Akleden Kalpler…
Değerli okurlarım, Doğu, nesnel anlamda “duygusallığı” ifade eden bir coğrafya, alabildiğine sıcaklığı “soyut olanın” hakim olduğu bir iklim. Dünyada da, coğrafi ve felsefi manada bu tezimiz geçerlidir.
Sadece dünyanın doğusu değil; “beynin doğusu” da duygularla ilgilidir.
Beyinin sol (batı) tarafı ise “matematik zekayı” ifade eder. İnsan bünyesini ise “akleden kalp” yönetir. Kalp,“beyinin doğusu ve batısı”nın sentezini kurar. Kalp, ideallerden oluşur. Bir vücutta sentez yapacak “salim bir kalp” yoksa, karakter oturmamış demektir. Eskilerin deyimiyle “Havf ve reca arasında olmak”, kalp ve akıl arasında olmak, sentezi kurabilmek demektir.
Dünyamızda gördüğümüz tüm çatışmaların temelinde, Doğu-Batı çatışması(soyut-somut, duygusallık-akılcılık) vardır. Bu temelden hareketle ülkemizde siyaset yapan iktidardaki AKP ile diğer partilerin kavgası neyin kavgasıdır? Veya tersinden söylemek gerekirse siyasi partiler “aklın hangi lop’uyla” siyaset yapmaktadır? Siyasetin akıl ve duygu yönünün uzlaşışını sağlayacak olan nedir?..
Ak Parti; beynin “sağ lobu” üzerinden yani duygusal siyaset yapmak iddiasındadır.“Muhafazakar Demokrat” sloganı bunu ifade ediyor. Mağduriyet, ezilmişlik gibi seçmenin duygularına hitap ediyor. AKP kerameti orada o damarda görüyor. Bu siyası yapı Batı’da olsa kesinlikle tutmazdı. Ama “Büyük Doğu”nun en önemli parçası olan ülkemizde bu siyaset tutuyor.
CHP ise beynin “sol lobu”na hitap eden ama beynin“sağ lobu”nu yadsıyan bir siyasi çizgiyi benimsiyor. (iyi de yapıyor ideal olanda budur) ama dokuz köyden kovuluyor. Bence, onun içinde tutmuyor…
İdeal siyaset ne duyguları yadsır nede somut olanı dışlar. İhtiyaçlar çerçevesinde; duygusal ihtiyaçların ve somut ihtiyaçların izdivacıdır evrensel siyaset. Örneğin, Amerika’da yaşayan “Din Büyüğü” Fethullah Gülen’in benimsenmesinin temelinde sohbetleri esnasında çok içten samimi ağlaması vardır diye düşünüyorum.“bende, on yıllar önce bu duygu selinden etkilenerek oğlumun adını Muhammet Fehullah koydum.” Sözün özü, Türk halkının doğu kültürünün bir mensubu olarak duygusallığı ön plandadır.
Dikkat ederseniz hoca seçerken de, sanatçı seçerken de, politikacı seçerken de temel kriter: Türk halkının “derin duygu”larıdır. En önemlisi de “acıma” duygusudur. Siyaset elbette “halkın değerlerine” hitap edecek. Bu konuda “duygularımızla aklımızı dengelemeyi” öğrenmeliyiz diyorum.
Bir sanatçının sesi mi, parası mı, soyu sopu mu?...
Sayın Erdoğan’ın mağduriyeti onu Başbakan yapmayı gerektirir mi?...
Bir hocaefendinin hüsnü kabul görmesi için ağlaması gerekir mi?...
Maalesef, ülkemizde siyasette, dindarlıkta, ticarette ne yazık ki böyle.
Ben, bunun bir “akıl tutulması” olduğunu düşünüyorum….
Batılılaşma duygularımızı yadsımak değildir. Batıda öyle olsa da değildir. Batıya açılmanın yolu da, batıl’dan kurtulmanın yolu da “akleden kalplere” sahip olmaktan geçer. Acıyarak dilenciye para verin ama acıyarak oy kullanmayın! Yoksa acınacak duruma düşersiniz.
ATATÜRK KÖŞESİ
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir…
DÜŞÜN-TAŞIN
Düşünüyorum o halde varım…
GÖNDERMELER
-Yakında,Türkiye medyasında Yüksel EVSEN fırtınası eseceğinden haberiniz var mı?
-Adana Valiliğinin haftanın 5 günü yoksullara ekmek ve aş ikram ettiğini duydunuz mu?
-Aski Genel Müdür v Seyfettin Yılmaz’ın mütevazı davranışlarının halk tarafından takdirle karşılandığını biliyor musunuz?
-Gökhan Atılgan’ın: “Vay anasını sattığımın menfaat dünyası vay…diyerek sitemini, “iyi ki sen varsın Yüce Rabbim” duasıyla okuyucuyla paylaşması kimler tarafından takdirle karşılandı?
-Oymacızade Şeyh Bülent Efendinin en büyük silahının sabır olduğunu bilmeyen, duymayan var mı?
-Kozan İlçesinin ulusal medyada sık sık haber konusu olmasında Mimar Kazım Özgan’ın karizmasının katkısı olduğunu biliyor musunuz?
-Fas Kralı Muhammed’in de İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e, dolaylı yoldan “ONE MINUTE” dediğini duydunuz mu?
-Erkeklerden çok dönmelere benzeyen Uydurma Haber Ajansının (UHA) taklacı muhabirlerinden haberiniz var mı?
-ABD’nin önemli yayın organı Wall Street Journal: “Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin imajını yeniden şekillendirdiğini” okurlarıyla paylaştığını duydunuz mu?
-Fenerbahçe’nin, dayanılmaz, katlanılmaz, hazmedilmez yükselişinin kimlerin uykusunu kaçırdığını biliyor musunuz?
EKSPRES (yukselmertoglu@hotmail.com)