Ak-öz Normal mi?
Mezhep olarak milletin %15 ini oluşturan aleviler, yüksek yargıdaki koltukların %50 sine oturuyorlarmış.
Normal mi diye soruyor Emre Aköz, sonrasında da saydırıyor, işte bu mezhep mensuplarının sözde CHP'yi desteklemesinden, Cumhuriyet mitinglerine destek vermelerine kadar.
Böyle bir genellemeyi hangi şoven bakış açısıyla oluşturdu bilemem ama takdir ettiğim bir özelliklerini belirtmeden geçemeyeceğim o da olayları kendi yararlarına olabilecek şekilde çevirip görebilme becerileri.
Helal olsun işte yeni nesil bir aydın duruşu.
***
Gelelim tartışmaya açılan konuya.
Öncelikle orantı yanlışı söz konusu çünkü yüzdeleri belirtirken tüm millete orantılamak yanlış olur.
Doğrusu ancak şöyle olur ki; yüksek yargıda görev almak için bazı kıstaslar vardır ve bu sebeplede bu orantıyı yaparken bu kurula girme yeterliliğine sahip insanların sayısına göre bir oranlama yapmak gereklidir.
Ancak böyle bir oranlamadan sonra kesin sonuçlara sahip olabilirsiniz, tabi ki bu da yanlış bir bakış açısı olur bana göre ama en azından doğru yol izlenerek yapılmış bir yanlış olur.
***
Hadi kendimizi zorlayalım ve mezhep farkı gözetmenin bir hata olduğu gerçeğini görmezden gelelim ve size katılalım.
O zaman sorulacak çok soru çıkıyor ortaya.
Mesela;
Toplumun binde kesirlerle ifade edilebilecek bir kesimini oluşturan malum lise mezunlarının devletteki çalışma oranlarını ve bu oranların mevcut iktidar dönemindeki artışı normal midir?
Toplumdaki kadın erkek oranı gözönünde bulundurulduğunda, meclisteki oran normal midir?
Ya da toplumun yaş araklıklarındaki sayıları mevcut iken, milletvekillerinin bulundukları yaş aralıkları normal midir?
Tabi ki bu oranlamayı her mezhep veya etnik köken için ayrı ayrı yapmaya kalkışırsak uzar gider.
***
Diyeceğim o ki ayrımcılığın en tehlikeli çizgisinde yürüyorsunuz.
Canınızın çektiği yerde özgürlük nutukları atarken, dilediğiniz yerde farkları ön plana çıkartıyorsunuz.
Bir insan hem demokrat hem de faşist olabilirmi sorusuna örnek teşkil etmeye çalışıyorsunuz.
Aslında en birleştirici unsurun insan olmak olduğunu anlarsınız umarım.
Tabi Platon'un kıstasında ("Başlıca üç çeşit insan vardır: Bilgisever, ünsever ve parasever." ) kendinizi nereye koyarsınız size kalmış. Bizim sizi hangi çeşit gördüğümüzde bize kalmış.