Anıları Silmek Mümkün mü?
Hafıza görünmez, ele avuca gelmez bir yerleşim alanı. Yaşananları içinde barındıran sınırsız klasörle dolu bir alan…
Hafızanın bir ağırlığı, derseniz ne kadar bilinmez!
Hep soruyorum; acaba hafızamızdaki bazı anılar hedef seçilerek değiştirilebilir ve ya hafızadan tamamen silinebilir mi?
Bilim tarihini araştırıyorum da o kadar çok bu konuda başarılı ve başarısız olunan araştırmalar var ki…
Bazıları, insanları hayatta karşılaştığımız görüntüleri, sesleri ve yaşadığımız hisleri beynimizin nasıl bir işleme tabi tuttuğuna dair bildiklerimizin büyük ölçüde değiştirdikleri görülmüş.
Kim bilir bu araştırmacılar sayesinde, travma sonrası yaşanan stres kaynaklı rahatsızlıklara ve bağımlılıklara karşı yeni tedaviler geliştirilir.
Hafızanın bazı gerçekleri çok net!Karşımızda duran bilgiyi emen kaydediyor.Tıpkı bilgisayarın RAM!i gibi.
Bir bakıyorsunuz ki yaşananların bazıları tıpkı kaydet tuşuna basmayı unutup bilgisayarınızı kapatmanız gibi hemen siliniyor. Ama kısa süreli bekleyişlerde anılar çabucak pekiştirme işlemine geçiyor.
Yaşanan anılar, genellikte eski yaşananlarda örnek verirsek; eski aşklar, kayıplar ve korkularla dolu uzun süreli anılar biz onları hatırlamak üzere çağırana kadar uykuda beklerler.
İşte beynin muhteşemliği bu noktada ortaya çıkıyor.
Yaşadığımız olaylar çok kritik önem veya özel bir anlam taşıyorsa ya da bizim çok korkmamıza neden olmuşsa; örneğin, ilk öpücük, bir bebeğin doğumu ya da bir trafik kazası gibi…
Stres hormonları beynin duygu kontrol merkezi olan amigdalayı ( beyin sapının üzerindeki bağlantıları yapan badem şeklindeki kütle) uyarıyor.
Anıları, hafızada belirginleştiren bir mekanizma olduğunu söylüyor uzmanlar. Anılar çoğaldıkça sanırım bu mekanizma daha güçlü çalışıyor.
Duyguların oluşturduğu zor çıkan hatta belki de hiç çıkarmayan bir yapışkan sıkıca sarılıyor ve hafızamızdan kaybolmuyor.
Aslında düşünecek olursak keyif verici anıları hatırlamak çok da eğlenceli olabilir.
Zaten tatlı anılar doya doya yaşandığından demiştim daha önceki yazımda çok da etili yaşananlardan dolayı siliniyor nerdeyse.
Şu kesin ki, korkuya, insanların hayatını altüst eden anılar tekrar çağırıldığında nasıl tazeliğini koruyorsa, hafızayı dolduranda onlar ve hiç silinmiyor. Tamamen silinmesi de sanırım büyük risk taşıyor.
Hayat boyu bu stresle mücadele etmek hafızadaki anıları da iyice yerleştiriyor.
Unutmak için o kadar antidepresan ilaç kullanan var ki. O an uzaklaştırıyor kişiyi uyuşturarak belki hatırlandığında yanında yaşanan diğer duyguların çoğalmasını önlemek amacıyla biraz iyi gelebiliyor. Ama bunun kesin sonuç olduğu da söylenemez. Zaman geçtikçe başka bir benzer yaşam o anıyı tekrar diriltiyor, hem de beraberinde başka istenmeyen duyguları da yanına alarak.
Yüzleşmelerde rahatsızlığın iyileşmesi için hatırlanan olay yeniden hafızaya gideceğinden olayın tam tersi olabileceği senaryolaşıyor. Olumsuz değil de şöyle olabilirdi gibi.
Anılar her çağırıldıktan sonra tekrar dosyalanıyorsa bu beyinin çok önceden yani travma yaratılmadan önce sisteminin sürekli düzene girmesi gerekir. Yani yaşarken acıyı anında yok edecek bir sistem. Bu kesin hiçbir şey yaşamamak olacaktır. Buna olanak var mı?
Var! Sadece nefesinizi izlediğinizde, doğru nefes alıp vermeyi gün içinde sıkça yaptığınızda devreye girecektir, hiçbir şey yapmamak ve düşünmemek.Bir ses dahi bize eski korkularımızın tekrar yaşanmasını gündeme getiriyorsa, sadece nefesimizin sesini dinlemek eminim duyguları sakinleştireceğinden, tekrar klasöre girecekleri silmeden etkisiz bir anı yapacaktır.Bunun çalışmalarını yapıyorum uzun süredir.
Anıların tekrar birleşmesi teorisine göre, bazı anılar, hatırlandıktan sonra sakinlikten dolayı, bilinçli olduğundan yeni bilgiler tarafından değişikliğe uğruyor ve bu kesin olumlu oluyor.
Zihin temizleme ve nefesle sakinleşme meditasyonlarının sürekliliği sanırım işe yarayacak.
Benim de niyetim tüm araştırmacılar gibi anıları içimizden söküp atmak, çok fazla gözümüzde büyütmeden…
Kalp atışları, avuç içi terlemesi, en ufak bir sesin ürkütmesi, yüz kaslarının kasılması, stresin belirtileri oluyorsa, nefesle sakinleşmeyle tüm bunlar düzelebiliyorsa sanırım; hafızada uyuklayan acı anıların ömür boyu uyanmamasını sağlayabilecek.
Bir şey söyleyeyim mi insanlar anılarının silinmesini istemiyorlar. Ne kadar şikâyet etseler de hatırlayıp yanına başka bir duygularını katmak da ustalar.
Durgun yaşamaktansa bir hareket olması onların hayatta kalmalarına bir dayanak gibi!
O zaman yapılacak hem yaşayıp hem de sakinliği kazanmayı öğrenmek yaşamın acılarını sonrasında eğlenceli kılacaktır.
Hafızayı sildirmek bir zaman sonra popüler olup moda dahi olacak. Sizce de popülerleşir mi dersiniz?
Sağlıkla, Sevgiyle mutluluklar size.