content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

06 Kas

Ahraz

Zaman nasıl bir şey, mekânın hükmü ne?

Gurbet ile sıla arasındaki fark mesafeler mi?

Dost ile düşman faklı canlılar mı?

Sahi insan, nasıl bir mekânı, nasıl bir zamanda hangi şartlarda paylaşıyor?

Neden her soru bir matematik problemi kadar kolay çözülmüyor, çözülemiyor.

İnsanın sadece etten kemikten olması kendisi için güzellik mi çaresizlik mi? insanlar neden bir şeylerin eksikliği üzerine hayal kurarlar?

Niye her zaman aynı mekân aynı görünmez insanın gözüne? Her şey oradaki biri veya birileri için mi değişir? Sen varken, o varken, onlar varken coğrafya yokken niye eski haline benzemiyor gibi. Her şeyin sebebi “sen” misin yani… “O” mu yoksa…

Kavuşmak için bir şeylerden ayrılan insan kim için gidiyorsa, nereye gidiyorsa, ne için gidiyorsa hedefine ulaştığında mutlu olması, gittiği yerin özelliğinden midir? Sahi niye bazı yerler daha sevimli gelir insana?

Sen yoksan, o yoksa aynı yerin yabancı bir yermiş gibi olması “yer”in suçu olmamalı. Ancak insana anlamsız gelen yerler, aradığını bulamaktan geçiyor demek ki...

Şayet Mecnun yaşasaydı ve çöller aşıp Leyla´nın köyüne vasıl olsaydı; daha kapısına varmadan o köy gözüne nasıl görünürdü dersiniz? İşte o anda Leyla burayı terk etti diye bir bilgi ulaşsa gökyüzü yine aynı renk mi olurdu? Sahi nedir bu değişikliğin esrarı?

Bir türküde “Evvel bağban idim dostun bağında/Talan vurdu ayva nardan ayrıldım” derken gerçekten ayva ile narın hasreti mi girdi gönlüne? Ayva ile nar çok mu değerliydi? Yoksa bahçıvanlığı mı çok seviyordu? Talan bağa mı vurdu gönlüne mi?

Gurbet uzaklık mı? Uzaklık ise nasıl bir uzaklık? Mekândan mı, dostlardan mı? Peki, kendi yurdunda, kendi ilinde, kendi köyünde senden başkası kalmasa bir sen kalsan baba ocağında sılada mı sayılırsın gurbette mi? Gurbetin gerçek tarifi nasıl yapılır?

Sen yoksan, o yoksa gurbet sayılmaz mı bulunduğun yer? Sen yoksan, o yoksa gurbet sayılmaz mı gittiğin yer?

Niye kaldığımız veya gittiğimiz yere adını “Sen” veya “O” veriyor. Neden belirleyici “Ben” veya “Biz” olamıyoruz? Galiba anlar gibi oldum soruları. Belki de bu tarifi “Gönül” yapıyor.

Peki, gönlün gurbeti olur mu?

Olmaz mı?

Olur elbet! Şayet gönül arzu ettiği şeyin uzağındaysa gurbette değil midir?

Gözün burada payı nedir? “Sen yoksun ya yanımda/ Bu âlemden bana ne” mısraları hangi hislerle kaleme alınıp, terennüm edilmiş?

Her ne kadar “Her şey seni bana hatırlatıyor” diye bir söz varsa da; her şeyin “Hatırlatması” başka “Var olması” başka…

Gurbeti tayin eden gerçekten “Gönül” müdür? Gözün bu işte bir dahli yok mudur? Peki, öyleyse niye demiş şair, “Ahraz dile gelir seni görünce” diye?

Gerçekten ahrazı dile getiren göz mü gönül mü?

Diyelim ki karar veremediniz. Yahu ahraz nasıl dile gelir?

Getirene bağlı demek ki?

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank