Antipsikotik İlaçlar Diyabet Riskimi 3 Kat Artırıyor
Yeni yapılan bir araştırmada, çocuklara verilen Risperdal, Seroquel, Abilify ve Zyprexa gibi antipsikotik ilaçların diyabet riskini üç kat artırabilecekleri tespit edildi (1).Kuvvetli antipsikotik ilaçlar aslında geleneksel olarak şizofreni tedavisinde kullanılıyordu ama bunların çoğu artık bipolar hastalık, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve depresyon gibi hastalıklar için yazılıyor.
JAMA Psychiatry isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırma Tennessee Medicaid programında yer alan ve şizofreni dışında bir hastalık için antipsikotik ilaç başlanan 6-24 yaş arasındaki 28 bin 858 çocuğa ait kayıtlar incelenerek gerçekleştirildi.
Antipsikotiklerin yüzde 87’ si yeni nesil yani atipik antipsikotiklerdi.
Buna uygun kontrol grubunda ise diğer psikiyatrik ilaçlardan biri (lityum, antidepresan, psiko-stimülan, klonidin, guanfasin, benzodiazepin) başlanan 14 bin 429 çocuk yer alıyordu.
Araştırmada, antipsikotik ilaç kullananlarda tedavinin ilk senesinde diyabet riskinin üç kat fazla olduğu; riskin yüksek dozlarda daha da arttığı ve risk yüksekliğinin ilaç bırakıldıktan sonraki bir yıl içinde de sürdüğü belirlendi.
Antipsikotik ilaçlar arasında diyabet riski bakımından bir fark bulunmadı.
Önce antipsikotik ilaçlar dışında kalanlar denenmeli
Araştırmanın uzmanlarından W. A. Ray şunları söylüyor (2):
“Antipsikotiklerin erişkinlerde diyabet riskini artırdığı biliniyordu ama çocuklardaki durum hakkındaki bilgilerimiz çok sınırlıydı.
Antipsikotik ilaç alanlarda sıklıkla 20-30 pound kilo artışı oluyor; bu ilaçlar metabolizmayı da etkileyerek ensülin direncine yol açabilirler.
Antipsikotiklere başlanırken çok titiz davranılmasını tavsiye ediyorum. Eğer çocukta bu ilaçlardan birinin yazılmasını gerektiren bir durum varsa önce alternatif ilaçlar düşünülmeli ve bunlar denenmeli.
Belki sonunda antipsikotik ilaç kullanmak gerekli olabilir ama bunlara en azından daha güvenli seçenekler denendikten sonra başlanması daha doğrudur.
Anne-babalara çocuk doktorlarından davranış bozuklukları için önce diğer ilaçların denenmesini istemelerini tavsiye ediyorum.”
Antipsikotik ilaç kullanımı artıyor
Antipsikotikler daha önce şizofreni ve diğer ağır psikozları tedavi etmek için kullanılıyordu ama 1990’ lardan itibaren dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve saldırgan davranış bozuklukları için de yaygın olarak kullanılmaya başlandı.
Çocukluk çağında antipsikotik ilaç kullanımında son senelerde adeta bir patlama yaşanıyor.
Columbia Üniversitesi’ nin 2012’ deki bir araştırması, çocuklarda antipsikotik ilaç kullanımının son senelerde 14-20 yaşlar arasındaki çocuk ve genç erişkinlerde beş misli arttığını gösteriyor.
Ülkemizde de yaygın olarak kullanılan bu ilaçların diyabet yapıcı etkileri ve başka yan etkileri üzerine bir çalışma var mı bilmiyorum ama daha önce çocuklar üzerinde yapılan başka bir araştırmada antipsikotik ilaçların diyabet riskini dört misli artırdıkları belirlenmişti (3).
Eskiden erişkin tipi diyabet olarak adlandırılan tip 2 diyabet artık giderek artan oranlarda çocuk ve gençlerde de görülüyor ve kalp krizi felç, körlük böbrek yetersizliği gibi pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor.
Bizde de çocuklarda ilaç kullanımı artıyor
Elbette “doğru hastada doğru ilacın kullanılmasına sözümüz yok” ama bu tür antipsikotik ilaçların çok fazla düşünülmeden giderek daha yaygın olarak yazıldığı da bir gerçek.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, son senelerde dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu teşhisindeki artışları “ilaç endüstrisinin başarısı” olarak değerlendiriyor (4):
“Her hareketin çaresi var diye düşünerek hareketli olan herkese hiperaktivite tanısı koyma gibi bir durum ortaya çıkıyor.
Yani gerçekte hiperaktif olmadığı halde kişiye bu tanı konuluyor.
Hiperaktif tanısı konulan çocukların yarısı gerçekte hiperaktif değil.”
Endikasyon dışı ilaç kullanımı teşvik edilemez
USA’ da ilaç üreticileri, atipik antipsikotik ilaçların endikasyon dışı (off-label) kullanımını teşvik etmekle suçlanıyorlar (5).
Bir ilacın ruhsatı olmayan hastalıklar için de kullanılması mümkün ama ilacın tüketimini artırmak amacıyla pazarlama faaliyetleri yürütülmesi ağır para cezalarını gerektiriyor.
Endüstri ise bu sebeple kesilen milyar dolarlar mertebesindeki tazminatlara çoktan razı; çünkü cezalar kazançlarının yanında devede kulak kalıyor.
Gelelim neticeye
İlaçlarla ilgili olumsuz araştırmalar ve bunların haberleştirilmesi ‘ilaç endüstrisini’ ve ‘adamlarını’ tabii ki çok rahatsız ediyor.
İçlerinden zaman zaman ”bu tür araştırmalar yapılmasın” veya “bunlar medyada haber olmasın” diyecek fanatikler bile çıkabiliyor.
Bilimsel amaçlarla yapılan araştırmaları veya bunları topluma duyurmak için tüm dünyada yapılan haberleri suçlamak kimseye bir şey kazandırmıyor.
Bu araştırmadan ve haberden alınması gereken mesaj “antipsikotiklerin” ilk kalemde hemen yazılmamasını ve bu ilaçları mutlaka kullanılması gereken çocukların da diyabet riski bakımından yakından takipleri ve uygun tedbirlerin alınmasını sağlamaktır.
Onlara tavsiyem önce uygun bir “sâkinleştirici almaları” ve sonra da teşhis ve tedavilerin ne ölçüde doğru, ilaçların ne kadar faydalı ve ne kadar da zararsız olduklarını ortaya koyan araştırmalar yapmaları.
Oturdukları yerden esip yağıp gürlemelerinin kimseye bir faydası yok.
KAYNAKLAR
1. http://archpsyc.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=1731662
2. http://www.usatoday.com/story/news/nation/2013/08/21/antipsychotic-drugs-kids-diabetes/2682925/
3. http://pediatrics.aappublications.org/content/early/2011/11/16/peds.2011-0855
4. http://saglik.bugun.com.tr/cocugunuz-bosa-ilac-iciyor-olabilir-haberi/168002
5. http://www.fiercepharma.com/story/antipsychotics-hike-diabetes-risk-kids-study-finds/2013-08-22