Allah’ım Ona İkinci Bir Şans Ver
Siyaset, dedikodu, nefret, intikam... İnsan denen şeyin ömrü tehlikeye girdiği vakit hepsi rafın en tozlu yerine gizlenir. Sanki yıllardır ordaymış gibi üzeri tozla örümcek ağlarıyla birden örtülü verir. Sana en yakının, gözünün önünde eriyip giderken, dünya denen şehvetli kadının önünde artık göz kapakların yerden kalkmaz olur. Edep ile ancak bir iki söz ediverirsin. Önceliklerin birden bire değişivermiştir. 1999 Gölcük depreminde ailemin yarısını kaybettiğim zamanlar, dünyanın ne lafı ne malı umurumda değildi.
Herkesi affedecek hacimde genişlemişti yüreğim. Bir saat sonra ölecekmişim ya da karşımdaki gafil, bir saat sonra ölecekmiş gibi yaşıyor ve davranıyordum. Zamanla alışıyor insan elbette dünya hallerine ve eskiye dönmek öyle hiç de sanıldığı gibi imkansız olmuyor. Hafta sonu yaptığım bir telefon görüşmesi, bana bunları yazdıran. En yakın arkadaşlarımdan birinin annesi bir-iki aydır süren bir hastalığın pençesinde can çekişmekteydi. Astım bronşit olan Emine teyzenin rahatsızlığının arttığını düşündü bazı doktorlar, bazıları viral bir enfeksiyon geçirdiğini. Sonunda teşhis konuldu: Lösemi! Emine teyze yaklaşık 50 yaşında. Dünya tatlısı tam bir anne. O doktor senin bu hastane benim İstanbul'da çalmadıkları kapı, araya koymadıkları torpil kalmadı. Devlet hastanelerinde ne ilgilenecek doktor ne de yatırabilecekleri yatak bulamadılar. Çünkü; yüzlerce hasta sırada! Ankara, keza öyle. Edirne'de bir araştırma hastanesine yatırdılar, masrafları Bağ-Kur'un karşıladığı. Hastaneye bitik vaziyette giden Emine teyzeye doktorlar biraz ümitsiz yaklaşmışlar. Geç kalındığından felan bahsetmişler. O sıra, kemoterapiyi kaldıramayacağından, kan temizleme cihazına, "bir ihtimal işe yarayabilir, kesin çözüm değil, tedavide bir yöntem" diye bağlamışlar. Çıkmadık candan ümit kesilmezmiş. İşe yaramış, çok şükür. Son beş gündür de kemoterapi uygulanıyormuş. Bu süreç yaşanırken, küsler barışmış, eski defterler kapanmış; nefretler, açılan derin kuyulara gömülmüş, özürler dilenmiş gözyaşlarıyla... ve daha neler yaşanmış, neler... A (rh) negatif kan grubu olması işleri zorlaştırıyormuş. Bir gece çok acil ihtiyaçları hasıl olmuş. Anons ettirmişler. Edirne'nin bir köyünden iki tane adamcağız çıkıp gelmiş. "Ne kadar duyarlı insanlar, Allah razı olsun! İnsanın başına gelmeden bazı şeylere duyarlı olması ne büyük bir nimet!" Başa gelmeden başı şeylerin farkına varmak, gerçekten büyük bir nimet olsa gerek. Emine teyzeme, Allah'tan acil şifalar diliyorum. Tıpkı arkadaşımın dediği gibi "Allah'ım ona ikinci bir şans ver!" |
|