Aklın Yolu Birdir
Son aylarda, iki arada bir derede kalmıştım. Bir yanda desteklediğim bir Başbakan, diğer yanda hizmetlerini hayranlıkla takip ettiğim bir Hocaefendi vardı. İşin ilgi çekici olan tarafı, Hocaefendi'nin bütün dünyadaki irşat ve eğitim hizmetlerinin bu inançlı başbakan tarafından desteklenmesi ve bazen tıkanan yolların açılmasıydı. Derken, Başbakan'ın verdiği emirleri yerine getiren istihbarat başkanı, sorgulamaya çağırılınca aradaki münasebetler tersine döndü. Bundan Hocaefendi haberdar değildi. Başbakan haklı olarak bunu kendisine yöneltilen bir hareket olarak kabul etti ve sorumluların tayinlerini değiştirdi. Artık kılıçlar çekilmişti.
***
Ben yazılarımda tahrik edici değil yatıştırıcı olmaya itina ettim. Başbakanı yakînen tanıyordum. Bu gibi hâllerde ne kadar kızsa da bir müddet sonra mantıklı düşüneceğini ve acele etmeyeceğini tahmin ediyordum. Gene dediğim çıktı: Başbakan bütün öfkesini bastırarak bu süreçteki imkânsızlıkları gördü ve pazartesi günü topladığı Bakanlar Kurulu'nda meseleyi her yönüyle tartıştıktan sonra,
Hükûmet Sözcüsü Bülent Arınç'ın açıkladığı esaslar ilân edildi. Arınç'ın açıklamalarını dinlerken, Şeyh Edebali'nin Osmanlı Devleti'nin kurucusu ve damadı Osman Gazi'ye vasiyetini hatırladık: 'Ey oğul, artık Bey'sin! Bundan sonra Öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Acizlik bize, hoş görmek sana. Anlaşmazlıklar bize, adalet sana.
Haksızlık bize, bağışlamak sana...'
***
Başbakan Erdoğan'ın öfkesine yenilmeden bu iki yıllık süreyi, Millî Eğitim Bakanı'yla birlikte değerlendireceğini ve boşlukları dolduracak sâlim ve doğru kararlar alacağına inanıyorum. Erdoğan Hükûmeti bu iki yıllık süreyi değerlendirecek ve isabetli tedbirler alacaktır.