Akkuş Yeterince Tanıtılılıyor mu?
Bir yerin gelişmesi ve kalkınmasında şüphesiz tanıtımın büyük önemi vardır. Bu gün ülkemizde bine yakın ilçe arasında ismi duyulmayan yüzlerce ilçe var. Bu ilçeler arasında hatırı sayılı nüfusta olanlar da var. Ancak üzerinde yaşayan insanlar gündelik işlerinin dışında faaliyetlerde bulunmadıklarından coğrafya kitabı sayfaları arasında kaybolup gitmektedir.
İnsanlar “doğdukları yerde değil de doydukları yerde” yaşadıklarından birçok ilçe göç verirken birçokları da göç almaktadır. Bu sebepten “bir yerli olmak” zamanla azalmaktadır. Artık “hemşerim nerelisin” sorusuna anam şuralı, babam şuralı, ben de filan yerde doğmuşum gibi cevaplar vermektedir.
Artık atalarının yaşadığı yerden olanların sayısı gün geçtikçe azalıyor, nerede iş bulursa orada çalıştığından dolayı da kendisini kalıcı olarak bir yerli saymıyor. Zamanla aidiyet duygusunu kaybeden fert ülke vatandaşı olmaktan ileri gidemiyor.
Peki o zaman bazı yerler nasıl kalkınacak? Nasıl gelişecek? Buralara kim veya kimler sahip çıkacak?
Akkuş iklimi, coğrafyası ve nüfusu bakımından göç veren bir yer. Akkuşlu olup da Akkuşta olmayanların sayısı belki on misli fazla. Belki diyorum resmi olarak bu sayıyı bilmiyorum. Okuyanın terk ettiği bir ilçe durumunda. İlçede bulunan yabancılar ise devlet memurları.
Ortada bir hakikat var. Bu ilçe birileri tarafından el atılmadığı müddetçe yerinde sayacaktır. Bir yabancı olarak bunu sezebiliyoruz. Çünkü Akkuşlu değiliz ve halkının kalkınmamasında birinci dereceden sorumlu değiliz. Nihayetinde görev süresi bitince bizim durumda olanlar kendi memleketlerine gideceklerdir. Bu yüzden lüzumsuz bir tahminde bulunmak istemeyiz.
Bir yerde bir mesele varsa onu oradaki insanların çözmeye çalışması tabiidir. Nasıl ki ailede çıkan bir mesele çözümü aile içinden olursa da mahallenin çözümünü mahalleli, köyün meselelerini köylü, ilçenin sıkıntılarını o ilçedekiler, ilin ve bölgenin dertlerini orada yaşayanlar ve ülkenin meselelerini de birinci dereceden yöneticiler yapar.
Akkuş da ilçenin kalkınması için ne yapılıyor?
Bu soruya ilk önce Akkuşlu cevap verecek.
Bir yerin sıkıntısı neyse önce tespit edilir, sonra kendileri düzeltmek için uğraşır çare bulamazsa yetkililere durumu bildirir. Ancak önce içerden bir çalışma olmalı, o ilçe ülke gündemine oturtulmalı, basın yayın aracılığı ile sınırları dışında tanıtılmalı, zenginlerin ve bürokratların dikkatleri çekilmeli. Hatta yurt dışı bağlantılar kurulmalıdır.
Bu iş için Kaymakamlık, belediye, resmi kurum amirleri, sivil toplum kuruluşları, hatırı sayılır yerli kişiler, kanaat önderleri ve aralarında varsa bu konuda fikir yürüten yabancılar ortak bir çözüm üretmelidir. Bu işler “mevlam kayıra” mantığı ile yürümez.
Bu arada Akkuşlu olup da bana “ sana ne bizim ilçemizden, otur oturduğun yerde biz halimizden memnunuz olmasak da seni ilgilendirmez” diyenler varsa haklılar. Öyle ya taa bilmem nerden gel, burası nasıl gelişir diye akıl yürüt sana mı düştü de denilebilir.
Olsun desinler. Ancak ilk olarak resmi kurumların fiziki yönden ıslah edilmesi, yüksek okulun bir an önce faaliyete geçmesi, zor şartları olan köylerden taşıma ve ilk dört sınıf seviyesindeki öğrencilerin yatılılıktan kurtarılması aklıma gelenlerden.
Bunların olması birilerine zarar veriyorsa peşinen özür dilerim. Belli olmaz. Bazen her işe karışanı sevmezler de.
Karıştık bir kere…
Zeki ORDU
