AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu’nun Duyarlılığı
Siyasilerin yerel gazeteleri ciddiye almadığını anlatırız. İşine gelmeyenler yerel gazeteleri, yerel gazetecileri küçümsemeye çalışırlar. Biz de dahil bazen kendimizi küçümseriz. Ya da kimilerimiz tam aksini yaparlar, kocaman büyütürler… Bunu yaptıklarında kendilerini büyüttüklerini düşünürler.
Halbu ki ne küçümsemek ne de olduğundan fazla büyütmek… Her ikisi de doğru değil.
Salı günü Esenyurt Belediyesi’nin Kıraç Meydanı’nda düzenlediği toplu açılış ve temel atma törenine katıldık. Tören öncesinde alanda iğne atsanız yere düşmeyecek bir kalabalık vardı. Törenin uzamasından ve o gece Kanal D’de “Öyle bir geçer ki, zaman” televizyon dizisinden dolayı tören alanı programın sonuna doğru boşaldı.
Töreni düzenleyenler (kimler organize ediyorsa) programı düzenledikleri günü, saati iyi hesaplayacaklar. Hesaplayamazlarsa kendilerini başarısızlık bekleyebilir. Biz birilerine anımsatalım da, onlar yine bildiklerini yapsınlar.
Gece yarısı gazeteleri istetti!
O gece tören alanında bizi gören AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu ve Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Kadir Topbaş’la selamlaştıktan sonra, Başkan Babuşçu kulağıma eğilerek bir şey söylemek istediğini ifade etti.
Gazetemizde Büyükçekmece AK Parti İlçe binasıyla ilgili yayınlanan haberleri okuduğunu ve bilgisi olduğunu ifade ederek, ayrıntılı detay almak istediğini söyledi. Gündüz aramak istediğini ancak yoğun programdan dolayı unuttuğunu ifade ederken, haberlerin yayınladığı gazeteleri okumak istediğini söyledi.
AK Parti İlçe binasının kaçak olduğunu, ‘Başbakan kaçak açtı’ diye haber yaptığımızı; bunun ağır olduğunu belirtirken, İlçe Başkanı Ekrem Görçeker ile görüştüğünü, binanın kaçak değil, iskânının olmadığını anlattığını söyledi.
Biz de kendisine programın yoğunluğu içersinde dilimizin döndüğü kadarıyla olayın ne olduğunu anlattık.
Tören alanından ayrıldıktan sonra, 22.30 sularında Babuşçu’nun koruması telefonda; Başkan’ın, haberlerin yayınladığı gazeteleri istediğini, gece yarısı Eyüp’ten geleceğini, nasıl temin edebileceğini ve adresimizi soruyordu. Adresimizi tarif ettik, gecenin yarısında arkadaşlarımız son 10 günlük arşivi verdiler.
Diğer il başkanları ne iş yapar?
Bir siyasi partinin il başkanı, gecenin yarısında partisiyle ilgili çıkan haberleri okumak için korumasını gönderiyordu. Bu, Babuşçu’nun hem yerel gazetelere verdiği önemi hem de beyefendiliğini de gösteriyordu.
Diğer siyasi partilerin il başkanlarının ise yerel gazetelerden haberi var mıydı, bilemiyorum. Hem de seçim öncesinde… Bir tarafta önemsenmek, diğer tarafta ise farkında bile olunmamak.
Aynı duyarlılık, İstanbul İl Başkanlığı görevinde bulunduğu dönemde Gürsel Tekin için de geçerliydi. Hangi saatte olursa olsun kendisine ulaşabilirdik.
Cumartesi, Varan 4 haberimiz
Bugün Büyükçekmece ile ilgili ‘Varan 4’ haberimizi yapacaktık. Ancak Cumartesi gününe erteledik. 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramı haberlerinin içinde kaynayıp gitmesini istemedik. Varan 4 haberinde ne mi olacak? Bir siyasi partinin ilçe başkanına ait yerin temel ruhsatının ve iskanının olup olmadığını yazacağız. Yaptığımız son üç haberin belgelerini yayınlayacağız. Ve en önemlisi, büyük uzlaşmanın hangi gerekçelerle yapıldığını dilimizin döndüğü kadarıyla anlatacağız. Ve AK Parti İlçe Başkanı Ekrem Görçeker’le ilgili parti tabanının ne düşündüğünü yazacağız. Bugün için sesini çıkarmayanların, gerekçelerini anlatacağız. Ve de, 12 Haziran sonrasında AK Parti kongre sürecine girecek. Başkan Görçeker’in devam edip edemeyeceğini anlatacağız.
Mehmet Mert, Mustafa Değirmenci
ve birkaç küçük ders
Bölgemizde günlük yayın yapan ve aynı zamanda sahibi arkadaşımız olan Haberdar Gazetesi ile ilgili bir iki kelam etmek istiyorum. Gazetenin sahibi Mehmet Mert’e, uzun süredir bizimle ilgili yaptığı haberlere bile yanıt vermedim. Ama şimdi farz oldu.
Belki gazeteciklikle ilgili (ne de olsa tecrübe olarak da, yaş olarak da kendisinden büyüğüm) birkaç küçücük şey öğretebiliriz. Kendisi o kadar çok işi biliyor ki, öğretmek de zor ama… Neyse yine de biz manşetine üç gün boyunca taşıdığı haberle ilgili birkaç kelam edelim.
1- Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci’nin kendi fotoğraflarının yer aldığı otobüsleri D-100 kenarında tuttuğu ve de CHP afişlerini yapıştırmadığı için manşet yapıyor ve Başkanı eleştiriyordu.
2- Ardından belediyenin basın danışmanının gönderdiği açıklamayı manşet yaptı. Açıklamayı manşet yapmasının nedeni, iddialara göre Değirmeci’nin aleyhine açtığı ve kaybettiği bir davaydı. Sahi Mert, Değirmenci’ye ne kadar tazminat ödedi ya da ödeyecek?
3- Yine ardından her zaman ki, megalamonloğu ile ‘Haberdar yazdı, otobüs kalktı’ diye manşet yaptı. Anlayacağınız; Haberdar yazıyordu, Türkiye konuşuyordu.
4- Yetmiyordu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’a bu olayı anlatıyor, Oran da onu haklı buluyordu.
Değirmenci’nin yerinde olsam;
o basın danışmanın bir dakika yerinde tutmam!
Hem haberi yapan, hem habere açıklama gönderen, hem haberle ilgili konuşan Genel Başkan Yardımcısına ve Mehmet Mert’e bir şey hatırlatalım.
1- Belediye Başkanları Türkiye’nin her yerinde kendileri ve belediyeleri ile ilgili araçları kent içersinde gezdiriyorlar, etkinliklerinde kullanıyorlar. Aynı zamanda yol kenarlarına da park ediyorlar. Yani bu bir suç değil… Bunu suç gibi gösteren her gazete ve gazeteci tazminata mahkum olur.
2- Belediyenin satın aldığı ya da kira-ladığı araçlar sonuçta kamuya aittir. Bu araçlara siyasi partilerinin propaganda giydirmeleri yapılamaz. Çünkü suçtur. Bunu bilmeyenlere gazeteci denilmez, bunu bilmeyip açıklama gönderenlere basın danışmanı denilmez, bunu bilmeyip soruya yanıt verenlere genel başkan yardımcısı denilmez!
3- Ve ben gazetecilerin bilmediği bir konuda yazmaları, haber yapmaları hatta manşete çıkarmaları sonrasında Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci’yi savunmak zorunda kalacağımı asla düşünmezdim.
4- Ve Başkan Değirmenci’nin yerinde olsam, haklı olduğu bir konuda kamuoyuna kendisini haksız gibi anlatılmasına neden olan basın danışmanını bir dakika olsa yerinde tutmam. Tabi tercih kendisinin…
5- Haberdar Gazetesi’nin İmtiyaz sahibi ‘büyük gazeteci Mehmet Mert’e haber yapacaksa, bir tüyo vereyim ve Türkiye yeniden Haberdar’ın yaptığı haberi konuşsun. Ne de olsa mesleki dayanışma yapmak gerekiyor değil mi?
6- Kiralanan otobüslere yıllık ne kadar kira ödeniyor? Ödenen kirayla belediye otobüs sahibi olabilir mi? Ve en önemlisi belediye adına kiralanan bu araçlar yerel seçim döneminde kullanıldılar mı? Kullanıldıysa bu bir suç mu?
Not. Bu kıyağımı da unutma, Mehmet arkadaş…
