Almanlar’da Bir Gün Ektiklerini Biçecekler!
Saygıdeğer okurlar, bu hafta sizlerle Güneybatı Afrika' ( Namibya) da Herero'ları, Nama'lar'ı ve Yahudileri katlederek uyguladıkları soykırımları görmeyen ya da görmemezlikten gelerek dünyaya özelliklede Ülkemize bugün git yarın gel mantığıyla her seferinde ayak bağı olan Almanların entrikalarından bahsetmek istiyorum.
Saygıdeğer okurlar, bize tarihiniz ve geçmişinizle yüzleşin diyecek kadar arsızlaşan ve bu düşüncesini yıllar yılı uygulamak için elinden geleni ardına koymayan utanmaz Alman'lar, kendilerine ekmek atanlardan başta ülkemiz olmak üzere birçok ülkeye ve insanlarına taş atmışlardır ve hala atmaya devam etmektedirler.
Bölgedeki çok zengin altın ve zümrüt madenlerini ele geçirmenin yolunun yerel Herero ve Nama halklarını yok etmek olduğuna karar vererek harekete geçti.
Bu emir üzerine adanın yerlileri Herero ve Namalar üzerine taarruz eden Alman askerleri yaşlı, kadın, çocuk dinlemeden herkesi katlettiler. Katliamdan kurtulanlar işkenceyle öldürüldü. Yaklaşık 132 bin yerliden geriye 15 bini sağ kalabildi.
Sen bütün bu insanlık dışı ahlaksızlıkları normalmiş gibi hiç gocunmadan gözünü dahi kırpmadan yapacaksın ve ülkeme bugün git yarın gel diyeceksin. Yok yok olmaz Alman Efendi sizden büyük Allah var.
Kalkınmakta olan ya da kalkınmak için sözde gayret sarf eden üçüncü dünya ülkelerinden biride ülkemiz Türkiye. İşsizlikten yakınarak geçinmekte güçlük çeken ve zor günler geçirme eğiliminde olan Türkiye Türk insanının Ülke dışına(Gurbete) taşan iş ve aş arayışları 24 Haziran 1961'li yıllarda ilk olarak Almanya'ya yapılarak başlar.
Türk insanının 1961'i yıllara denk gelen ekmeğini gurbet ellerde arama mücadelesi esnasında İstanbul Sirkeci Tren İstasyonunda, Davul zurna ile Almanya ya gitmeleri ve Alman Bandosu eşliğinde Almanlar tarafından coşkulu sevgi gösterileriyle karşılanmalarına rağmen her türlü işin yanında o zamanlar en ağır işlerde dahi çalıştırıldıkları bilinen bir gerçektir.
Bu insanlarımız memleketlerine ellerinde teypleri ve kafalarında kocaman tüylü şapkaları ile izine geldiklerinde Almancı (çok paralı)diye göze batardı.
Aradan geçen senelerde, orada doğup büyüyen ve tahsil gören ve hala burada yaşayan gurbetçi çocuklarının yanında, buralarda işyeri açan ve alın teriyle hala bir ekmek parası için sanayiden tutunda en zor ve kötü işlerde çalıştırılan bu insanlar onları ikinci sınıf vatandaşlıktan kurtarırken, Almanlar bu insanların evlerini ve işyerlerini yağmalayıp daha sonra kundakladıkları gibi onlarca insanımızı linç ettiler.
Avrupa'nın birçok ülkesinde onlarca Türk insanı işçi olarak işveren olarak, sosyal ve kültürel faaliyetlerde huzur ve güven ortamı içersinde başladıkları iş ve aş yaşamlarına adam gibi devam etmelerine karşılık Türklere Almanya kadar acımasız ve gaddar davranan bir başka ülke olmamıştı.
Bugünde AB ülkeleri senaryosunun baş kadın aktristi, sarışın Alman oyuncusu orta boylu bir Fransız, bu filmi istedikleri zamanda ve zeminde istediği ülkeye karakter oyunculuk rolü, istedikleri ülkelere de figüran rolü vererek istedikleri gibi at koşturuyorlar!
Sıra Türkiye'ye gelince, yok soykırım yok Kıbrıs meselesi deyip, kendi kanunsuzluklarının üzerine çok rahat sünger çekerek, siz önce tarihinizle yüzleşin mantığıyla yıllardır olduğu gibi hala, bugün git, yarın gel taktiğini uyguluyorlar.
Okuduğumuz öğrendiğimiz ve bildiğimiz belgeli gerçeklerden konuya yaklaştığımızda dün olduğu gibi bugün ve hala dünyada var olan devletlerarasındaki Almanya, hem kendi tarihiyle, hem de kendilerince uyguladıkları gaddar ve acımasız soykırım gerçekleriyle yüzleşmesi gereken ilk ve tek devlettir.
Milyonlarca insanı fırınlarda Türkler yakmadı, bu izler dünya durdukça ve döndükçe silinmeyecektir.
Bugün üzerinden asırlar geçmesine rağmen, insanlara yaptıkları insanlık dışı hareketleri ve gaddarlıkları dünyaca tescillenmiş (Hitler, Mussolini, Franko) isimli üç diktatöründen biri Alman değil mi? Siz daha neyin soykırımından, neyin insan haklarından bahsediyorsunuz!
Almanların insanlık tarihi boyunca ve hala, insanlara yaptığı zulümler ile insanlığa verdikleri zararların vahim boyutlarını görmeleri tertemiz silinmiş bir boy aynasının karşısına geçerek kendilerine şöyle bir bakmalı ve öz eleştiri kavramını iyi öğrenerek, ondan sonra diğer ülkeleri eleştiri haklarını (varsa) acımasızca kullanmalılar.
Üzerine basarak tekrar ediyorum, AB Filminin bay ve bayan başrol oyuncularından Almanya ve onun sözcüleri, önce öz eleştiri kavramını eksiksiz ve tam olarak öğrenmeli.
Kendi yaptıklarını hiçe sayarak, soykırım yapmakla suçladığı diğer ülkeleri eleştiri hakları bize göre yok ya, şayet varsa, bu eleştiri haklarını acımasızca kullanmalıdırlar.
Şu anki yazımda bugün başta olduğu için genelde sarışın bayandan ve ülkesinden bahsettim ama erkek versiyonu meslektaşının da geçmişte sarışın bayanın bugün yaptıklarından daha fazlasını alenen yaparak tarihin karanlık sayfalarındaki yerini almış olduğunu hatırlatmakta yarar görmekteyim.
Laik Türkiye Cumhuriyetinin şanlı tarihi de geçmişi de vatanını nasıl savunduğu da bütün dünya ülkelerince gün gibi ortadadır ve bu işin gizlisi ve saklısı da yoktur.
Siz kendisinden başkasına dünyada yaşam hakkı tanımayacak kadar gözü kararmış başta Almanya olmak üzere bütün şer güçlerin çeşitli entrikalarına rağmen Türkiye Cumhuriyeti devleti Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından kurulmuş ve Atatürk'ün ilkeleri doğrultusunda ve onun gösterdiği yolda kendinden emin adımlarla ilerliyor ve ilerlemeye devam edecektir.
Ulus Devlet olmanın ve dünya devletleri arsındaki bir devletin sınırlarını kanla çizmenin kolay olmadığını başta Almanlar olmak üzere, insan kanına ekmek doğrayarak varlıklarını sürdürmeye çalışan gözleri kararmış diğer devletler gibi biz Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milleti olarak çok iyi biliyoruz.
Bu duygu ve düşünce ile yaşamını Türkiye Cumhuriyeti devleti başta olmak üzere kalkınmak için var gücüyle çalışan devletlerin üzerinden yıllar boyu nemalanan ve Türkiye ile Türk insanı için hiçbir zaman iyi rüya görmeyenlerin sonları er ya da geç hüsran olacak.
Her türlü iç ve dış şer güçlerin entrikalarına rağmen, Türkiye'de hala ismi olup ta cismi olmayan gerçek demokrasi ve insan hakları, bu aziz milletin sabrı sonunda bütün kurum ve kurallarıyla hak ettiği yeri alarak, sergileyecekleri adil sevk ve idare sistemiyle Türkiye ve Türk insanı bundan böyle dünyaya örnek olacak diyor, saygılar sunuyorum.