content

11 Mar

Alman Die Welt’in Genel Yayın Yönetmeni Ulf Poschardat’a Mektup

Bir meslektaşınız olarak Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a yazdığınız mektubu okudum. Mektubun muhatabı sizi ciddiye alıp cevap verir mi emin değilim. Fakat çaresizlik ve hezeyan dolu mektubunuzla ilgili size birkaç sözüm olacak.

Deniz Yücel'den ‘Türkiye muhabirimiz' diye söz etmişsiniz ve kendisi ile ilgili endişe duyduğunuzu dile getirmişsiniz. Belli ki Almanya ile Türkiye'yi karıştırıyorsunuz. Endişe etmenize gerek yok. Sizde olduğunun aksine burada adam yemezler. Yücel'in konforu da iyidir. Tek eksiği vardır, tutuklanmasına yol açan işlerine biraz ara vermiştir o kadar.  Ayrıca bakın biz John Dündar'ın halinden endişe ediyor muyuz? Etmiyoruz, çünkü Cumhurbaşkanlığı saraylarında, BND bürolarında pek güzel baktığınızı biliyoruz.

Şu andaki ilişki iki ülkemizi birleştiren durumu yansıtmıyor” demişsiniz. Bu doğru ama müsebbibi, siz Alman gazeteciler, devşirdiğiniz Türk pasaportlu gazeteci ve siyasetçiler, Alman istihbaratları BfV ve BND ajanları, arsız Alman siyasetçiler.

Erdoğan'a “Bunu siz değiştirebilirsiniz. Herkesten önce Siz. Deniz Yücel'in serbest bırakılması bir sinyal olabilir” diyorsunuz. Belli ki çok şakacısınız Sayın Poschardat! Malum burası Almanya değil ve bir hukuk devleti! Burada kişilerin tutuklanması veya serbest bırakılmasının kararlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan vermiyor. Bağımsız mahkemeler veriyor!

Poschardat bey diyorsunuz ki, “1999 senesi Mart ayında politik karşıtlarınız Sizi orada görmek istedikleri için hapse girdiniz.” Almanların somurtkan olduğunu bilirdik ama komik olduklarını da sizden öğrendik. Erdoğan'ı hasımları içeri attı, ama adamın Deniz'i Erdoğan atmadı. Almanların ülkemizde tek muhabiri Deniz Yücel mi? Erdoğan istediğini hapse atacak olsa Budist şempanzeniz Ertuğrulunuz gibileri atardı. Ama Erdoğan birini hapse atacak güçte biri değil. O Hitlerin ülkesinde olur. Yerini bilmiyorsanız haber verin, size bir harita ve bazı kitaplar gönderelim.

Diyorsunuz ki “Deniz Yücel rahat durmayan bir gazeteci.Bizim mahkemeler de sizin gibi düşünüyor ve rahat durmadığı için tutukladılar. Bunda üzülüp, panikleyecek ne var ki? Gelin Deniz'inizi ziyaret edin, yiyip içtiğinden size de ikram etsin. Ama siz rahat dur ki, bir de sizinle uğraşmayalım.

“Ülkenizde bir hukuk devleti olarak adil bir yargılama yapılacağına güven”den söz ediyorsunuz. Emin olun haklısınız. Deniz de adil yargılamaya tabi tutulacak.

“Dininizin temel direği Kuran'dır. En güzel surelerden biri olan 55. surede çok merhametli olan Allah'ın dünyayı yaratışı anlatılır: Önce insanı yarattı, sonra güneş ve yıldızlar ile gökyüzünü ve sonunda artık insanlar arasında adaleti sağlayacak olan tartıyı” demişsiniz.

Poschardat bey galiba sizinle anlaşacak gibiyiz ama eksik bildiğiniz şeyler var.

Mesela Yegâne sahih din olan “İslam'ın ana direği Kur'an'dır” demişsiniz. Bunda şüphe yok. Ama Kur'an'ın en güzel suresi diye bir zırvalık olmaz. Kur'an-ı Kerim her suresi, her harfi güzeldir, mukaddestir. Sizin uydurulmuş Muharref İncilinize asla benzemez. Bir şey yazarken devşirdiğiniz laikçilerin lisanını kullanmayın bize. Zira kaynağınızı ifşa ediyor, dolayısıyla açığa düşüyorsunuz.

Mektubunuz kısa, biz de uzatmayacağız. Poschardat efendi! Almanya olarak Türkiye'nin işlerine burnunuzu sokmayın! Bizi rakip görebilirsiniz, bu da doğrudur. Ama rekabetinizi ahlakî ölçüler içinde yapın. Unutmayın, ortada batının devşirmeleri ve çift kimliklilerin yönettiği bir Türkiye yok! Alışın artık.

Ayrıca Siyonist Bild'den meslektaşınız Julian Röpcke, önceki gün attığı twitte Yeni Dünyanın en büyük aktörünün Türkiye olduğu itirafında bulunmuş. Belli ki Julian gerçeği görmüş. Siz de görün, kabul edin, fitne fücur işlerini bırakın. Ortalıkta gezinmeyin. Bilen bilir, ‘Osmanlı tokadı' diye bir gerçek vardır. Haberiniz olsun.

Kemal Özer
Yeni Söz Genel Yayın Yönetmeni

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank