“Aşk Filmi”
Türk Dil Kurumu Sözlüğünde “Aşk: Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu”olarak tanımlanmış.
Herkesin tarifi başka: “Aşk, biri ile diğerleri arasındaki farkın abartılmasıdır” demiş biri. “Bu kadar da duygusallık olmaz” diyen bilim adamları başlamışlar araştırmaya. Ellerinden gelse Ferhat ile Şirin’i, Kerem ile Aslı’yı, Leyla ile Mecnun’u da araştırmaya dâhil edeceklermiş ama olmamış. Neyse ellerinde ne varsa başlamışlar araştırmaya. Bir sürü insanın kanın almışlar, filmini çekmişler. Bakmışlar ki, “Aşıklar’da” Dopamin, Norepinefrin, Feniletilamin gibi çeşitli beyin içindeki hormonlar değişiyor. Daha sonra bu hormonların etkisi ile duygusal haller halden hale giriyor. Beden gözü çoğu kez sağlam olsa da, “Akıl Gözü” görmez oluyor. Kafalar toz duman. Ardından dağı delenimi ararsın, çölü geçeni mi? Her şey var. Arkasından “Biz ayrı dünyaların insanıyız” diyip diyip uzay yolculuğuna çıkan çıkana. Hem de tüpsüz, uzay mekiksiz. Direk uçuş yani. “Yetmez” demişler. Bilim adamı ya illa her şeyi didik didik edecek. Filmsiz olmaz yani.
“Filmlerini çekelim.” demişler. Artiz olacaklarını zanneden âşıklar EMARA (M.R.= Manyetik Rezonans) girmişler. “Âşık mısın?” “değil misin?” deyip, bir sürü film çekmişler.
Aşkın 3 dönemi olduğunu tespit etmişler.
Aşkın 1. döneminde beyin MR görüntüleri incelendiğinde özellikle Dopamin içeren bölgelerin, yani beyin sağ bölgesinin yoğun bir biçimde aktivitesinin arttığı gözlemişler.
Dopamin vücuda ilgiyi artırıyor, enerji veriyor, iştahı azaltıyor, uykusuzluk, sürekli karşı tarafa odaklanma ve onu düşünmeyi sağlıyor.
Aşkın 2. ve 3. döneminde ise biraz daha sakinlik, sevgi, iletişim, koku duyguları, alışkanlık ve güven hissinin ön plana çıktığı fark edilmiş. Bu dönemlerde ise “Serotonin” ve diğer mutluluk sağlayan “Endorfinlerin” etkili olduğu tespit edilmiş.
Aşkın bedensel etkileri: Beyin kan akımı artar. Bu da hafıza ve becerilerin artmasını sağlar. İştah azalır. Yağ yakımı artar. Metabolizmanın hızlanır, kilo kontrolü ve zayıflık sağlar. Kalp ritminin hızlanır. Kan akımını artar. Endorfin ve serotonin yüksekliği bağışıklık sistemini güçlendirir. Güçlü vücut içi morfin olan endorfinler hem ağrı algısını azaltır hem de mutluluk sağlar. Kan akımı değişiklikleri ve seks hormonlarının artması ciltte duruluk ve canlılık sağlar. Östrojen ve testosteron artması ile üreme isteğini artırır.
Psikolojik etkiler: Özgüven ve başarı artar. Mesleksel başarılara imza atılır. Kendine güvenen ve enerjik bir bünye, dikkat yoğunluğunu sağlar. Anti depresan etkiler sağlar.
Dışa dönük, mutlu ve sosyal bir kişilik yapısı sağlar.
Peki yan etkileri yok mu? Yapılan bilimsel çalışmalarda intihar girişiminde bulunan gençlerin en önemli gerekçelerinden biri olumsuz aşk geçmişleri. Kalp kırıklığı, terk edilme, aşkın kabul görmemesi gibi nedenler var. Özellikle genç bireylerde aşk problemleri toplum dışına itilme, yalnızlık ve depresyonu tetikleyerek yaşam isteğini azaltabiliyor. Bu kişilerin geçmişleri incelendiğinde aile ilişkilerinde problemler, şefkat ve ilgi eksiklikleri tespit edilmiştir. Sağlıklı ve mutlu aşklar dileğiyle.
BOŞ İSTANBUL
O gün boşaltmışlardı İstanbul’u,
Sen vardın sadece,
Tüm ağaçlar sultanım için sallıyordu yapraklarını,
Bütün çiçekler “beni kopar ne olursun” diye bağırıyorlardı,
Ellerine dokunmak için.
Sarayların kapıları açık,
Tek hizmetçin bendim.
Tüm saatler boğazın dibini boylamış,
Tüm sihirli aynalar kıskançlıktan çatlamış,
Yeni bir masaldı bu, gerçeğe karışmış.
O gün, ben sana âşık oldum.
Ve İstanbul hâlâ bomboş.
EŞİME SEVGİYLE……..