Akkuş İçin Kim ne Yaptı?
Sana ne, sen ne karışıyorsun, buranın bir çarkı var işe karışma
“İcraatın içinden” programlarını hiç sevemedim. Rahmetli Özal’dan beri başlayan gelenek günümüze kadar devam etmektedir.
İcranın başındakiler ülke için neler yaptıklarını kendileri anlatırlar. O açıdan “kendi çalıp kendi söyler” durumuna düşülüyormuş gibi gelir bana.
Neyse konumuz bu değil. Konumuz Akkuş.
Ben Akkuşlu değilim. Bu şirin ilçeye 18 ekim 2011 der gelip, 18 Ağustos 2012’ye kadar on ay çalışıp ayrıldım. Bu zaman zarfında kendimce bir şeyler yapmak için uğraştım. Her ne kadar resmi olarak benim doğum yerim olmamakla birlikte burada yaşayan vatandaşların benimle aynı ülkeyi paylaştığının idraki içindeydim.
Her ne kadar niçin ayrıldın sorusuna makul ve mantıklı bir cevap veremezken bu soruyu soranların çoğunluğunun Akkuşta olmayan Akkuşlular tarafından olmasına da bir anlam veremedim. Öyle ya benim yerim, tarlam, bahçem, akrabalarım ve komşularım ve daha da önemlisi ailem ve çocukların başka yerlerde okumakta ve ben onların yanında değildim. Bu soruyu bir sevgi göstergesi olarak kabul ettim.
Akkuş İnternet Sitesi’ne yazdığım 21 yazının 20 tanesi Akkuş üzerine. Yine kendi Facebook sayfamda yüzlerce Akkuş fotoğrafları yer alıyor ki bunların tamamını kendim çektim. İşin tuhaf tarafı bu fotoğraflar bazı Akkuşlular tarafından paylaşıldı. Bu Facebook sayfama girilirse anlaşılacaktır.
Ayrıca görev yaptığım İMKB YİBO’da bazı sosyal faaliyetler düzenleyerek yatılı olan Akkuşlu öğrenciler ile birlikte bazı kültürel çalışmalar yaptık. Dostlarımız oldu. Kısacası Akkuş’tan memnun ayrıldık.
İlçenin kalkınması için kendimizce fikirleri kah konuşarak, kah yazarak açıkladık. Ayrıca sadece Akkuş İnternet Sitesi’nde değil Ordu’nun en büyük yerel gazetelerinden olan Karadeniz Haber Postası gazetesi ile Ünye Haber gazetelerinde Akkuş’la fikirlerimi kaleme alarak, vilayetin ve kamuoyunun dikkatlerini buraya çekmeye çalıştık.
Ünye’de bulunan Hizmet TV’de Akkuş’la ilgili haberlerin yer almasına katkı sağladık.
Bütün bu işlerden bir çıkarımız olamaz.
Çünkü:
Ben Akkuşlu değilim.
Orada bir makama gelemem. Yaşım 55’e dayandı.
Kimse beni mebus seçmez.
Kimse bana aferin de demez. Bugün var yarın yokum. Buradaki işlerimin gittiğim yere hiç faydası olmaz. Kısaca yorgunluk bana kalır.
Hatta bu işlerden dolayı dolaylı azar işittiğim de oldu. Sana ne, sen ne karışıyorsun, buranın bir çarkı var işe karışma gibi…
Olur karışmam. Zaten ayrıldık. Ancak Akkuşlu çok iyi şeylere layık. Bu vefakar ve çilekeş insanların hayatlarını kolaylaştıracak tedbirleri almak lazım. Unutulmasın ki başkasının nasırlı elleri ve yaralı yüreği üzerinden kim menfaat temin etmeye çalışıyorsa çok fena çıkar.
Ne demiş atalarımız:
“Alma masumun ahını, çıkar…”
Selametle kalınız.
Zeki ORDU