Akman Pastanesi Bir Başkadır Anılarımda…
Pastaneler, aşıkların buluşma mekanı… Şimdilerde yerini cafeler-publar aldıysa da, 70’lerin pastane kültürü hala bir yerlerde özünü korumakta…
Hani insanın unutamadığı bazı fotoğraf kareleri vardır ya, zaman zaman hatıralarda canlanan… Gidilen bir yer, yaşanılan bir an, hayatınızda o ya da bu şekilde yer etmiş bir insan… Akman Pastanesi de, öyle özel-farklı bir yerdir benim dünyamda… Anneannemle başlayan bu tutku, annemle devam etmiş ve devamında bana aktarılmıştır… Benden de imkan olursa bir gün çocuklarıma…
Anne kızların buluşma mekanı gibidir, benim sözlüğümde Akman… Sevginin paylaşıldığı, bir nevi sembol mekan… Babadan oğluna geçen taht, anneden kızlarına yadigar yüzük misali…
Akman’ı da Akman yapan bazı özellikleri vardır pek tabii… Ankara’da bulunan Akman Pastanesi, tarihi bir mekan olmasının haricinde, içeriğinde sunduğu özgün lezzetler ve sadece Ankaralılara has bir yer olarak kalmasıyla da farklılığını konuşturur. “Her ne kadar İstanbul’a bir şubesini açın” diye ısrar ettiysem de Ankara’ya her gidişimde, yine de bu arzum gerçekleştirilmemiştir. “Alan memnun- satan memnun” hesabı, adamlar zincir olma lüksüne gereksinim duymamaktadırlar. En başta bozası ile adını duyuran Akman’ın tarihi geçmişine bakıldığında ise, ta 1.Dünya Savaşı yıllarında omuzlarında taşıdıkları şerbeti satarak, yokluktan varlık yaratmayı başaran Akman ailesinin, elde ettikleri birikim ile iş kurmasıyla Akman Pastaneleri’nin varlığı oluşur. Böylece, bozanın Ankara’daki lezzet yolculuğu başlar. Ankaralılar Akman Boza ile Ankara’nın Ulus semtinde tanışırlar.
Birkaç kez yer değiştirmesine rağmen mekan, oluşturduğu müdavimlerini de peşinden sürüklemeyi bilmiştir. Annemin Ulus semtinde anneannemlebaşlayan Akman serüveni de böylelikle, Kızılay semtine Akman Pastanesi’nin taşınmasına değin sürmüştür. Ve bu tatlı alışkanlık, benimle annem arasında Kızılay’da devam etmiştir.
Akman Pastanesi, 1936 yılından bu yana sunduğu doyumsuz lezzetlerle, sevenlerinin kalbinde taht kurmayı sürdürüyor. Kuşaktan kuşağa geçerek kalıcı olma misyonunu yerine getiren mekanda, rus salatalı sandviç, milföy börekleri, sütlü tatlılar, salep, boza, limonata gibi tatlar listenin vazgeçilmez lezzetleri… Klasik cafelerin atıştırma tarzı yiyecek- içeceklerinden bu yönüyle farkındalık yaratan pastane, bir bakıma Slow Food düşüncesini yaşatıyor. Yabancı beslenme alışkanlıkları ile gelenek-göreneklerin, özgünlüğün günden güne tarihe karıştığı ülkemizde, böyle mekanların değeri daha çok bilinmeli!...
Ankara’ya gittiniz ve Akman Pastanesi’ni duymadınız demek?!... O zaman bir dahaki Ankara yolculuğunuzda, benim bu yazımı hatırlayın. Akman’ı yaşayın ve çevrenizdekilere yaşatın…
Bol Lezzetli Günler
Ahhhhhhh ahhhhhh, çocukluğum gözümün önünden film şeridi gibi geçtii, annemle Ulusa her indiğimizde uğrarr mutlaka sosisli rus salatalı sandviç ve limontaa alırdık, Bir masaya oturuur bulamazsak ayakta yerdik , hele bir de bozası vardıı kii kış gecelerii akman bozasıı içmekk...
Ekim 19th, 2009 at 16:16beni geçmişe götürdüğün için teşekkür ederim .Ne hoş , genç nesil bir yazarın 40 yıl önceki hatıralarımızı kaleme alması
teşekkürrlerrr :)))
sene 1973 bugün 2009 ben hala akman pastahanesinin hiç ara vermeden devam eden müşterisiyim ben bütün ülkeyi dolaştım fakat akman kadar temiz hijyen disiplinli hiç bir şekilde kalte ve damak tadını bozmamıştır ben patroları sayın numan AKMAN'ı tanırım sabahın en erken saatlerinde her gün denetler vede kahve makinesinin başına geçer servise yardım eder yıllardır ben hep böyle gördüm ben kendisine çok teşekkür ederim AKMANA devam diyorum sagılarımla.
Kasım 5th, 2009 at 15:52