Arzuların Ardından Koşmak
Arzularının ardında koştukça sen. Aşık'ım deyince, yalan söylersin!
Bazen iki mısra çok şey anlatır. Bazen sayfalarca yazının neyi kastettiğini anlayamazsınız. Yukarıdaki Farisi beyit tercümesi de öyle. Kim bilir aslından okunabilse ne kadar güzel telaffuz edilecek. Şiiri tercüme edince böyle oluyor. Yine de anlamı çok derin bence.
Ne için yaşıyoruz sorusunu herkese sorma imkânımız olsa, nasıl bir cevap alırdık bilmiyorum. Şundan eminim ki her yüz yılda bir sorulmuş olsaydı farklı cevaplar alırdık.
İnsan ne için yaşar?
Biyolojik olarak, yer içer, belli bir zaman yaşar ve ölür. Ölüm kelimesi hariç diğerleri insanın hoşuna gidiyor. Ne güzel, dünyada insanların istediği gibi yaşaması. Ne gariptir ki genç iken düşündüğümüzü yaşlandıkça düşünmüyoruz. Gençlik yıllarında bütün hedef bedenin bütün arzularını yerine getirmek temel amaç olmuş sanki. Her ne kadar düğünde, bayramda bazı nutuklar çekip geleceğin bir sonrakilerde olduğundan dem vursak dahi; ölmek, kendisi için imkânsız olduğuna inanan nefis, bulunduğu hal üzerinde ki şartlara göre yaşamayı gaye edinir.
Ancak şeker, tansiyon, kalp, kolesterol gibi tıbbi terimler, hayatımıza belli yaştan sonra girer. Girer girmesine de bütün bunlardan şimdilik kaydıyla muaf sayan gençlik bunları kendisi için düşünmez. Yani hayat devam ediyordur.
Gençlik, özellikle günümüz gençliği önce hazır bir hayatın özlemi içindedir. Emek ve çalışma ileriki yaşların mahsulü olup, bu terimler nefret edilecek şeydir.
Günümüz gençliğinin önündeki en büyük problem işsizlik ve can güvenliği değildir. Günümüz gençliğinin şuur altına yerleşmiş en büyük problem cinselliktir.
Can güvenliği ve işsizlik problem olsaydı, bu 'çağdaş' nesil onun bir çaresini bulmalı değil miydi? Acaba bir genç yalnız başına kalınca ne düşünüyor. İşsiz olanı ne düşünüyor işi olanı ne düşünüyor?
Günümüz de özellikle kamuda çalışanlar ilk yılların aksine iş verimi çok düşüktür. Görevine zamanında gelmeyen o kadar çalışan vardır ki bunun hesabını dahi soramazsınız. Hemen mağduru kurtarma psikozuna giren toplum, milletin menfaatini düşünmez olur. “Bir hatadır yapmış” ile başlayan acıma cümlelerine; “çoluk çocuğu ekmek yiyor” cümlesi de ilave edilince, vicdan ülkesinde akan sular durur. Ama bu zaman içinde yapılacak eğitim, öğretim, sağlık ve güvenlik çalışmaları sekteye uğrayıp omlarca insan kaybının ve dahi geleceğimizin hesabı yapılmaz olur.
Sokaklara bir göz attığımızda gençlerin asıl hedeflerinin ne olduğu açıkça görünür. Bu gayret ve çalışmalarını bazı meselelere de ayırmış olsa çok şey değişecektir.
Biz arzularımızın peşinden koştukça geleceğimizi karartıyoruz. Bizim arzularımız bizim canlı olarak istediklerimiz. Karnımızın doyması, rahat bir ortam ve hiçbir ahlaki değerin hüküm sürmediği bir mekân. Bazı canlıların bile üremek için yaptığı fiillerin bir mevsimi varken, insanoğlunun bu hususta zaman seçmemesi başka bir durum.
Yoksa insanlar duruyor da sureten insana benzeyen yeni bir canlı türü mü peyda oldu. Sanmıyorum. Onların da iki ayakları var. Kuş neslini tenzih ederim.