Amiral G. Stavridis
Amiral G. Stavridis
Bu ismi önümüzdeki günlerde sıkça işiteceğiz.
NATO’nun Libya saldırısını yönetecek komutan. Biraz daha açarak söylersek, Türk subayına ve askerine kumanda edecek komutan.
İncirlik, Dalaman ve Urla Üslerinin yöneticisi bu komutan olacak.
Daha net söylersek, Yunanlı komutan Türk askeri Libya’ da savaşırken, bundan emir alarak Libyalı sivilleri ve askerleri öldürecek.
Kadere bak… Düşmanımız ile birleşip, dost Libya halkının canına kıyacağız.
Şimdi emperyalist mahfillerde, Libya’ya kara harekâtı planlanıyor. Türk ve Arap askerlerinden kurulu, kara ordusunu Libya’ya sokmaya çalışıyorlar.
Türkiye’deki seçimlerin hemen ardından kara harekâtı başlayacak.
Muhteremler kara harekâtında da, kendi askeri yerine gene Müslüman-ı Müslüman-a kırdırmayı planlıyorlar. Türkiye’den ağırlıklı olmak üzere, Mısırdan bin asker, elli altmış asker de diğer Arap ülkelerinden devşirip, uluslar arası güç deyip, Libya’ya kara harekâtı yapacaklar.
Ortodoksların katılmadığı tam bir Hıristiyan harekâtı.
Gurkalar Müslüman, komutanları Hıristiyan.
Gülen Harekâtının başardığı dinler arası diyalog, olsa olsa böyle olur.
Operasyon medyası kara harekâtının da, bir demokrasi harekâtı olduğu konusunda elbette Türk halkını ikna eder. Ve Mehmetçiğin Kurtuluş Savaşında kazandığı itibardan da yeterince yararlanırlar.
Sivil toplum kuruluşları Libya halkının üzerine düşen her bombayı büyük mutluluk ve demokrasi başarısı olarak üyelerine anlatır.
Yalnız Kurtuluş Savaşında ve öncesinde şöyle bir durum vardı.
O zaman ki sivil toplum kuruluşları, vatanı savunmak ve düşmanı def etmek üzere kuruluyor ve bu yönde çalışıyorlardı. Kuvva-i Milliler, Müdafaa-i Hukuklar hep bu maksatla vardılar.
Şimdi ise, milleti dağıtmak, devleti yıkmak, emperyalizmi uluslar arası ilişki gibi göstermek için varlar. Hele hele partileri birer sivil toplum örgütü olarak sayarsak, onlar da Meclisten Libya’ya Hıristiyanlar ile birlikte çıkarma yaptılar.
Kendisinin Müdafaa-i hukuk geleneğinden geldiğini savunan Cumhuriyet Halk Partisine Haçlı ile beraber hareket etmek ne kadar yakışıyor, onu önümüzdeki seçimlerde, seçmenine anlatacaktır.
CHP sadece bu son haçlı seferine iştirak etmeseydi, önümüzdeki seçimlerde AKP’nin oylarını en az %5 azaltabilirdi. Hani diyor ya, “AKP’den kurtulmak” için oyları bölmeyelim diye… Libya konusunda dik durmuş olsaydı, başkalarına muhtaç olmadan bunu sağlayabilirdi.
Demek ki, aslında bizim “CHP’den kurtulmak” gibi bir sorunla karşı karşıya olduğumuz ortaya çıkmaktadır.
Böyle deyince CHP’li dostlarımız bize, bari gidip AKP’ye oy verin diyorlar. Sanki mevcut partilerden başka ülkenin çıkış yolu yokmuş gibi. Sanki CHP’nin AKP’den bir farkı varmış gibi.
Zaten bu ülke şimdiye kadar bu Amerikancı partilere kendini mahkûm sandığından dolayı bu günlere geldi.
Türk halkı seçimlerden sonra kendi kaderine el koyması gerektiğini daha yakıcı bir şekilde hissedecektir.
Cumhuriyet Güçbirliği’nin bağımsız üyelerinin Meclise girmesi bu durumu hızlandıracak bir olgudur.
3.4.2011,bulentesinglu@gmail.com