerede? Ne zaman duracağını bilmeyen aklımıza yenik düşüp kaybediyoruz ,elimizdekileri de.
Asıl olanı arkada bırakıp ,kayıp olana sarılmak ,gafilliğine tutunmak ,insani hislerimize elemden bir giysi giydiriyor. Aşka hürmetimiz bir haftadan uzun sürmüyor. Sevgiye merhametimizi idam ettik. Hoşgörü boğulmak üzere denizin kollarında.
Oysaki Mevlana “denizler kadar hoşgörülü ol derken” ,zamanın bu noktaya geleceğini biliyor mu acaba? Aşkı Ney’e benzetirken ,kulaklarımızı çınlatan Avrupai ezgilerin ruhumuza azgınlıkla sarabileceğini,düşünmüş müydü? İlmin doğunun asil gölgesinde serinlemek adına yaşandığı o yıllarda, batının asi ve batık zamanlarını ,bizlerden çaldığını ne çabuk unuttuk.
İşidin ey yârenler
Kıymetli nesnedir aşk
Değmelere bitinmez
Hürmetli nesnedir aşk
Yunus Emre
Aklın gücü, cennetteki sırlarla ulu:
Sevdaya kapılmış yüreğin zorlu yolu,
Görkemli yabancılıkla, özlemle dolu.
Aşk'ı Muhabbettir Onun Adı
"Sureti aşktır fuzulinin kaleminin
ikramı candır ,sebebi andır ,hasreti yakandır.
sebebi yaran sözlere kalandır çöl yanığı yüreğiyle
sevgiliye acı uğruna aşktan yana varandır"...AYSUN GÜL
Peygamber aşkıyla yaşayan Mevlevi ruhlu, bu insanların hoşgörüye ,aşka ve sevgiye verdikleri hassas duyguların temelinde, ne olduğunu hepimiz biliyoruz.
Hacı Bektaşi’yi veli yapan sözleri,Mevlana'yı aşka düşüren hisleri,Yunus'a dağı taşı gezdiren düşleri,Hasan Basri'ye ilim kaftanı giydireni,Aşık Veled'i çocukluktan çıkaran aklı ve burada daha binlercesini sayabileceğimiz, gönül adamlarına bunları yaşayanın ne olduğunu hepimiz biliyoruz.O yüce gönüllerden, kalbimize yerleşen gerçek aşkın emanetinin , gölgesinde serinliyoruz.
“Senin yüzün güneştir yoksa aydır
Canım aldı gözündeki ne eydir “SULTAN VELED
Geçmişi geleceğe bağlayan bu büyük sevgi bağına sarılarak yaşama azmi gerçeğe götürecektir insanlığı.Adem, Vedud'un sevgisiyle halkedildi ve çoğaldı.Vedud'un aşkına hürmet etmek ve onu yaşamak ihtiyacıyla çabalamak bile , değerine değer katıyor eşrefi mahlukun.İbadetlerin en güzelidir bizi gerçekten seveni düşünmek,onu her anımızda zikretmek.
BİZİ KARŞILIKSIZ SEVENİ SEVEREK MUTLU OLMALIYIZ.İnsanoğlunun her türlü acizliği ve nankörlüğü karşısında, nimetleriyle onu ödüllendirene sunduğumuz sevginin ölçüsü ne,bir düşünmek lazım.Onu zikretmek ve zikriyle fikre hükmetmek ve değer vermek bir ölçü değilmi dir ?avuçlarımızın akla dayanan adımlarında.Kalbi mutmain olanların ve olmak isteyenlerin kapısıdır ,yedi arşı yedi arza bağlayanın yüce kapısı.
Aşk en büyük rahmettir rahman olanın muhabbetinde rüzgar olup gönlümüze ulaşan..
" O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır'
Yunus’ların ve Mevlana’ların haftalarını kutlama görevini ,batının ellerine çoktan teslim ettik, bile. Ki onlar kendilerinden olanı bize bırakmıyorlar, bizdekini de bize karşı kılık değiştirerek kullanıyorlar.