Altın ve Gümüş Ne Olacak?
Israil Merkez bankası Hisse senedi mi alacak? Altın gibi deeğrli madenlere talep sürcekmi? Dünya para birimleri ne yönde hareket edecek? Hisse senetleri piyasaları nasıl bir seyir izleyecek?
İsrail Merkez bankasının işareti “ Hisse al” ne demek oluyor?
Geçen hafta analizcilerin önüne düşen bazı raporlarda İsrail merkez bankansın özellikle ABD de hisse senedi alımları yapabileceğini ayrıca değerli metallerde de işlemlerine ağırlık verebileceğini okuduk. Özellikle Apple hisse senedinde yatırım yapabileceğini yorumlayan uzmanların bu durumu şaşırtıcı bir o kadar da ilginç bir haber olarak algıladı. Bir merkez bankasının özellikle İsrail MB’nın bu tür açıklama yapması ilk. Bunun birçok açıdan bizleri uyandırması gerektiği bir konu olarak dikkatinize sunmak istiyorum.
Bu arada Apple hisse senedi de ilginç ve ibret alınması gereken bir şirket öyküsü. Şirket her ne kadar ürünleri ile dikkat çekiyorsa da şu an dünyada en fazla nakdi olan şirket. Yaklaşık 100 Milyar USD nakdi olan firmanın piyasa değeri de 500 Milyar USD. En değerli şirket ünvanını da bulunduran şirket bu seviyeden bile talep görüyor. Zaten bu kadar nakdi olan şirketin 1 trilyon USD olmaması içinde bir sebep yok.. Yeter ki bu ivmesini sürdürmesini beklensin…
Dünya da malumunuz parasal genişleme sürecindeyiz. Her ne kadar FED den 3. Parasal genişleme sinyali gelmese de bunun durumu değiştirmeyeceği beklentisi hakim. Çünkü AB de sorunlu ekonomilerini fonlamak için parasal genişleme modellerine sarılmak zorunda ve sarılıyor da.
Bu ne demek? Yani bu ekonomiler para basarak tedavüldeki para arzını arttırarak, kısaca kısa sürede sorunları çözmek için karşılıksız para basarak ilerleme kayıt ediyorlar, etmek istiyorlar. Bu süreçlerin sonunda klasik beklentilerimiz enflasyon. Enflasyonist ortamlarda değerli metallerin, temel ihtiyaç maddelerin fiyatlarının para birimleri karşısında daha değerli duruma gelemsi beklenir. Özellikle düşük faiz döngüsünden çıkmayı planlamayan gelişmiş ekonomilerin bu durumu enflasyonu azdıracak veya para birimlerinin birbirine değerini değiştirmeyecek ama mal ve ihtiyaçlar karşısında paranın değerini çokça düşürecek gelişmeleri beklemeliyiz. Fiyatlar genel seviyesi yükselecek beklentisi…
Geçen hafta ortasında Altın ve Gümüş de yaşanan sert satışların anlamı? Bu tür satışlar kısa vadeli algıların istikrarsızlaşması yüzünden olabilir. Ama hala yükseliş ortalamalarını üstünde seyreden Altın ve Gümüş ün sat sinyali vermiyor olması benim için önemli. Özellikle makro ekonomik veriler hala paracı bir yaklaşım sergilediği için ayrıca dünyada faizlerin düşük olduğu ve yatırım enstrümanlarının fazla seçenek sunmadığı dönemlerde nakit de durmanın da bir kabus olabileceğini düşünen profesyoneller hala değerli metalleri toplamaya devam edebilir, edecektir. Bundan dolayı bu günlük sert dalgalanma bir yana düşüşlerden altın ve benzeri değerli metalleri almak doğru olacağını düşünüyorum.
Aşağıda World Offical Gold Holdings, Şubat 2012 verilerine göre ülkelerin altın rezervlerini görebilirsiniz.
|
ÜLKE |
MIKTAR(TON) |
1 |
ABD |
8.133,5 |
2 |
ALMANYA |
3.396,3 |
3 |
IMF |
2.814 |
4 |
ITALYA |
2.415,8 |
5 |
FRANSA |
2.435,4 |
6 |
ÇİN |
1.054,1 |
7 |
İSVİÇRE |
1.040,1 |
8 |
RUSYA |
883,3 |
9 |
JAPONYA |
765,2 |
10 |
HOLLANDA |
612,5 |
11 |
HINDISTAN |
557,7 |
12 |
AVRUPA MER. BNK. |
502,1 |
13 |
TAYVAN |
422,4 |
14 |
PORTEKIZ |
382,5 |
15 |
VENEZUELLA |
372,9 |
16 |
SUUDI ARABISTAN |
322,9 |
17 |
INGILTERE |
310,3 |
18 |
LUBNAN |
286,8 |
19 |
ISPANYA |
281,6 |
20 |
AVUSTURYA |
280 |
21 |
BELÇİKA |
227,5 |
22 |
TÜRKİYE |
179,6 |
23 |
CEZAYIR |
173,6 |
Tabi ki dünyanın en zengin ülkesi kim hemen anlaşılıyor. Yaklaşık 450 Milyar USD lik rezervi ile ABD çok açık ara önde. Dünyanın üretim ve ihracat devi Almanya ikinci sırada 187 Milyar USD biriktirmiş. Kriz ile boğuşan İtalya aslında ne kadar zengin altın rezervine sahip olduğu dikkatini bize veriyor. İlginç olan Türkiye, Lübnan kadar altın biriktirememiş olması ve neredeyse Cezayir kadar altını var olmasıdır. Dolar tutmaktansa bu noktadan sonra Türkiye Merkez Bankasının altın ve benzeri enstrümanları çoğaltmasını bekliyoruz.
Tabloda dikkatimizi çeken, ellerinde likidite fazlalığı bulunan ülkelerde yeterince altın stokunun olmaması. Eğer bu ülkeler nakit varlıklarını bu yöne kaydırmayı düşünürseler ciddi altın talebini tetikleyebilecekleridir. Bu durumda altın fiyatlarının ne olacağına dair beklentimiz daha da belirginleşecektir. Çin ve Hindistan bunların başında geliyor…
Bölgesel krizler enerji fiyatlarını olumsuz etkiliyor.
İran ve Suriye sorunları savaş ihtimalinin güçlenmesi, tarafların sertleşmesi petrol fiyatlarını olumsuz etkiliyor. İran ambargosu, Hürmüz de çıkabilecek krizler, ABD ‘nin ciddi açıklamaları, İsrail’in taarruzu bölgede sıcak çatışma olasılığını arttırıyor ve bundan dolayı da petrol fiyatlarını bir belirsizliğe itiyor. Her ne kadar son 9 ayın en yüksek seviyelerinde seyretse de petrol fiyatları bu seviyeleri korumaya devam ederse dünya ekonomisine baskı yapmaya devam ediyor. Dünyada zaten büyüme sorunları yaşanırken enerji fiyatlarında yaşanan bu dalgalanma ve/veya yükselme eğilimi ekonomileri tehdit etmeyi sürdürüyor.
Pariteler de yaşanan amansız dolar değer kaybını bu hafta ABD dolarına geri dönüşün başlaması ile bir nebze düzeltme sürecine girmiş olduk. İddialı hedeflerde bulunmak istemiyorum. Normalde benim düşünceme göre 1.30 üzerinde trade edilen EURO/ DOLAR paritesinin seviyesinin geçici bir seviye olduğu düşüncesindeyim. Paritenin 1.35 e nerdeyse çıkması ilginç bir teknik formasyon sağladı. Önümüzdeki günlerde yaşanan bu düzeltme hareketinden sonra paritenin tekrar 1.34 test eder mi? gelişmelerle izlemek lazım. Benim düşüncem 1.32 altında işlem görmeye başlayacak bir EURO/DOLAR paritesinin 1.30 altına sarkma ihtimalini yükseltecektir.
Türkiye para ve sermaye piyasaları yatayda…
Dünya da ki aksi örneklere rağmen olumlu ekonomik verilerin gelmeye devam ettiği bir dönemde Türkiye hisse senedi, faiz, TL seviyelerinin yatayda olması kadar normal bir şey yoktur. Parite ve TL talebi ile hızlı geri çekilmelerin ışığında 1.75 USD/TL seviyesi destek oldu. Kısa vade de bu seviyelerden gelen alımlar kuru 1.80 üstüne atamadı. Major bir olay olmadığı sürece bu seviyede oyalanmasını beklediğim Dolar/TL kurunun bir para girişi ile 1.70 seviyesine bile sarkabileceğini düşünüyorum. Elbette bunda EURO/USD paritesinin genel durumu da önemli. Dünyada dolar bazlı bir parasal genişleme olduğundan ucuz dolar faizi ile carry-trade yapan dünya yatırımcıları dolara geri dönme kararı aldığında elbette bütün dünya para birimleri bundan olumsuz etkilenecektir. Bu tür riskler dışında Mayıs- Haziran 2012 ye kadar konjonktürün bu seviyeyi koruyamayacağını bekliyorum.
Türkiye faiz seviyesinin de hızlı olmazsa da sindire, sindire faizler genel seviyesinin düşmesinin devam etmesini bekliyorum. Bazı yasal düzenlemeler ( B2, yabancıya Gayri menkul, TTK, SPK, vb) ile orta doğudan yaşanacak para girişleri ile faizlerde daha kalıcı bir gevşeme yaşanabilir. Bundan sonra Faizleri ancak cari açık yüksek tutuyor olacak…
Cari açığın Ocak 2012 de, de yüksek seyrettiği dikkatten kaçmamalı. İthalatımız incelendiğinde enerji açığının bir ulusal güvenlik sorunu olmaya doğru gittiğini anlamamız gerekiyor.
Hemen, şimdi nükleer enerji demek gerekiyor. Konvansiyonel enerji kaynakları ile bu işi çözemeyeceğimiz ortada. Doğal gaza ciddi bir bağımlılık artışı var. Petrol bulmak, doğal gaz bulmak ve bunları ekonomiye kazandırmak kısa vadede mümkün değil. Her sene 60 Milyar USD harcamaya bir sefer de 30 milyar USD ile yaptıracağımız 3 adet santral ile sonlandırabiliriz. Uranyumlu Enerji çubuğunu da sorun edeceksek kendimize hiç güvenimiz yok o zaman…