Ak Parti’nin Genelkurmayları
Türkiye, Genelkurmay'ın zirvesindeki isimlerin sarsıcı istifasının ardından asker-sivil ilişkilerinin yarınını konuşuyor.
İstifa eden eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve üç kuvvet komutanın’dan sonra gelişen süreçteki tartışmalar ve Yüksek Askeri Şura'da verilen fotoğraf, Türkiye'nin henüz tanışmakta olduğu ’’sivilleşme’’ kavrama vurgu yapıyor.
Bizim generallerin darbe yapma gibi bir alışkanlıkları var. Ya da darbe girişimin de bulunan cuntacıları, balyozcuları, muhtıracıları ve Ergenekoncuları desteklemeyi marifet bilmişler. istifacı Generallerin darbe girişimin de bulunan tutuklu komutanlar için istifa etmeleri bunun kanıtıdır.
Aslında iyi oldu istifa etmeleri, ülke için hayırlı olsun. Türkiye de askeri vesayetin artık son bulması geç bile kalınmış. Böylelikle Türkiye ‘de en azında şimdilik, vesayetlerden, sivilleşmeye doğru atılan adımların önü açılmış oldu.Bu konuda Erdoğan’ı desteklemek lazım…
Çünkü AK Parti'nin dokuz yıllık iktidarı boyunca, "Askeri Vesayet" günlerinden "Sivilleşme" günlerine gelinceye kadar Darbe söylentileri, yıkılma planları, internet andıçları, Kapatma davaları, 367 krizi, Cumhuriyet mitingleri ve e-muhtıra gibi bir çok olaylara şahit olduk.
gel gelelim bu süreçte diğer dört genelkurmay başkanları neler yaptı şimdi ona bir göz atalım…
Hilmi Özkök:
AK Parti iktidarından üç ay önce Genelkurmay Başkanı olan Hilmi Özkök, ile AK Parti, Özkök'ün deyimiyle şiir gibi geçiniyordu. karargahla en 'sorunsuz' ilişkiyi, belki de, Hilmi Özkök döneminde kurdu. Özkök, görev yaptığı dört yıl boyunca, önceki genelkurmay başkanlarına nispeten sivil siyasete müdahale etmeyen bir görüntü çizmişti. Ancak perde arkasında ürkütücü planlar hazırlanıyordu.
Daha sonra Nokta Dergisi tarafından ifşa edilen, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'e ait günlüklerde, 2003 ve 2004 yıllarında bazı kuvvet komutanları tarafından planlanan Sarıkız, Ayışığı iki darbe planının ve bunları tamamlayan "Yakamoz" ve "Eldiven" planlarının varlığı ispat edilmişti. Cumhuriyet Gazetesi'nin, Özkök'ü indirmek isteyen çevrelerin isteğiyle atılan "Genç Subaylar Rahatsız" manşeti ise yine bu dönemde geldi...
Hilmi özkök ’’dost darbeci’’ olarak anılacak.
Başar Büyükanıt:
Ne var ki AK Parti, askeri vesayet ile en ciddi sınavını Özkök'ün selefi Büyükanıt döneminde yaşadı. Cumhurbaşkanlığı seçimin de çıkarılan krizi ve E-muhtıra gibi dönüm noktalarının yaşandığı dönemde, Büyükanıt tarafından imzalanan muhtıra’da ’’Ne Mutlu Türküm demeyenler’’ düşman ilan edilmiştir. E- muhtıra da Türkiye, yeni bir darbenin eşiğinden döndü. Bu dönem de dağlıca olayın da 12 Askerın yaşamını yitirmesi, 16 Askerın de ağır yaralanması ve sekiz Askerın de kaçırılması olayı, askeri zafiyetler de genelkurmayın sessiz kalması hafızalarda silinmedi.
Büyükanıt dönemini , 2005'te Şemdinli olayları sırasında olay mahallînde bomba ve silahlarla yakalanan astsubay Ali Kaya hakkında için yaptığı "Tanırız kendisini, iyi çocuktur." açıklaması ve Savcı Ferhat Sarıkaya'nın görevden uzaklaştırılmasıyla biliniyor.
Yaşar Büyükanıt 27 Nısan E- muhtırasına imza atmakla hatırlanacak.
İlker başbuğ:
AK Parti dönemindeki, üçüncü Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un iki yıllık görev süresinde ise Balyoz darbe planı, İnternet andıcı, Heron skandalı gibi olaylar gündeme oturdu. Başbuğ göreve geldiğinde Ergenekon soruşturması son hızıyla devam ediyordu. Adeta toprak altından silah ve mühimmat fışkırıyordu. Ancak Başbuğ, kameraların karşısına geçip, kazılarda çıkan lav silahını da eline alıp, "boru bu boru" diyip olayın ciddiyetine yakışmayan bir üslup takınmıştı.
Başbuğ döneminde Ak parti ve Güleni bitirme planı da Türkiye'yi sarstı. Planın ardında Albay Dursun Çiçek'in imzası vardı. Başbuğ bir kere daha kameraların karşısına geçti ve belgeyi ‘kağıt parçası’ ilan etti. Daha sonra planın ıslak imzalı orijinali de ortaya çıktı. Genelkurmay belgeyi doğrulamak zorunda kaldı.
Balyoz darbe planı yine bu dönemde geldi savcıların karşısına. Balyoz'un destekleyici olarak görülen oraj, suga, sakal ve çarşaf bu süreçte çıktı ortaya... Başbuğ döneminde Ergenekon soruşturması muvazzaf subaylara uzandı. Ancak bir türlü savcılar görev başındaki generalleri sorgulayamadı. Tıpkı Erzincan'daki Ergenekon davasının bir numaralı sanığı Orgeneral Saldıray Berk ve internet andıçlarında ismi geçen Orgeneral Hasan Iğsız örneklerinde olduğu gibi... Başbuğun bu isimlere karşı korumacı tavrı dikkatlerden kaçmadı.
Askeri zafiyetler de dikkat çekiciydi. 3 Ekim 2008'de bir grup PKK'li, Aktütün karakoluna saldırmış ve 17 asker yaşamını yetirdi. Olayın garip tarafı önceden istihbarat edinilmesine rağmen Aktütün'de yeterli önlemler alınmamış saldırı anında gerekli yardım yapılmamıştı. Yine Gediktepe'de 11 asker’in yaşamını yitirmesi ile ilgili komutan "PKK ’lileri çoban sanmıştık" açıklamasında bulunmuştu.
Ve hantepe baskını... Heronlar baskını saniye saniye görüntülemiş ancak askerlere bir türlü yardım gönderilmemişti.
Başbuğ'un giderayak yaş çıkardığı atama krizi Ankara'yı kilitledi. Ergenekon soruşturması, Balyoz darbe planı gibi karanlık olaylarda ismi geçen komutanları kritik makamlara getirmek için gösterdiği çaba ‘‘YAŞ’’ düğüme neden oldu...
Başbuğ da ’’boru ve kağıt parçası’’ ile anılacak.
Işık Koşaner:
ışık koşaner ise başbuğ’un gider ayak yaş’ta çıkardığı atama krizinin bir ürünü oldu.
Başbuğun Ergenekon soruşturması,balyoz darbe planı gibi karanlık olaylarda ismi geçen komutanları kritik makamlara getirmek için gösterdiği çaba yaş’ta düğüme neden oldu ve istifa oyunları ile koşaner’e genelkurmay başkanlığı verildi.
Koşaner ise darbe girişimin de bulunan tutuklu askerlerin cezaevinde ziyaret eden Türkiye tarihin ilk genelkurmay başkanı oldu. Orgeneral Koşaner, Deniz Kuvvetleri Komutanı ile Balyoz tutuklusu askerlerin konulduğu Hasdal Cezaevi’ni ziyaret etmişti.
Silvan olayına sessiz kalan aynı koşaner,29 temmuz 2011’de yaş toplantısı öncesi tutuklu generalleri gerekçe göstererek,üç kuvvet komutanıyla birlikte istifa etti.
Koşaner’in darbe planlarında ismi geçen tutuklu generalleri gerekçe göstererek,üç kuvvet komutanıyla birlikte istifa etmesi,vicdani bir boyutta olduğuna kesinlikle kanaat etmem, ve inanmam da.eğer bu kadar vicdanları olan insanlar olsalardı, bundan birkaç gün önce kendi kuvvet komutanlarını istihbaratları ile Silvan da 13 askerin öldürülmesine neden sesiz kaldı.o zaman vicdanları neredeydi. Kocaman on üç can ve gencecik çocuklar yani…..
Böylelikle ışık koşaner de balyoz terfileri için istifa eden komutan olarak anılacak.