Aileler Aşılardan Neden Endişe Duyuyor?
Tam da bu sırada Amerikan medyasında çocuklarına aşı yaptırmak istemeyen ailelerle ilgili bir haber yer aldı (2).
Haber, Kaliforniya eyaletinde 2007’ de yüzde 1.54 olan aşı yaptırılmayan çocuk oranının 2013’ de “iki misli artarak” yüzde 3.06’ ya çıktığını gösteriyor.
6200’ ün üzerinde okulda gerçekleştirilen ve American Journal of Public Health’ de yayınlanan araştırma aşı muafiyetinin özel okullara giden çocuklarda devlet okullarına göre 2 misli fazla olduğunu da ortaya koyuyor (3).
Bu, 500 binden fazla çocuktan 17 bininin aşı olmadığı anlamına geliyor.
Araştırmanın başka bir ilginç bir tarafı da anne babaları uygun bulmadıkları için aşı yapılmayan çocukların çoğunun Orange County, Santa Barbara ve Bay Area gibi eyaletinin gelir seviyeleri en yüksek bölgelerinde yaşayan ve Beyaz ırktan ailelerden olması.
Hatta çocuklarına aşı yaptırmayan babalar arasında bir doktor da var.
Arizona’ da çalışan kardiyolog Dr. J. Wolfson “Başka bir çocuğu korumak adına kendi çocuklarımı riske atmak istemediğini ve iki oğluna da aşı yaptırmadığını” söylüyor.
Varlıklı ve kültür düzeyi yüksek aileler aşıdan endişe duyuyor
Araştırmada ailelerin aşı yaptırmama sebepleri incelenmemiş olmakla beraber başka bir araştırma anne babaların çocuklarını hastalıklardan aşı yerine özel diyetlerle besleyerek ve tabii bir hayat sürmelerini sağlayarak korumak istedikleri tespit edilmişti (4).
Public Health Reports’ de 2011 senesinde yer alan bir araştırmada da ebeveynlerin çoğunun çocuklarına çok fazla aşı yapılmasından ve aşıların otizm gibi yan etiklerinden endişe duydukları için aşıları reddettikleri belirlenmişti (1).
Ülkemizde de çocuklara yapılan aşılardan endişe duyan anne ve babaların sayılarının her geçen gün arttığını sanıyorum ve bunun altında yatan pek çok sebep olduğunu düşünüyorum:
BİR: Giderek ticarileşen modern tıbba olan genel güvensizlik.
İKİ: Aşıların yan etkilerinin ve etkinliklerinin tam ve doğru olarak bildirilmemesi. (Mesela grip aşılarının koruyuculuklarının bazı seneler sıfır hatta sıfırın altında olabileceği hiç söylenmez).
ÜÇ: Aşı sayısının her geçen sene artması.
DÖRT: Her çıkan aşının “dayatılması”.
BEŞ: İnsanların dayatma ve zorlamalardan hoşlanmamaları.
ALTI: Aşıların yan etkilerinden duyulan endişeler (Elimizde aşıların uzun vadedeki yan etkileri hakkında hakikaten yeterli veri yoktur ve aşı prospektüsleri de bunu ispatlamaktadır).
YEDİ: USA’ da aşı üreticilerinin aşı yan etkilerinden dolayı dava edilmelerinin mümkün olmaması.
SEKİZ: Aşıların sadece tıbbi değil aynı zamanda ticari bir ürün olmaları.
DOKUZ: İlaç endüstrisinin daha fazla ürün satmak için türlü çeşitli manipülasyonlar yapması ve bu yüzden milyar dolarlar seviyesinde cezalara mahkûm olması.
ON: Tıp endüstrisi ve doktorlar arasındaki menfaat münasebetleri
Çocuklarına aşı yaptırmadığı için hakkında dava açılan savcının şu sözleri birçok gerçeği özetliyor (5):
“Hiçbir anne-babaya aşıların içeriği ve muhtemel riskleri hakkında bilgi verilmemektedir”.
Gelelim neticeye
Aşıları kategorik olarak desteklemek de karşı çıkmak da aynı şekilde yanlış ve tehlikelidir: Her aşı, ticari bir ürün oldukları hakikati unutulmadan ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Aşılamaya değil aşıların “gereksiz, bilinçsizce ve yanlış kullanılmasına, bunlarla ilgili bir takım bilgi ve gerçeklerin saklanmasına karşıyım” ki aslında her hekimin de bu düşüncede olması beklenir.
Tam ve doğru bilgilendirilmediğini düşünen insanların bir takım “endişelerinin” olması normaldir.
Kaynaklar:
2. http://edition.cnn.com/2015/12/30/health/california-vaccine-refusers-white-and-wealthy/
3. http://ajph.aphapublications.org/doi/abs/10.2105/AJPH.2015.302926
4. http://gas.sagepub.com/content/28/5/679
5. http://www.yenisoz.com.tr/anayasa-mahkemesi-zorla-asi-yapamazsiniz-haber-7313