Ana Ben Ölmedim ki!
Akşam yemeğini yerken haberlerde öğrendim yine şehit verdiğimizi... Boğazımda lokmalar büyüdü, yutamadım. Ey Allah'ım neler oluyor böyle bize? Ne kadar kolay söyler hale geldik, şehit verdik yine, diye. Yüzlerce insan bu haberleri aldıklarından beri yemek yiyebiliyorlar mı? Keyifle çay içebiliyorlar mı? Onlar için bu gün dünle aynı mı? Hayatları acı ve kabuslarla devam edecek oysa ki. Her gece rüyalarına oğulları girecek, "ana ben ölmedim ki" diyecek... Analar sevinç göz yaşıyla uyanıp oğullarının yataklarına koşacak... ama... yatakları artık hiç dolmayacak, hep boş kalacak... Soluğu her gün mezar başlarında alacaklar. "Canım feda olsun, oğullarım kurban olsun, vatan sağolsun!" feryatları arş-ı alâyı bıçak gibi kesip geçecek, tüm ciğerleri dağlayacak.
Nasıl bir oyun oynanmakta olduğunu kimse bilmeden bu fidanlar teker teker düşmeye devam mı edecek? Terör, PKK'nın üzerinden atılmaya mı çalışılıyor yoksa hedef mi şaşırtılıyor. Neden herşey güzele iyiye giderken böylesi bir bela başımıza sarılıyor? Bunu çözmek, anlamak ve sonuçlandırmak siyasetçilerin görevi değil mi? Yoksa her kafadan bir ses mi çıkıyor? Neler oluyor? Genel Kurmay ve askerler Cumhurbaşkanının türbanlı eşiyle aynı karede görünmemek için köşe bucak kaçacaklarına; muhalefet, hükümeti nasıl olur da baltalarım, diye düşüneceğine, Hükümet beylik beylik sözler sarf edeceğine belki de hayatlarında ilk defa yıkmak için değil de yapmak için, kurtarmak için şahsi menfaatlerinden siyasi görüşlerinden sıyrılıp bir araya gelemez mi?