content
03 Eyl

Anadolu’da Kenar Mahalleler…

Anadolu’nun kenar mahalleri şehrin merkezinden uzaktırlar hep. Otobüs ve dolmuş kuyruklarının, su ve elektrik kesintilerinin, hatta saatlerce beklenen ekmek kuyruklarının adı gibidir kenar mahalleler. Onlar, gecekondu toplulukları olarak, her zaman şehirlerin kıyısındadırlar… Toprakları kuraktır nedense ve tıpkı kurak toprakları gibi sürekli hor görülmüşlerdir. Belediye otobüslerinin ırak durağı, uzayıp giden dolmuş sıralarının diyarıdır kenar mahalleler. Bir türlü kent olamamanın hasretindedirler. Onlar, kenar mahalleler tıpkı Afrikalı bir çocuk gibi, şehir ülkesinin uzak Afrika’ları gibidirler…

Anadolu’ da kenar mahallelerde hayat çoğu zaman durgundur. Oralarda sadeleşmiş yaşam biçimleri vardır. İnsanların gelecekte pek umutları yoktur. Oralarda yaşayan insanlar çoluk çocuklarının rızkı için bir iş bulma umuduyla şehre inerler her sabah. Sabah gün doğarken insanlar düşer yola, hani yağmur yağdıktan sonra dört bir yandan ufak seller gelirde küçük bir gölet oluşturur ya, işte onun gibi gelir insan seli…

Evlerinden türlü türlü hayallerle akan bu insanlar otobüs kuyrukların da birikirler sahipsiz sular gibi. Bazen saatler sürer şehre yolculukları, ayakta yorgun, uykusuz ama uzun … işte tam da bu arada başlar hayaller, umutlar… Belli mi olur, belki güzel bir iş bulur, belki güzel bir aş bulur kenar mahalle insanı. Belki iyi, güzel olan ne varsa her şeyi bulur bugün şehirde…

Kenar mahallelerde hayatın felsefesi işte uzun yolculuklar sırasında yapılır ve sanki felsefe olduğu içinde işte bu kadar rahat düşünülür uzayan yol boyu. Daha bir evi bile olmadan evin duvarlarının hangi renk olacağı gibi; ama gerçekleşmeyen bir düş işte.

Bu kenar mahallelerde kadınlar şehre inip pek çalışmazlar, her gün evlerinin temizlikleri ile başlarlar güne. Görev bellidir, çoluk, çocuk, bolca çamaşır, yemek varsa elbet bir de bulaşık ki, en çok sevilendir kenar mahallelerde, çünkü bulaşık tokluk demektir…

Erkekler Nasrettin Hoca’nın yünü misali, olmayan işlerine yollanırken mahalle kadınlara kalır bütün gün. Bir de eğer hava uygunsa sokakta komşularla buluşmak, ev gezmeleri alır götürür mahallenin kadınlarını hayalden hayale. Evlerde değerlendirilir dizilerdeki kahramanların söyledikleri, repliklerin, realist mi sürrealist mi edebiyat takımımdan esinlenerek fikir tartışmaları sanatçıları ile mankenlerin birliktelikleri üzerine başlar konuşmaları. Hangi artistin daha şık giyindiği kimin daha rüküş olduğu konusunda bir uzlaşmaya varılmasa da akşam olduğu için bitirilmek zorunda kalınır. Çocukları okuldan kocaları çok azının bulduğu işlerinden gelir yorgun argın…

Anadolu’nun kenar mahallelerinde ki çocuklar da tıpkı babaları, ağabeyleri, ablaları, anneleri gibi şehir merkezindeki elit çocukların nazarında hep hor görülürler. Bundan dolayıdır ki kenar mahallenin çocukları genelde şehre inmez ve sanki de ilelebet kenarda kalsınlar diye daha, daha kenara iteklenirler… Belki de bu yüzden kenar mahallelerde çocuklar hep kendi aralarında toplanıp oyunlar oynarlar. Kimin yaşı en büyükse, mahalledeki çocuklar ondan sorulur. Ama gün gelir o da büyüdüğü zaman iktidardan düşer.

Okullar yaz tatiline girdiği zaman yapılacak iş çoktur; camilerde kur’an kursu eğitsel faaliyetlerde hurda toplamak gibi imkanlar vardır çocukların önünde. Yaşı biraz daha ilerlemiş olanlar ve şehrin yolunu az çok bilenler için ayakkabı boyacılığı, simit satıcılığı gibi kazanç kapıları bile açılır. Olmadı, civarda bulunan berberler, inşaatlar, sanayi siteleri onları çırak olmaya beklemektedir. Kenar mahallelerde hangi çocuğun hangi yıl en son tatilini yapacağı da pek belli olmaz; bir bakarsınız çokça çocuk, bu yıldan itibaren okula gönderilemez ve bu son tatillerinden sonra tatil yüzü göremezler. Artık hayatları hep çalışmakla geçer ve bundan sonra birden bire adam oluverirler artık.

Toplumsal kastlaşma daha o zamanlarda başlar. Kenar mahallenin çırak çocukları bir grup, kalfa olanlar bir grup takılırlar. Kahvehanelere ise büyük adam olanlar takılır. Adam olmayanlar yani kalfa ve çırak kabilinden çocuk olanlar girmezler. Bir istisna olarak sadece gazoz satmak ve ayakkabı boyamak için girebilirler. Kenar mahallenin raconundandır, çocukların kahvehanelere girip oturmaları ayıp sayılır ,bir de mahalledeki kızlara yanlış bakmak ve komşunun kızına aşık olmak epeyce bir ayıp sayılır. Kenar mahallede aşık olanın sevdası yüreğinde gizli kalır ki, hani denilir ya, severde alamazsın adı ‘aşk’ olur, işte gerçek aşk da bu kenar mahallelerde olur.

Yine de Anadolu’nun kenar mahallerin de düğünler de olur bazı günler, bazı zamanlar, askere giden olur halay çekilir geç saatlere kadar. Sonra askerden gelen gençler evlendirilir. Kenar mahallede askerlik yapmamış gençlere kız vermezler. Tam adam olamadığı için erkek önce askere gidip adam olmalı, işini bulmalı, ev eşyasını düzenlemelidir kenar mahalle adabına göre. Bir de başını sokacak bir ev bulmalı, sonra bir kızla evlenmek istemeli…

Kız ise önce okumayı öğrenmeli elbet. ancak fazla ileri gitmemeli. Ev hanımlığını da soğanın pembeleştiğini anlayacak kadar deneyim kazanıp çeyizini de tamamlamalıdır. sonra gelinlik kız olma seviyesine gelmeli.

Kenar mahallelerde Bazen de etnik kimliğin de dolayı sevdiği kızı vermez kız ailesi veya sevdiği kızı istemez erkek tarafı….
Anadolu da kenar mahalle böyle bir şeydir işte… Her gün yeniden başlayan bir ümit, her gün daha da geciken bir otobüs gibi…

…..//…

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank