Akdeniz Benim, Suriye’yi Paylaşalım
Amerika ve AB’nin Akdeniz’i kendilerine göl yapmaları için, Afrika’nın kuzeyi ve tüm Akdeniz sahil devletlerine hükmetmeleri gerekiyor. Tıpkı Osmanlının 16-17 yüz yıllarında hâkim olduğu gibi.
Afrika’ya sahip olmak Akdeniz’e sahip olmaktan geçiyor.
Mısır, Tunus ve Libya’nın halledildiğini düşünürsek, geriye Suriye ve Türkiye kalıyor. Cezayir var ama ehemmiyetsiz.
Suriye’yi Türkiye eliyle hallederse, ver elini İran. (Tabi ki nihai amaç Çin’dir.)
Suriye ve İran kapılarına vurulmuş Türkiye zaten parçalanır, ondan sonrası kolay diye düşünüyorlar.
Bunun için de, şimdilerde Türkiye’ye sen Osmanlı olacaksın, ama önce şu Suriye işini bir hallet diyorlar.
Akdeniz benim, Suriye’yi sana havuç olarak veriyorum düşüncesi buralardan çıkmaktadır.
Eşbaşkan da nasılsa Amerika’yı arkama aldım, Suriye’yi hallederim sanıyor.
Yani Batının planlarının bir parçası olarak yol alabileceğini hesaplıyor.
Erdoğan’ın bu maceraya girmekten başka bir çaresi kalmamıştır. Zira Doğu ile tüm köprüleri yıkmış, Batının önüne koyduğu planın dışında bir çıkışı kalmamıştır.
Karadeniz’e Amerikan gemilerini çıkararak, Füze Kalkanını Türkiye’ye yerleştirerek Rusya ve İran’ı kaybetmiş, Suriye’ye cepheden vurmuş Azerbaycan ile arasını bozmuş, yani doğuda hiçbir dayanak bırakmamıştır.
Eğer bu planın tersi işlemiş olsaydı, şimdilerde Türkiye’nin gündeminde Avrasya olmalıydı. Yani bölge ülkeleri ile birlik olup Amerikan planlarını bozmaktı.
Amerikan planlarını bozmak şöyle dursun, BOP Eşbaşkanlığı yolu ile Batının kulu kölesi olunmuştur.
Eşbaşkan’ın, Amerika ile birlikte girmek istediği macera budur.
Şimdi bu Amerikan planlarının önündeki engelleri sayalım.
En başta Türk halkı bu plana evet demez.
Diyeceksiniz ki, ortada halk mı var? Diktatör ne isterse onu yapıyor. Kazın ayağı öyle değil. Savaş eğik düzlemine girildiğinde neler olacağını hesap edecek baba yiğit henüz icat edilmedi.
İkinci ve önemli bir engel; Rusya ve İran faktörüdür. Çünkü Rusya’da bilmektedir ki, Amerika adım adım Rusya ve Çin’e doğru yönelmiştir. Buna karşı duracak bazı hamleleri olacaktır.
Suriye’ye saldırmış bir Türkiye’nin, ne İran’dan, ne de Rusya’dan enerji alması imkânsızdır.(Türkiye elektriğinin %50’lisini doğal gazdan üretir.)
Bir diğer engel Batı ülkelerinin halklarıdır. Savaşı halklar istemezler.
Buradan şu sonucu çıkarabiliriz.
Eşbaşkanın önünde ya savaş, ya da Doğuya yönelme seçeneği vardır.
İkisini de gerçekleştiremeyeceği için, Erdoğan dönemi bitmiştir.
Erdoğan bundan sonra uzatmaları oynayacaktır.
Güvencemiz savaşa hayır diyecek Türk halkıdır.
21.9.2011, bulentesinoglu@gmail.com