Amerikan Kalp Derneği Neden “Kıvranıyor”?
Yeni kolesterol kılavuzunun risk hesaplama cetvelinin yarattığı toz-duman Amerikan medyasında “Watergate skandalından” mülhem “calculator-gate” adıyla anılmaya başladı bile (1).
Bu, bence de son derecede doğru bir tabir ama eksik.
“Kılavuz-gate” demek çok daha uygun olur; çünkü skandal sadece hesap cetveli ile sınırlı değil, asıl skandal kılavuzun kendisinde.
Amerikan Kalp Derneği (AHA), kolesterol için hedef bir değer ve kolesterol seviyelerinin takibinin gerekli olmadığını; statinler dışındaki kolesterol düşürücülerinin kullanılmasını tavsiye etmediğini açıklayarak “kolesterol teorisi bitmiştir” demeye getiriyor.
AHA, bugüne kadar kötü kolesterolü (doğrusu, LDL-kolesterol partikülü) kalp-damar hastalıkları için “en önemi risk faktörü” olarak gösteriyor, bu değer ne kadar düşürülürse kalp krizi ve felç riskinin o kadar azalacağını ileri sürüyordu.
Üstelik bu iddia, bir anda ve birkaç araştırmaya dayanılarak yaratılmış olsaydı bunun bir anda reddi de “bir nebze” anlaşılabilirdi.
Kötü kolesterolün 200’ lerden 70’ in altına inişi, her biri de LDL-kolesterol azaldıkça riskin de azaldığını ortaya koyan “yüzlerce” araştırma delil gösterilerek birkaç senelik aralıklarla kademe kademe olmuştu.
Şimdi tüm bu araştırmaların bir anda “çöpe atılıp” kolesterol takibine de kolesterolün illâ belli bir seviyenin altına indirilmesine de gerek yok denmesi aslında yıllardan beri söylediğimiz “kolesterol yüksekliğinin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olmadığı” teorisinin de kabul edilmesidir.
AHA, doğru yapıyor ve dolaylı da olsa kalp-damar hastalıklarının altında yatan esas sebebin yani aterosklerozun “kolesterol yüksekliği ile ilişkili olmadığını” ilan ediyor.
Öyle ya, kötü kolesterol yüksekliğini risk faktörü saysaydı kalp krizlerinden korunmak için onun elbette olabildiğince azaltılması gerektiğini de söylemek gerekirdi.
Buraya kadar her şey iyi ama…
AHA’ nın tam da burada aterosklerozun “kronik mikropsuz bir iltihap” olduğunu kabul ettiğini ve statinleri bu iltihabı baskılamak için kalp krizi geçiren veya geçirme riski yüksek olan herkese kan değerlerine bile bakmadan tavsiye edeceğini düşünürken yüzyılın bilim skandalına imza attığını görüyorsunuz:
“Kötü kolesterol seviyeleri 190’ dan yüksek olanlara da “statin” verilmelidir” diyor ve bir çuval inciri de berbat ediyor.
Hani, kolesterolü takip etmeyecektik; hani kolesterolün hedef değeri yoktu; hani kolesterolü daha da düşüren ilaçları da kullanmayın diyordunuz, peki ne oldu?
Olan şu: AHA, bu ifadesiyle “bilinçli olarak” kafa karışıklığı yaratıyor.
Hem “kolesterol teorisi iflas etmiştir” diyor hem de teoriyi hayatta tutmak için “suni solunuma” başvuruyor.
Çünkü, yakın bir zamanda statinler gözden düşecek ve yeni kalp hastalıkları ilacı olarak “PCSK-9 inhibitörleri” piyasayı kaplayacak.
Bu ilaçlar, LDL-reseptörünün LDL-kolesterolü kandan etkili olarak uzaklaştırmasını sağlıyor ve böylece kanda kötü kolesterol gerçekten de azalıyor ama işin püf noktası şu ki bu azalmanın aynı zamanda kalp krizi ve felç riskini azaltıp azaltmadığı bilinmiyor.
Bunu anlamak için en azından birkaç senelik çalışmalara ihtiyaç var ve neticede büyük ihtimal “özel durumlar dışında” PCSK-9 inhibitörlerinin de işe yaramadıkları anlaşılacak.
Endüstri, bu risk azalmasını ispatlayacak araştırmalara gerek olmadan bu ilaçların kolesterolü azaltmasını yeterli görerek bir an önce ruhsat almak istiyor.
Böyle olunca da AHA, “Ateroskleroz kronik bir iltihaptır, statinler kolesterolü düşürmek için değil, anti-enflamatuar etkileri için kullanılmalıdır ” diyemediği için de -tabirimi mazur görün- “kıvırdıkça kıvırıyor.”
Böyle dediği anda PCSK-9 inhibitörlerinin yeri, tıpkı CETP-inhibitörlerinin yanı, yani çöp tenekesi olur.
Calculator-gate
AHA, hem bir taraftan insanların statin aboneliğinin devamını sağlamak ve hem gelecekteki ilaçlara gerekçe hazırlamak için yeni bir risk cetveli yaratıyor.
Daha önce statin başlamak için 10-20 arası olan risk değerini tatminkâr bir delil göstermeden 7.5’ a çekiyor.
Üstüne üstlük de öyle bir risk cetveli yapıyor ki bu cetvel, önceki hesaplamalara göre riski yüzde 150’ ye varan oranda yüksek gösteriyor.
AHA’ nın kafası o kadar karışık, o kadar karışık ki cetveli hazırlarken risklere “aile hikâyesini” eklemeyi bile unutuyor.
Birinci derecede akrabaların erken yaşlarda kriz ve felç geçirmiş olmalarının riski artıran faktörlerin başında geldiğine îtiraz eden kimseyi tanımıyorum.
Hadi, gelin de buna “calculator-gate” demeyin!
Gelelim neticeye
Amerikan Kalp Derneği, kolesterol teorisinin iflasının saklanamaz olduğunun farkında ama diğer taraftan bunu tamamen inkâr da edemiyor.
Kolesterol teorisi “sizlere ömür oldu” dese, PCSK-9 inhibitörlerinin hiçbir değeri kalmayacak ve ilaç endüstrisinin hışmına uğrayacak.
Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık; kıvırdıkça kıvırıyor, hata üzerine hata yapıyor.
AHA’ nın işi zor, hem de çok zor.
KAYNAKLAR
http://circ.ahajournals.org/content/early/2013/11/11/01.cir.0000437741.48606.98