Asıl Faktör Kürt Halkı
Türk insanının Kürt insanıyla yüzlerce yıldır hiçbir sorunu yokken seksen sonrası Özal döneminde terör faaliyetleriyle Kürt sorununun ortaya çıkarılması üzerine özellikle zamanlama açısından düşünmek gerekir.
12 Eylül öncesi sağ-sol kutuplaşmasına girdirilen Türk halkı, bu kulvarda ciddi gaza gelmişken darbe sonrası her şeyin birden kesilmesi üzerine derin uykudan uyanmıştı. Bir oyun oynandığının farkına varıldı ve bu kutuplaşma o günden bugüne artık sıfır noktasına geldi.
Kürt sorunu, Anadolu Türk halkının tecrübe ettiği üzere 12 Eylül öncesi sağ-sol formatta hazırlanıp anarşist uygulamaya dönüştürülerek ülkeyi parçalama ve geri kalmışlığa mahkum etme hedefli bir oyunun yeni versiyonudur.
Öncelikle sünni-alevi çatışmasını hedefleyenler bu tabanda amaçlarına ulaşamayacaklarını anladıklarında Kürt sorunu versiyonunu servis etmişlerdir. Zira alevi de olsa Anadolu Türk insanı, tahrik ve teşvikte edilse diğer Türk kardeşini ayrılıkçılık adına silahla katletmemiştir. Oysa Kürt kardeşlerin ellerine verilen silahlar Kürtçülük adına kabul görüp şakır şakır işlemiştir.
Adı ne olursa olsun her türlü terörizm ve terör olayları, dünyayı kendi lehlerine yönetme ve dünyanın geleceğini planlama adına gaddar ve egoist güçlerce tezgahlanıp bu milletin başına musallat edilmiştir.
Bu bağlamda Kürt sorununun ortaya çıkışı doğal değildir. Yukarda vurgulandığı üzere yıllar önceden planlanıp kademeli olarak ortaya çıkarılmıştır.
Bazı ülkelerin benzer sorunları kendi doğallığında zamanla ortaya çıkmıştır. İngiltere’nin ‘Kuzey İrlanda’ ve İspanya’nın ‘Bask’ sorunu bunlardan ikisidir. Gerek İngiltere’nin IRA’sı gerekse İspanya’nın ETA’sı zaman içerisinde devlet uygulamalarının da tetiklemesiyle kendi doğallığında ortaya çıkmıştır. Dışardan yönlendirmeyle bir oluşum söz konusu değildir. Sonrasında farklı güçlerden destek görmüşlerdir.
İngiltere ‘İrlanda’ sorununu karşı tarafla masaya oturup uzlaşmayla büyük ölçüde çözmüştür. Zira IRA’dan kopan ‘Real IRA’ barış sürecine rağmen eylemlerini sürdürmüştür. Mart 2009’da iki İngiliz askeri Real IRA tarafından öldürüldü.
İspanya’da ‘bask’ sorununu yine masa başı uzlaşmayla büyük ölçüde çözdü. Zira Mart 2006’da ETA süresiz ateşkes ilan etmesine rağmen Aralık 2006’da havaalanına saldırı yaptı. Bununla birlikte İspanya şimdilik terör sorununu çözmüş görünüyor.
IRA ve ETA, bizdeki PKK’yla benzerlikler göstermekle birlikte aralarında nevi şahsına münhasır önemli farklılıklar mevcuttur. Örneğin hükümetin PKK’yı muhatap kabul etme durumunu devlet rejimi ve Türk kamuoyu kaldıramamaktadır. Bu üç olguda sorunların ortaya çıkışlarından kaynaklanan sebepler bu ve benzeri farklılıkları doğurmuştur.
Dışardan yönlendirmeyle adeta bir taşeron olarak ortaya çıkarılan terör örgütü bu oluşumuna paralel eylemlerine dışardan yönlendirmelerle devam ediyor. Kuruluşunda milli istihbaratın desteğiyle ilgili yazılan ve söylenenler, her saldırı sonrası ortaya çıkan askeri istihbarat zaafları, zihinlerde terör örgütü ve eylemleriyle ilgili soru işaretleri oluşturuyor.
Her ne kadar dışardan destekte alsa bir örgüt yerel halkın desteğini almadan varlığını uzun süre sürdüremez. Küçükken Amanos dağlarının eteğindeki köyümde büyüklerimden, yaban domuzunun ekili alanlara verdiği zarar nedeniyle yaban domuzu avlama hikayelerini çok dinledim. Benim küçüklüğümde yaban domuzu artık yoktu. Çünkü oluştukları ormanlık alanlar yok olmuştu.
Yaban domuzu terörüyle başları beladaki köylülerin domuz avcılığıyla bundan kurtulamadıkları gibi terörde terörist avıyla bitmez, bitirilemez. En kalıcı çözüm oluştukları doğal ortamın ortadan kaldırılmasıdır.
Bu bağlamda bölge halkına büyük sorumluluklar düşmektedir.
12 Eylül’le sağ-sol formatında tezgahlanan oyunun farkına varan Anadolu Türk halkı gibi Kürt halkı da tüm bunların seksen öncesi benzeri bir oyun, ülkeyi bölme ve geri kalmışlığa mahkum etme adına büyük bir tezgah olduğunu anlamalıdır artık.
".... Zira alevi de olsa Anadolu Türk insanı, tahrik ve teşvikte edilse diğer Türk kardeşini ayrılıkçılık adına silahla katletmemiştir. Oysa Kürt kardeşlerin ellerine verilen silahlar Kürtçülük adına kabul görüp şakır şakır işlemiştir."
Temmuz 21st, 2010 at 14:19Böyle bir tespit, böyle bir yargı için ne diyeceğimi bilmiyorum. Sadece Kürtlerin "şakır şakır" silahlarını işletmeden önce bu memlekette onbinlerce insanı kimleri ne adına katletti?
PKK şiddeti esas alarak en büyük yanlışı yaptı. PKK bugün silaı bir yöntem olarak kullanmakla en büyük yanlışı devam ettiriyor. Ancak sanki bu memlekette daha önce Dersim'de, Anadolu'da, Doğu'da, Güney Doğu'da binlerce insanı derin güçler katletmemiş gibi yazmışsınız.
Sayın TÜLÜCEOĞLU ilk yazınıza hoş geldiniz demekle başlamak istiyordum. Sitemli yorumumla birlikte aramıza yürekten bir hoşgeldiniz diyorum.