Akıl ve Din Parelelliği!
Değerli okurlarım!
Din, insanlık için gönderildiğine göre, İNSAN’ lığın önce geldiğini söylemek doğruyu ifade etmek olur.
İSLAM toplumsal hayatla bütünleşmek demektir.
(Tevhit) , yani İSLAM medeniliktir, barıştır, aydınlıktır, aydınlığın yoludur.
Huzurun, barışın, evrensel birliğin çağrısıdır.
İSLAM, Allah’a ve insanlığa adanmış bir birey ve toplumdur.
İSLAM, Allah adına uğraş vermektir.
Dayanışmayı, paylaşmayı, birliği, dirliği, gelişmeyi, kalkınmayı sağlayacak fikri önderdir.
İSLAM’da dinin kaynağına KURAN, Bilginin kaynağına da tereddütsüz AKIL diye cevap verilmelidir.
İSLAM’da bilginin, doğru, gerçek ve güvenilir bilgilenmenin tek kaynağı vardır o da AKIL ve aklı kullanmaktır..
İSLAM’ da AKIL, DİN’ le çelişmez!
Aksine AKIL ile DİN varlıklarını paralel olarak sürdürürler.
Dinin TEK güvenilir KAYNAĞI olan KURAN, sayısız kereler AKL’ a DÜŞÜNMEYE, ve AKLI KULLANMAYA temas etmiştir. Allah (cc) Aklını kullanmayanların üzerine her türlü pisliği ve olumsuzluğu yağdıracağı (10/100)nı ifade etmiştir.
İSLAM, Allah’tan başka varlıklara güçler atfetmemek ve kutsallaştırmamaktır…
Bazı insanlar, biz doğruyu ve gerçeği ancak manevi olgunluğa erişmiş şahsiyetlere, kendilerine özel bilgiler verilmiş kişilere danışarak bulabiliriz… Biz kimiz ki düşünelim? Biz neyiz ki aklımızı kullanalım? derler.
Örneğin, KURAN’ı anlamak için okumalıyız dediğinizde, biz kimiz ki KURA N’ ı anlayalım? diye bir itiraz gelir. Oysaki bir surede tam dört ayrı yerde, “Biz bu KUR’AN’ı öğüt alasınız ve anlayasınız iye kolaylaştırdık, akılda tutulur kıldık yok mudur ondan ders almak isteyen?(54/17,22,32,40) bir başka bölümde “Biz ayetlerimizi böyle tebliğ ediyoruz umulur ki düşünürsünüz.(2/219)
KUR’AN’ın bu apaçık tebliğine karşı “Biz kimiz ki?” diyerek gerçekten kendimize yazık ettiğimizin farkında değiliz..
Kur’an-ı okumak, anlamak ve yaşamak aslında gerçek İslam’ın ne olduğunu ve ne olmadığını anlamaktır. İSLAM’ı; belli bir coğrafyanın, belirli bir kültürün, belirli bir medeniyetin ve tarihi dönemin özeline indirgememek, aksine evrensel bir dava olduğunu kavramak; geri kalmışlık, irtica ve ölü tapıcılık, tarih -perestlik, kaderciliğin, dünyadan kopuşun adı da değildir
İSLAM” cehalet, savaş ve terörü değil, birilerinin geçim, servet ve iktidar kaynağı insanların mesleki dalı da değil, hele hele milli ve resmi hurafelerimizin kılıfı hiç değil.
Hele hele İSLAM, ruhbaniyetin halkı aldatmanın aracı asla değildir….
Sonuç olarak İSLAM anadan doğduğun gibi İNSAN olarak kalmanın ve doğallığını korumanın bir diğer adıdır.
Ne diyelim , ALLAH ile aranıza giren tüm engelleri salim bir AKIL ve MANTIK’lı bir düşünce ile kaldırın ve sizi yaratan Rahman ve Rahim olan Allah’ a gereği gibi bir kul, İNSAN olun..
“Onlar ki, sözü(HADİSİ) dinlerler, sonra en güzeline tabi olurlar.” (39/18)
ATATÜRK KÖŞESİ
Adalet, mülkün temelidir..
DÜŞÜN-TAŞIN
Muhakkak ki Allâh indînde canlıların en şerlisi, aklını kullanmayan (taklitle yaşayan) sağırlar ve dilsizlerdir.(K KERİM 8/22)
AFORİZMALARIM
Hayatta en tehlikeli şey cehaletin eylenme geçmesidir..