content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

30 Eki

AKP Tongaya mı Bastı?

Hatırlayalım;

28 Şubat sürecinde Ordu işi o kadar ileri götürmüştü ki birçok şirketi irticacı ilan etmiş, soruşturma açtırmıştı.

Hatta ülkemizin bisküvi alanında en büyük iki gıda üretici arasına nifak sokmuş… Birini irticacı ve irticai faaliyetlere finansman desteği sağlayan holding ilan ederken… Öbürünü ise “laik, cumhuriyetçi” ilan etmişti.

Meğerse bu “laik”  bisküvi üreticisinin dağıtım şirketinin büyük ortağı Ordu Yardımlaşma Kurumu yani OYAK imiş de haberimiz yokmuş.

Ama kader bu ya… Öbür şirket inadına büyüdü ve şu anda kendi alanında dünyanın en büyüklerinden biri oldu.

Yirmi sekiz Şubatçıların üzerine bir de üçlü koalisyon batağa saplanınca ve bütün merkez sağ partiler ile rahmetli Necmettin Hocaya rağmen Milli Görüşçüler de tasfiye olunca meydan AKP’ye kalmış oldu.

Türk sağ seçmeni tıpkı 1964’de… 1983’de olduğu gibi…28 Şubatçılara dersini AKP’ye yüklenerek vermek istedi.

Kısaca öbür partilerden umduğunu bulamayan sağ seçmen AKP’den medet umdu.

28 Şubatçılar sonucun buraya dayanacağını bilseler bunu yaparlar mıydı? Onlar memleketi dincilerin, irticacıların elinden kurtaralım derken tongaya basmışlar da farkında değillermiş.

Peki,

Bütün bu senaryolar sadece isimleri ayan-beyan olan ordunun sayısı parmakla sayılacak kadar olan rütbelileri tarafından mı gerçekleştirildi?

Şüphesiz ki hayır… Fadimeler… Aczmendiler gibi uydurma senaryolar ve irtica davaları çeşitli kurumların doğrudan veya dolaylı katkıları olmadan hazırlanabilir ve uygulanabilir miydi?

Tıpkı Balyoz ve Ergenekon davalarında olduğu gibi çalışılmış senaryo ve operasyonlar için birden fazla unsurların bir araya gelmesi gerekmez mi?

Şimdi de AKP’nin de aynı yolu izleyerek “paralel” diye ilan ettikleri cemaat ve diğer muhaliflerinin üzerine aynı şekilde ve yöntemle gittiğini görüyoruz.

Gaddarca ve pervazsızca muhaliflerinin üzerine giderken bize 28 Şubatçıları hatırlatıyorlar.

Mesela,

Kendilerinin bile inanmadığı sudan sebepler icat ediyorlar… Polisi ve hukuku pervazsızca kullanıyorlar. Baskı ve yıldırma politikaları uyguluyorlar.

28 Şubatçılar bu devrim bin yıl sürecek diyorlardı…

AKP’liler ise “Yeni Türkiye” bizim, korumak boynumuzun borcu diyorlar.

Yani polis ve hukuk eskiden “laik, Atatürkçü” cumhuriyeti korumak için operasyon yapıyorlardı… Şimdi ise “yeni Türkiye” için operasyon yapıyorlar. Hem de pervazsızca… Hukuku hiçe sayarak… Belki de AKP’lilerin bile beklemedikleri tarzda…

Kim bilir AKP’liler içlerinden “vur dedikse öldür de demedik ya” diyorlardır.

Yine mesela seçim arifesinde hangi akl-ı evvel Koza-İpek operasyonunu yapar? Bir hafta daha bekleyemezler miydi?

Demek ki bazı şeyler geçmişte tıpkı 28 Şubatçılara olduğu gibi AKP’lilerin kontrolünden çıkmış vaziyette… Ve demek ki belli ki birileri şimdi de AKP’yi kullanıyor… Aynı usul ve yöntemlerle…

Ve gördük ki;

Sonunda 28 Şubatçıları kullandıkları aynı “hukuk adamları ve polisin işgüzarlığı” tasfiye etti…

Ne yani şimdi AKP’nin de mi sonunu bu işgüzarlar getirecek? Diye soranlara…

Valla bunu Allah bilir… Onun işine karışmak haddime mi? Ama görünen köy kılavuz istemez demek de günah değil ya…

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank