Aşıların Otizime Yol Açtığını Sakladık
Geçen sene ağustos ayında, USA’ nın meşhur Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi CDC’ nin kıdemli bilim adamlarından Dr. William Thompson’ un açıklamaları tüyler ürpertici nitelikteydi (1).
Thompson, “CDC’ nin MMR aşısının siyah çocuklarda otizm riskini ileri derecede artırdığını 2001’ den beri bildiğini ama bunu gizlediğini” itiraf ediyordu.
Thompson öyle sıradan biri değil, CDC’ de 17 seneden beri çalışıyor ve otizme yol açtığı iddia edilen aşıları temize çıkaran önemli araştırmaların yazarları arasında yer alıyor.
Thompson, o tarihte üstlerinin saklanmasını emrettikleri ham veri setlerini de açıklıyor.
Bu veriler, “3 yaşından önce MMR aşısı yapılan çocuklarda otizm riskinin 3 yaşından sonra yapılanlara göre 3.36 misli yüksek olduğunu, diğer ırklar için böyle bir risk bulunmadığını” gösteriyor.
Aralarında Thompson’ un da bulunduğu CDC bilim adamlarının Pediatrics’ de yayınlanan araştırmasında bu risk saklanarak “MMR aşısının otizme yol açmadığı” bildiriliyordu (2).
Thompson, avukatı aracılığıyla yaptığı basın açıklamasında şunları söylüyordu:
“Pediatrics’ te yayınladığımız makalede istatistiki bakımdan anlamlı bilgileri sakladığımız için pişmanım.
Bu veriler, 36 aydan önce MMR aşısı yapılan Afrika kökenli Amerika’ lı erkek çocuklarda otizm riskinin artmış olduğunu gösteriyor”.
**
2010’ da CDC’ nin Otizm ve Gelişimsel Özürlülük İzleme Ağı (Autism and Developmental Disability Monitoring Network) tarafından yapılan bir çalışma otizm riskinin Beyazlara göre Siyahlarda yüzde 25 fazla olduğunu ortaya koydu.
2014’ de Pediatrics’ te yayınlanan araştırma da otizmin tüm kategorilerinin Siyahlarda daha fazla olduğunu, ağır otizm ensidansının USA’ da doğan Beyazlara göre USA dışında doğan Siyahlarda yüzde 263 USA’ da doğanlarda yüzde 152 fazla olduğunu gösterdi.
2010’ da Journal of Toxicology and Environmental Health’ da yayınlanan makalede bebekliklerinde Thiomersal bulunan hepatit B aşısı yapılan Siyahlarda otizm ihtimalinin yüksek olduğu bildirildi.
Bu verilerin ileri analizinde, hepatit B aşısı yapılan Siyahi erkek çocuklarda otizm riskinin hepatit B aşısı yapılmayan Siyahi çocuklara göre yüzde 53 daha fazla olduğu da anlaşıldı.
Tüm bu veriler ve CDC’ nin son otizm ensidansı tahminine göre, gereken tedbirler alınmış olsaydı “100 bin çocuğun otizme yakalanmasının engellenebileceği” hesaplanıyor.
Thompson, Kongre nezdinde CDC’ deki yolsuzluklar hakkında delil sunmayı talep etti ve Kongre’ ye CDC’ nin aşı bölümündeki yaygın sahtekârlıkları gösteren binlerce sayfa dokümanı teslim etti.
Bu CDC’ nin ilk vukuatı da değil
CDC, Afrika kökenli Amerika’ lılardaki aşı risklerini ilk defa saklamıyor.
1996’ da Los Angeles’ deki Siyahlar CDC’ nin kendileri üzerinde aşı araştırmaları yürüttüklerini öğrendi.
CDC, 1989’ dan itibaren 1500 Siyah ve İspanyol kökenli bebek üzerinde, lisans almamış olan bir aşıyı ailelere bilgi vermeden kullanmaya başladı.
CDC, bu gizli araştırmasını şirketin Afrika ve Haiti’ deki klinik çalışmaları aşı yapılan kız çocuklarında ölüm oranları ve ağır immün sistem bozuklukları ortaya çıktığını gösterince 1991’ de durdurdu.
CDC müdürü Dr. D. Satcher Los Angeles Time’ a “Bir hata yapıldı. Bu beni şoke etti. Halkın yaptıklarımıza güvenmesi için daha emniyetli çalışmalıyız” diyordu.
CDC, Los Angeles’ deki siyahların ruhsatsız aşıdan zarar gördüklerini kabul etmemekle beraber bu iddiasını ispatlayacak bir araştırma da yayımlamadı.
**
Hükümet muhbiri Peter Buxton, 1972’ de CDC’ nin USA Halk Sağlığı Hizmetleri ile beraber 1932’ den başlayarak Alabama’ nın kırsal kısmında Afrika kökenli Amerika’ lı erkeklerde tedavi edilmeyen frenginin progresyonunu incelemek için Tuskegee Experiment adıyla bilenen araştırmayı yaptığını açıkladı.
Cahil ortakçılar araştırmaya katılmaları için sıcak yemek, cenaze masrafı ve USA hükümetinin bedava sağlık hizmeti ile cezbedilmişti.
1960’ ların başında çalışmayı devralan CDC 299 frengisi olan ortakçıdan hiçbirine hastalıkları söylenmemişti.
CDC, penisilinin 1947’ de frengi için etkili bir tedavi olduğunun ortaya konmasına rağmen bu işçilere penisilin verilmesini bilinçli olarak engellediği gibi başka bir yerde tedavi görmelerine de mani oldu.
Bu çalışma birçok erkeğin frengiden ölmesine, 40 kadının hastalık kapmasına ve 19 çocuğun konjenital frengi ile doğmasına yol açtı.
1966’ da araştırmanın etik olmadığı ve mortalitesi CDC’ ye bildirildi ama kurum bütün erkekler ölene ve otopsileri yapılana kadar çalışmasının sürmesini istedi ve araştırmanın devamı için American Medical Association’ ın (Amerikan Tıp Derneği) desteğini de aldı.
Buxton, bu hikâyeyi 1972’ de senatör Edward Kennedy’ e anlattı ve o da Buxton ve HEW memurlarının tanıklıkları ile Senato’ yu toplantıya çağırdı ve CDC’ nin araştırmayı durdurması sağlandı.
1997’ de Bill Clinton Beyaz Saray’ da hayatta kalan sekiz kişiden beşinin katıldığı bir toplantıda resmi olarak özür diledi ve bir daha böylesine açıkça ırkçı uygulamalara izin verilemeyeceği sözü verdi.
**
CDC’ nin bu çalışması sadece Afrika-Amerikalıları ilgilendirmiyor çünkü bu hileli çalışma CDC’ nin aşıların otizm yapmadığı iddiasına kaynak olarak 91 çalışmada kaynak olarak gösterildi.
Tüm bunlar ailelerin, doktorların ve politikacıların CDC’ nin tüm kararlarına şüphe ile yaklaşmalarına yol açıyor.
Thompson şunları söylüyor:
“Benden yalan söylememi isteyen bir patronum var.
Otistik çocukları olan bir aileyi gördüğüm zaman problemin bir parçası olduğum için kendimden utanıyorum”.
Gelelim neticeye
CDC’ nin vukuatları burada sıralanan “vahim” örneklerle sınırlı değil, buna benzer sayısız marifetleri var.
Siz şimdi kendi bilim adamı “Sahtekârlık yaptık, insanları aldattık, onbinlerce çocuğun otizme yakalanmasına sebep olduk” diye günah çıkaran CDC’ nin uyarı ve tavsiyelerini dikkate alır mısınız yoksa “Hadi oradan mı?” dersiniz?
Kaynaklar:
1. http://www.greenmedinfo.com/blog/african-american-autism-and-vaccines-rfk-jr
Not: Bu yazı 1 numaralı kaynaktan özetlenmiştir.