Alışverişte Nasıl Kazıklandığınızın Bilimsel Açıklaması II)
Alışverişte Antropolojinin bize hazırladığı tuzaklar!..
Medya aracılığıyla onca yapılan reklâmları bir kenara bırakarak, mağaza içinde müşteri avlamanın inceliklerini özellikle büyük mağazalar bakın nasıl yapıyorlar:
- Çoğu insan sağ elini kullandığı için bir alışveriş merkezi yada mağazaya girdiğinde de sağ tarafa yönelir. Bu yüzden de daha çok kazandıran ürünler, sağ taraftadır.
Yani sağ taraftan aldıklarınız, mağaza sahiplerini daha çok memnun edecek ürünlerdir.
Daha çok satılan ve daha pahalı ürünler, göz hizasında bulunur. Çünkü kolaylıkla erişilebilen ürünleri almaya daha çok meyilliyiz.
- Market sepetleri ve arabaları özellikle büyüktür. Çünkü sepetteki boşluk, beyinde yanlış algılanır ve “Henüz yeterince alışveriş yapmadım” düşüncesi yaratır. Boşluklara aldanmayın! Listenizde yazanları aldıysanız sepetteki boşluğun bir önemi yoktur.
-Aynalar en önemli tuzaklardan biri. Siz fark etmeden adımları yavaşlatır. Reyonlar arasında daha fazla zaman geçirmenizi sağlar. Daha fazla zaman = daha çok alışveriş!
-Organik”, “çevreye duyarlı”, “çocuklara yardım” gibi etiketlere dikkatli bakın. Küçük puntolu yazıları da okuyun. Çünkü bu ibareler “faydalı bir şey yaptığınız” izlenimini yaratır. Ancak ihtiyacınız olmayan şeyleri almadan da doğaya veya çocuklara yardımcı olabilirsiniz!
-Büyük marketlerde sebze meyveler giriştedir. Halbuki çabuk zedelenirler. O yüzden sepetlerin en altında kalması müşterinin işine gelmez. Peki sizce neden buna hiç dikkat etmezler?
Aslında ederler… İlk etapta sebze meyve aldığınızda ileriki reyonlardan aldığınız abur cuburlar yüzünden daha az suçluluk hissedersiniz ve daha fazlasını alabilirsiniz. Nasılsa sağlıklı olanı zaten almışsınızdır!
-Mağazaların giriş bölümü “zihin açma, dekompresyon bölümü” olarak adlandırılır. Müşteri tam içeri girdiği anda alışveriş moduna girer yani tavlanır ya da tavlanmaz. İşte girişte sütlerin promosyonu, pirinçler, yağ paketlerine yapıştırılmış tabak-çanaklar sizi alışveriş moduna sokmak için düzenlenmiştir.
-Ekmek-pasta fırın reyonları genellikle dondurulmuş ya da “kokusuz” gıdalara yakın bölümdedir. Çünkü taze ekmek kokusu iştah açar ve alışverişi tetikler.
-Kokuların alışveriş üzerindeki etkisi tartışılamaz. Yazın seyahat malzemelerinin bulunduğu reyonların hindistan cevizi, çarşaf yastık- nevresim bölümlerinin deterjan kokması boşuna değildir.
-Daha ucuz olan yerel markalı ürünler, aynı kategorideki daha pahalı ürünlerin yanına yerleştirilir. Kimi kaliteli olacağı yanılgısıyla düşünmeden pahalıyı alırken; çoğunluk arada çok büyük fark olmasa da ucuz görünene yönelir. Böylece ucuz olan ve pahalı olan arasındaki rekabet artırılır.
Yapılan araştırmalar çoğunluğun kategorize edilmiş ürünlere yöneldiğini gösteriyor. Üstelik bu kategorilendirmenin nasıl olduğunun hiç önemi yok. Markaya, ebata, içeriğe, fiyata göre hiç fark etmez. Yeter ki kategorilendirilmiş olsun. Bu nedenle de hem aradığınızı daha kolay bulur hem de daha çok alışveriş yaparsınız.
-Temel tüketim ürünleri, (ekmek, süt, kuru gıdalar) genellikle marketin ortasına ya da sonlarına doğru ve birbirlerinden uzağa yerleştirilir ki; onlara ulaşmaya çalışırken, diğer
reyonlardan da geçersiniz. Yol üstünde de aslında almayı düşünmediğiniz şeylerle aklınız çelinir.
-Çok katlı alışveriş merkezlerinde, yürüyen merdivenler genellikle en hâkim noktaya yerleştirilir; böylece inerken ya da çıkarken, mekandaki mağazaların büyük bölümünü
geniş bir açıyla görebilirsiniz. İki yürüyen merdiven arasında da uzun bir mesafe bırakılır ki, oltaya takılıp mağazalara girmeniz kolay olsun. Ki çoğumuz da oltaya kolayca takılırız.
-“Sadece bugüne özel”, “son 2 gün” gibi sürelerle geri sayımı vurgulamak “fırsatı kaçırmamalıyım” yanılsamasına sokar ve acele satın alma kararı verdirir.
Pahalı ürünler girişe yakın reyonlara yerleştirilirken ucuz ürünler mağazanın sonunda yer alır. Bu da bir algı yanılması yaratır. İlk gördüğünüz fiyatlarla kıyaslayınca daha ucuzunu almaya daha kolay karar verirsiniz.
Ne dersiniz, yukarıdaki saydığım maddeleri bilimsel olarak araştırıp uygulayan mağazaların oltasına takıldığınızı şimdi hissettiniz mi?..
-Devam edecek
Mehmet BALLI Araştırmacı / Yazar
Son derece isabetli incelemeler için teşekkür ederim Mehmet Bey.
Bunlara birkaç ilave daha yapılabilir. Özellikle indirim politikaları, bunların zamanlaması, yerleştirilmesi, duyurulması, afişe edilmesi, şartları son derece kurnazca çoğu zaman da insafsızca ve hatta vicdansızca yapılmaktadır.
EKONOMİ BİLİMİNİN EN TEMEL KONUSU TAM REKABET ŞARTLARIDIR.
TAM REKABET ŞARTLARININ EN TEMEL ŞARTI DA, ALICILARIN VE SATICILARIN PİYASA HAKKINDA TAM BİLGİYE SAHİP OLABİLMESİDİR.
Ne diyelim, tüketici önce araştıracak sonra satın alacak, mızlanmak ağlamak durumunda kalmayacak...
Kasım 19th, 2009 at 12:39Mehmet abi yazınız çok faydalı bilgilerle dolu. İnsanı tüketen bir varlık olarak gören kapitalist çark gerçekten çok acımasız.
Kasım 19th, 2009 at 15:39Tabi bir de kitap okumayan, okuduğu magazin haberlerini ve gazetelerini okumak sayan, insanları erdemleri ile değil sahip oldukları metalarla değerlendiren bir toplum olduk.Yani bir de bu konuda insan ve toplum olarak kendimizi de ayrıca sorgulamalıyız belki.Bize ne oldu?