Ankara’ da Bilinçli Beslenenler
Beslenme denilince midemiz, açlığımız, acıkınca sanki karnımızı doldurmak anlamına geliyor. Yediklerimizde hep lezzet arıyoruz. Çocuklar da şeker tadına bayılırlar ama hepimiz bilmeliyiz ki çocukların bayıldığı şeker tadı, insanları daha çok, daha çok yemeye itiyor. Biz büyükler için beslenmede lezzetten önceliklisi, o besindeki olması gereken besin değerleri konusunda bilinçlenmemiz gerektiğidir.
Üreticiden satın alınıp işlenmek üzere fabrikalara getirilen gıdaların sanayiciler tarafından yapılan olumsuz değişikliklere maalesef sanayicilerimiz bu ürünlerin çok faydalı olduğuna ,besin değerlerini kaybetmediği konusunda ilim adamlarımıza makaleler yazdırabilmekteler, medyaya demeçler verdirebilmektedir. Dünya’ da dönen gıda çarkı tüketicinin gerçek besin değerine ulaşmasının önünde barikatlar koymaktadır. Bu barikatları aşmak gerekiyor. Gerçek gıda bizim sağlığımızın olmaz ise olmazıdır.
Elbette pişirdiğimiz yemekte lezzet arayacağız. Ama sanayinin o gelişmişliğinin içindeki dişlilerin içerisinde gıdanın içinde olmaması gerekenlerin olduğu ,olması gerekenlerin olmadığı, oldurulmadığı bir çağdayız. Lezzet, gıdada aranması gereken bir öge olduğundan işte sanayicimiz yiyenin daha çok, daha da çok yemesi için kattığı katkı maddeleri ile obozit sayımız gittikçe yükselen bir seyir izlemektedir.
Yediğimiz sanayi ürünlerindeki yedikçe bizi daha çok yedirmeye iten suni lezzet katkı maddelerine yönetimlerin aldırış ettiği yok! Daha çok sanayi ürünü gıda üretmek ve satmak pahasına! Kimin için? İnsan sağlığı için mi yoksa sanayinin dolu dizgin gerçek üreticinin sırtından cebini doldurması için mi ? Kesin ikincisidir.
Amerikan gençlerinde artan obozitelik Amerikan Ordu Yönetimince güvenlik için tehlike kabul edilmişliği ve bizim ülkemizde de aşırı kilolu gençlerimizin kilolarını terk edene kadar askere alınamayışları bizi de düşündürmelidir.
Ülkemizdeki bebeklerimizin büyük bir bölümünün beslenme sorunu yaşadığı yapılan bir araştırmada tesbit edilmiş. Çağımızın getirdiği kadının çalışma koşullarından dolayı bebeğin beslenemeyişliği mi yoksa açlık sınırındaki ücretlerin yetersizliğinden hem annenin hem bebeğin beslenememesi mi olduğuna bu araştırmada bir açıklık getirilmemiş. Yoksa şehirde yaşayan insanlarımızın sanayiden çıkan gıdalarla beslenme organizasyonu neticesinde bir beslenemeyiş mi ? Yoksa bunların tümü mü ? Biz tümü olduğuna inanıyoruz. Çünkü tümü etken olduğundan ülkemiz bebeklerinin beslenme sorunu yaşayanların oranının oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Bebeklerimiz beslenemiyor .Peki biz beslenebiliyormuyuz. Açlık sınırının değil gelişmişlik sınırında olanlarımız beslenebiliyorlar mı? Buna cevabımız hayır olacaktır. Gıda katkı maddelerinin, genetiği değiştirilmiş gıdaların, Tarım İlaçlarının zamansız ve yoğun kullanımında bunun Tarım ürünününden sofraya taşındığı Dünya ve Ülkemizde sınırlı sayıda da olsa Ankara’ da insanlarımız mevcut üretim şekli ve ticari dağıtım ağlarının haricinde değişik çözümler üretmenin peşinde olan Organizasyonlar kurmaktadır. Bu endişeleri giderme çabalarında da haklıdırlar. Kimi yerde Belediyelerin yardım ve öncülüğünde ekolojik pazarlar vs kurulmaktadır.. Bunlardan farklı olarak kurulmuş bir internet grubu var: Doğal Besin, Bilinçli Beslenme grubu. Ne de güzel bir isim. Dört kelimede kendini ifade etmiş.
Grubun kurulma amacı para kazanmak olmayıp, sadece doğal ürünleri bulup toplu siparişler yapmaktır. Gruptaki herkes sipariş, nakliye, depolama ve dağıtım konularında birbirine yardımcı oluyor, böylece aracılık ihtiyacı ortadan kalkıyor. Semt koordinatörleri ürünlerin yerlerine ulaşması için gönüllü oluyorlar ve hiçbir ücret almıyorlar. Tabiî ki Ankara’ya gelen ürüne nakliye ücreti ödeniyor.
Aradıkları üründe Organik Ürün Sertifikası işin olmaz ise olmaz yanı değildir. Üreticilerle doğrudan temas halindeler. Almak istedikleri ürünün üretim ve paketleme yerini görme haklarına sahipler.
İnandıkları üreticinin ürünlerini satın alıyorlar. Bu ürünler bakliyat, bal ,tereyağı ,çiğ süt, tarhana gibi çok çeşitli ürünleri içeriyor .Paketlemenin genellikle bez torbalarda ya da cam kavanozlarda yapılmasını istiyorlar. Bakliyatlar bir veya yarım kiloluk bez torbalarda paketleniyor. Besinlerin üretimi ile kullanımı aşamalarındaki << aracıları >> ortadan kaldırmayı hedeflemelerinin sebebi olarak << besinlere yabancılaşmamak >> olarak tarif etmişler, üreticilere güç vermek olarak nitelelemişler.
Grup; Ankara’da ikamet eden doğal besin almak, bilinçli beslenmek isyeyenler ile grubun ilkeleri doğrultusunda, doğal besin üreten direkt üreticiler ile irtibat kuruyor. Kurumsallaşmış gıda aracılarının,gıda sanayicilerinin ürünlerine yüzünü dönüp bakmıyor.
Beslenme boş olan midelerin doldurulması değil ,sağlığımıza uzanan bir köprüdür. Beslenme ,bizi sağlımıza kavuşturur,beslenme sağlığımızı korur.
Doğal ürünler üreten ,iyi tarım uygulamaları yapan üreticilerin mallarını satın almak bilinçli beslenme duygusunun oluşması ile çok ilgilidir. Bu ilgiyi artık insanlarımız göstermeye başladı. Ülkemizdeki bu ilgi sayısı yeterli olmamakla birlikte bu sayının gittikçe çoğalacacağına inanıyorum.Grubun internet adresi aşağıdadır.
çok güzel bir anlatım olmuş, tebrikler
Haziran 3rd, 2010 at 10:30Çapar bey övgü dolu sözleriniz ve tüketicileri aydınlattığınız için teşekkürler.Böyle gurupların artmasıyla biz donkişot ekolojik tarım üreticilerinin yıllardır çektiği sıkıntılar sona erer, Daha istekli ve besin değeri daha yüksek ürünler üretiriz. Devleti yok sayıyorum bilinçli tüketicilere güveniyorum Serdar Tanal
Haziran 3rd, 2010 at 10:34