Akraba, Dost, Yoldaş ve Arkadaş
İblis ile arkadaşlık kurup söylediğine uyması nedeniyle cennetten kovulan insanoğlunun dünyaya gelmesiyle sosyalleşme süreci de başlar. Bu sosyalleşmede Akrabalık, arkadaşlık, yoldaşlık ve dostluk gibi kavramlarla tanımlanan ilişkiler oluştu…
Âdemoğlunun dünyadaki çileli serüveni bir yalanla başladı. İblis, Âdem’e yalan söyledi!
Dünya sürgününe bir yalan sebep oldu. Ancak bu serüvenin en acı olan yanı da bu yalanın mağduru olan insanoğlunun da bu aldatıcı yolu öğrenip aslından uzaklaşarak, tüm çirkinliklerini bu şekilde örtbas etmeye başlamasıdır. Bu durum meselenin can alıcı noktasıdır. Bir yalanla sürgüne düçar olan insan, bir günde hemcinsine kaç yalan söylüyor. Yalan insanı özünden uzaklaştırdı ve insan topluluğu bozulmaya ve bozguna uğrama başlandı. Çünkü insan yalanla özünden uzaklaşmaya başladığı andan itibaren dünyada; kaos ve kargaşa, şiddet, taciz ve tecavüz, kısacası “sınırları aşmanın” her türlüsü baş göstermeye başladı.
Dünyanın hali ortada; dün bugünden iyiydi…
Akraba sadece kan bağı-soy bağı olan kişilerdir.
Fakat insanın ortak bir yaşam alanında birlikte vakit geçirdiği hemcinsiyle dost, yoldaş ve arkadaş ilişkileri oluşur. Bu ilişkiler başta; İş, okul, takım arkadaşlığı, komşu ilişkileri ve bazı zorunlu hallerde gelişen ilişkilerdir… Akraba, arkadaş, yoldaş ve dost…
Akraba tek bir kategori olduğu gibi, arkadaş yoldaş ve dost da başka kelimelerle ifade edilmesiyle birlikte bir kategori sayılabilir.
Aristo’ya göre; “Arkadaş; İki bedeni mesken tutan tek bir ruh.” tur. Bu bağlamda “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.” atasözü çok derinlemesine anlaşılmalıdır.
Fakat günümüzde olduğu gibi çıkara dayalı olan arkadaşlıklar, zaman ve mekân değişime uğradığı sürece bir önceki arkadaşın yerini silikleştirip yenilerinin eklendiği bir tür rehber konumunu alır. Arkadaşlık. Zaman geçtikçe çoğunun yüzünü ve adını anımsamakta bile güçlük yaşarsınız. İçlerinde sizin ruhunuza hitap eden, Aynı şeyleri yapmaktan keyif aldığınız insanın fark yarattığını keşfedip onun için farklı bir alan oluşturmaya başlarsınız.
Fikir birliği olan ilişkiler ise yoldaşlık olarak tanımlanır… ‘Aynı yolun yolcu’ derler…
Dostluk samimiyet bahçesine açılan kadim bir kapı… Bunun içindir ki Allah, Hz. İbrahim’i dost olarak tanımlar…
Dostun samimiyeti toprağınıza atılan tohumdur. Karşılıklı güven, vefa onu orada ne susuz ne ışıksız bırakır. Sığınacağı, dinleneceği, yıldığında, yıkıldığında doğrulacağı bir liman!
Tüm arayışlarının son bulacağı yer-kişi.
Dostluk çok mühimdir. Zira insan akrabasını seçemez fakat dostunu seçer. Bir insanın akrabasının kötü olması onun suçu değildir fakat dostunun, arkadaşının ve yoldaşının kütü olması onun suçu ve hatalı seçiminin sonucudur. Bu bağlamda kişi akrabasının kötü olmasından ötürü yerilmemeli, suçlanmamalı fakat dost ve arkadaşının kötü olmasından ötürü yerilebilir ve suçlanabilir.
Peygamberimiz (s.a.s), “ Kişi dostunun dini üzeredir” demiştir.
Bu bağlamda kişi, arkadaş, yoldaş ve dost seçerken çok dikkatli olmalıdır…
{ M. Burhan Hedbi }