AK Parti İktidarı Giderse Yerine kim Gelecek? Faşizm Kenarda Bekliyor!
Almanya'da faşizm iktidar olmadan önce; "En son seçim 1932 yılında yapıldı. 13 Mart ve 10 Nisan tarihlerinde iki aşamalı olarak yapılan bu seçimi Hindenburg kazandı.
Hitler, seçimi açık farkla kaybetti (Hindenburg yüzde 53, Hitler yüzde 36)." oy aldı.
****
"Alman demokrasisinin son serbest genel seçimleri ise 1932’nin Temmuz ve Kasım aylarında, iki defa yapıldı. Temmuz 1932 seçimlerinde Naziler yüzde 37,2 oy alarak birinci parti oldu. Aynı seçimlerde Sosyal Demokratlar yüzde 21,6 ve Komünistler ise yüzde 14,3 civarında oy aldılar."
"Son serbest genel seçim Kasım 1932’de yapıldı. Nazi oylarında büyük bir düşüş yaşandı ve oylar yüzde 37,2’den yüzde 33’e düştü. Sosyal Demokratlar yüzde 20,4; Komünistler ise yüzde 17 civarında oy aldılar."
****
1932 Kasım ayında yapılan; "Bu seçimde “sol” oylar artmıştı ve Nazi oylarından daha fazla idi. Ama maalesef Komünistler Sosyal Demokratları sosyal faşist olarak adlandırıyor ve Nazilerden daha tehlikeli buluyorlardı. Oysa bu iki parti, birbirlerine saldırmak yerine ortaklık yapsalardı, Almanya’da Nazizm iktidara gelemeyebilecekti."
****
Kasım 1932 seçiminden sonra Hitler başbakan olarak atanmadı. Hindenburg, Kurt von Schleicher adlı başka bir kişiyi hükümeti kurmakla görevlendirdi.
Bundan sonra, Hindenburg’un Ocak 1933’te Hitler’i başbakan olarak atamasına kadar geçen sürede bir sürü ayak oyunları yaşandı. Sonuçta Hitler, sandıktan çıkmadı, Hindenburg ve çevresinin iktidarı ona teslim etmesi ile iktidara geldi.
Doğrudur, Hitler iktidarı aldıktan sonra Mart 1933’te yapılan seçimleri kazandı. Ama bu seçim artık serbest seçim değildir. Hitler işbaşına gelir gelmez, 27 Şubat 1933’te meşhur Alman Parlamentosu yangını provokasyonu organize edildi; bu olay bahane edilerek Olağanüstü Hal Kanunu çıkarıldı. Yangın Komünistlerin üstüne atıldı ve muhalefete yönelik sistematik saldırılar başladı. Hak ve özgürlükler askıya alındı; 20 civarında gazetenin yayınına son verildi; merkez sağ ve sol partilerin faaliyetlerine ciddi kısıtlamalar getirildi, Sosyal Demokrat ve Komünist Parti liderleri tutuklandı.
Yani Hitler’in, tüm baskılara rağmen yüzde 43 oy alabildiği bu seçim, serbest bir seçim değildir. Sıradan herhangi bir diktatörün organize ettiği bir seçimdir. Demokrasi değil, diktatörlük seçimidir. 1934 yılında Hindenburg’un ölmesi ile birlikte Hitler Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığını birleştirdi ve diktatörlüğünü perçinledi.
****
Tarih Pröfesörü Taner Akçam’ın, Nazi lideri, Adolf Hitler'in seçimle iktidara geldiğine ilişkin tartışmalarla ilgili yazısından, yukarıda tırnak içersinde bulunan alıntılar.
Akçam; "Hitler seçimleri kazanarak işbaşına gelmedi ise, nasıl işbaşına geldi? Siyasetçilerin, asker-sivil elitlerin basit ayak oyunları ile ve Hitler işbaşına geldikten sonra da ilk iş olarak sandığı, yani demokrasiyi iptal etti" diyerek, net bir şekilde Alman Faşistlerin ve Hitler'in seçimlerle iktidara gelmediğini ortaya koyuyor.
Yazısının sonunda ise; "Özetle, Hitler’in seçimle işbaşına geldiği bilgisi doğru değildir. Hitler’in iktidara gelmesi ve kalmasının nedeni sandık değil aksine sandığı iptal etmiş olmasıdır. Sandık kalsaydı, Hitler belki de başbakan olamayacak ve iktidarda kalamayacaktı" diyerek nokta koyuyor.
****
Bugün AK Parti iktidarının kaybetmesi ve düşürülmesi üzerine siyaset üretenlere söylenecek şudur. Türkiye'de hala seçimler yapılıyor ve AK Parti seçimleri kaybettiği gün, iktidarı terk edecek ve yeni bir iktidar Türkiye'yi yönetecektir.
Galiba faşizm(!) seçimle iktidarı terk etmiş olacak ve Türkiye dünya siyaset tarihine geçecek. Faşizmin de seçimler yoluyla iktidartan uzaklaştırıldığını göreceğiz, breh breh...
****
Başka bir soru ise şu: AK Parti iktidarı seçimleri kaybetse yerine gelecek olanlar kimlerdir? ve Türkiye'ye bugünden daha ileri ne vaat ediyorlar?
Çözüm sürecinden, darbe girişimlerine kadar ne söylüyorlar?
Yolsuzluk üzerinden sözde siyaset üretenlerin iktidar olduğu Büyükşehir Belediyelerinden, ilçe belediyelerine kadar ne durumdalar?
****
Ne AK Parti'nin ne de ulusal muhalefetin yanında değilmişler de, yeni 3. yolu ifade ediyorlarmış.. Geçin bunları... Sizin 3. yolunuzun bir anlamı yoktur. 3. yolculuğunda çıkacağı yol çıkmaz yoldur.
Bugün için yapılması gereken, 3. yolun tercihleri değil sözde iktidarın karşıtı olanların eski Türkiye'nin sahipleri olduğudur ve Türkiye vaatleri eski Türkiye'dir... ve orası kanlı ve çıkmaz bir yoldur. Kendisine 3. yolcu diyenler de, "her iki kesime muhalefet ediyoruz" diyerek, AK Parti'nin iktidardan uzaklaştırılması için katkı sunmamalıdır.
****
Demokrasiden yana olanların tercihi bugün için, eski iktidar sahiplerinin iktidar olabileceği politikaları desteklemek değil, tüm eksikliklerine rağmen AK Parti'ye destek vermektir ve aynı zamanda eleştirilerle, (bu eleştiriler bugünkü muhalefetin yaptığı bel altı eleştirileri gibi olmamalıdır) o'nu doğru yapmaya yöneltmek, ayrıca o'nu aşabilecek siyasi oluşumlarla yan yana gelebilmektir.
****
Bizi İttihatçılar karşısında olan Serbestiyetçilerden ilan eden Hüseyin Şengül'e teşekkür ederim. Ne de olsa ittihatçılar karşısında olmak önemli... İhtiyar(!) bizi ya ittihatçı ilan etseydi? İşte o bize hakaret olurdu. Yazılarımı yazarken sadece ihtiyarın yazdıkları üzerinden yazmıyorum, biline...
Ancak kendisine bir kez hatırlatalım. 3. yol bugün için AK Parti karşıtlığı üzerinden, Türkiye'nin bilcümle ittihatçılara hizmet etmesidir. Soru şudur. AK Parti iktidarı öyle ya da böyle devrilirse yerine kimin iktidar olacağıdır. Bu soruya vereceğimiz yanıtlar, zurnanın zırt dediği yerdir.
Son söz: Asıl faşizm kenarda bekliyor. Asıl tehlikeye karşı yan yana gel(e)meyenler Hitler'in iktidara gelişine katkı sunmuşlardı.
Aynen 30'lu yıllarda Almanya'da olduğu gibi... Hitler'i unutup, sosyal demokratları faşist ilan eden komünistler gibi, asıl faşistleri unutup, AK Parti'nin yaptıklarına faşizanlık, kimilerinin de faşizm demelerine; Tamer Akçam'ın hatırlatmaları inşallah birilerinin (kendisini solcu, sosyalist, demokrat, 3. yolcu görenlere) kulaklarına küpe olur.