Asıl Ezilenler Kimlerdir?
Türk halkının uzun yıllardır Kürtlerin ve Alevilerin ezildiği hikayeleri ile beyinleri yıkanmaktadır.
Elbette CHP yönetimindeki dönemde tüm halkımız gibi Alevi ve Kürt kardeşlerimize de yönelik tasvip edilmeyen davranışlar olmuştur. Ancak son 2 asır boyunca asıl ezilen, horlanan, her türlü baskı ve zulmü yaşayan, tüm hakları engellenen, siyah Türkler diye aşağılanan, yönetim kademelerine sokulmayan hep sünni Türkler olmuştur.
Samimi ve dürüst olalım; şu anda Türkiye'deki servet sahipleri içindeki sünni Türk oranı nedir? Kürt ve Alevi kardeşlerimizin oranı kaçtır?
CHP zaten politikasını tamamen Alevi ve Kürt vatandaşlarımıza dayandıran, mezhepçilik ve ırkçılık yapmakta mahzur görmeyen bir partidir.
AKP'ye, kabinedeki isimlere, verilen tavizlere, uygulanan politikalara bir bakınız. Acaba kimler kayırılmakta, ön planda tutulmaktadır? Bu arada tam bir Türk düşmanlığı sergilenmektedir. “Ne mutlu Türküm diyene” sözüne, TC amblemine, yıllardır okuduğumuz Andımız'a bile tahammül edilmemektedir.
Bu ülkede vergi ödemeyen, elektrik ve su parasını ödemeyi aklına bile getirmeyen, sosyal yardımların tümünü alanlar kimlerdir?
Hiçbir Türk'ün “İş bulamazsanız terörist oluruz” dediğini duyan var mıdır?
Medyaya, barolara, sendikalara son birkaç yıla kadar tüm üst yargıya, özellikle 27 Mayıs ve 28 Şubat dönemlerinde Silahlı Kuvvetlere, YÖK'e ve üniversitelere, meslek odalarına, STK'lara, holdinglere hakim olanlar kimlerdir? Hiç 'Siyah Türk' var mıdır?
Ülkesine ve devletine bağlı olmayan, dış mihraklara maşalık eden, darbe peşinde koşan, askerlikten kaçan, canını seve seve feda etmeyen, samimi bir dindar kişi gören var mıdır?
Bütün bunlara rağmen; devamlı olarak zulme uğrayan, baskı gören; irtica, laiklik ve Atatürkçülük maskeleri arkasında, her türlü hakkı kısıtlanan kesim hep bu Sünni kesimdir. Dış mihrakların dahildeki temsilcilerinin Sabetayistlerin, loca mensuplarının zulmüne maruz kalmışlardır. Yönetimde söz hakkı bulamamışlar, fişlenmişler, işten atılmışlar, hapse düşmüşlerdir. Potansiyel suçlular olarak damgalanmışlardır.
Halbuki bu vatan için samimi gayret gösteren, çalışan, şehit olanlar hep bu kesimdir. Bunların isyan ve ihanet ile ilgisini göremezsiniz. Polisine ve askerine kurşun sıkanını bulamazsınız. Başkalarının hakkını gaspetmeyi düşünenlere rastlayamazsınız.
Bu yaşıma kadar, Cenab-ı Hak, bu iyi insanların, bu vatan ve inanç fedailerinin bir kısmını tanıma imkanını lütfetti;
1- Fethullah Gülen'i 1970 yılından beri tanırım. Sağlam bir gönül dostluğumuz vardır. Bu kadar vatansever, dünya hırsı olmayan, mütevazi, engin din bilgisine ve her konuda üst düzey kültüre sahip çok az insan vardır. Tanıdığın önde gelen 3 milliyetçi ismi say deseler, rahmetli Türkeş'le birlikte, Gülen'i sayarım. Nitekim tüm dünyadaki okulları ile Türk Milleti için yaptığı hizmetler de, (birazcık vicdanı olan) herkes tarafından takdir edilmektedir.
Elbette kendisinin kaynakları; Kuran-ı Kerim, sevgili efendimiz (SAV) ve Said-i Nursi hazretleridir. Yani her türlü zahmete, baskıya, hapse, ölünceye kadar süren zulme rağmen milleti ve imanı için taviz vermeyen, çok değerli bir Zat'ın yolundan gitmektedir.
2- Kemal (Kaçar) Ağabey; çok nazik, dürüst, mütevazi, sıcakkanlı bir insandı. Hatırşinastı. O da Türk halkının imanı ve Kuran-ı için her türlü zahmete katlanan, hayatını hiçe sayan, bir büyük Zat'ın, Süleyman Hilmi Tunahan'ın takipçisi idi.
İddia ediyorum; bugün bazı mihrakların potansiyel suçlu gibi gösterdikleri, hor görmek istedikleri, küçümsedikleri, bu Nur'cu ve Süleymancı olarak etiketlenen evlatlarımızı bir görsünler. Yurtlarına ve okullarına gitsinler. Tam bir disiplin, edep, temizlik göreceklerdir. Hepsi vatan aşkı ve imanla doludur. Yüzlerinden nur akmaktadır. Hepsi birer melek gibidir.
3- Hüseyin Hilmi Işık; tam bir beyefendi, bilgi ve kültür hazinesidir. Tevazu ve güleryüz örneği, müthiş bir vatanperver olup, devlete tam bir bağlılık göstermektedir.
Damadı, Rahmetli Enver (Ören) Abi'miz de, aynı vasıflara sahip; devamlı güler yüzlü, mültefit ve çok cömert bir insandı. Yaklaşık 50 yıllık gönül dostluğumuz içinde, hep iyilik meleği olarak gördüm.
4- Rahmetliler; Mehmet Zahid Kotku, Sami Efendi, Prof. Esad Coşan, Musa Topbaş amcamız, Bandırmalı, tatlıcı Ali ağabeyimiz, Seyyid Ahmet Arvasi, Necip Fazıl vb.
Ömürleri uzun olsun; Mehmet Şevket Eygi, Hekimoğlu İsmail (asıl adı, Ömer Okçu'dur. Ordu'nun bugüne kadar gördüğü, en iyi elektronik assubaylarından biridir), Adıyaman Menzil'de ve Tillo'da vatana ve inancımıza büyük hizmetler veren gönül dostlarımız ve izninizle, ağabeyim M. Necati Özfatura vs.
Bütün bu güzel insanların tek bir amacı vardır. Doğruları anlatmak, yanlışlıkları, ihanetleri ortaya koymak. Dine ve vatana sahip çıkmak. Genç nesilleri sayısız tuzaklardan korumak ve kurtarmak. Hiçbirinin, şahsi bir hırsı, beklentisi, lüksü yoktur. Sadece Cenab-ı Hakkın rızasını ümid ederler. Yılmadan, dinlenmeden, hastalık nedir umursamadan çalışırlar. Etraflarına, bilgi ve nur saçarlar. Hiçbir hizbin adamı değildirler. Herkesi kucaklar, herkesi severler. Nazik, saygılı, edebli ve güler yüzlüdürler. Cömerttirler, hepsinin ağzından bal akar.
Ve ne yazık ki, hepsinin hayatı, sıkıntılar, baskılar ve haksızlıklar ile doludur. Ama bu durum, hiç de umurlarında değildir. Zira; dünyevi rütbeler, mal-mülk, övgüler ilgi alanları dışında kalmaktadır.
Umarım; iki asırdır Türkiye'de asıl ezilenlerin kimler olduğunu; kimler tarafından yönetildiğimizi ve kaymağı kimlerin yağmaladığını anlatabilmişimdir.