Ahmet’in Umudu Sait Hoca…
İki insan.
Birbirlerini tanımıyorlar. Hiç karşılaşmadılar.
Ayrı yerde, farklı yaşamdalar.
Eğer yazgıları onları bir araya getirirse mutluluk olacak, güzellik yaşanacak.
Biri diğerine, ışık verecek…
*
Birinci insanımız. Ahmet Giden.
11 yaşında gözleri küçük yaşta bir hastalığın acı faturası olarak çok az görüyor.
Ancak tam bir okuma hastası, kitap kurdu.
Harfleri yan yana getiremiyor ama kurguluyor.
Hayrete düşüren bir kavrama, anlama becerisi var.
*
Gündelik işe giden annesi ve ablasıyla oturuyor.
Ödemiş 50. Yıl Ortaokulu 5. Sınıf öğrencisi.
Önceki yıl…
İlçe Kaymakamlığı’nın düzenlediği ilköğretim öğrencileri kitap okuma ve okuma anlama yarışmasında birinci oldu.
Kocaman bir Atatürk altını kazandı.
Götürdü, her sabah kendisini okula bırakan annesine verdi.
*
İki ay önce…
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nce yabancı sözcüklerden arındırılmış anı yazma yarışmasında, yüzlerce öğrenciyi geride bıraktı.
Yine birinci oldu. Tam görmeyen gözleriyle…
*
İkinci insanımız Prof. Dr Sait Eğrilmez.
Sivas’ın Divriği İlçesi Çamşıhı Köyü’nde doğmuş.
Henüz 4-5 yaşında iken…
Babasıyla rahmetli ünlü halk ozanı Âşık Veysel’i dinler.
Çok etkilenir.
Babasına sorar:
“ Neden gözleri kapalı”
-Kör olduğu için.
“ Kör ne demek?”
-Sen körebe oynarken hiçbir şey görmüyorsun ya, o da öyle…”
Küçük Sait o zaman kararını verir:
“ Baba ben doktor olucam… Görmeyen gözleri açacağım”
*
Baba Güzel Eğrilmez, çocuklarını alır, İzmir’e gelir.
Hepsini okutmaya çalışır.
En büyükleri Sait, eğitimde hep önde koşar.
Doktor olur, doçentliği kazanır, profesörlüğe yükselir.
Bugün…
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı.
Aynı zamanda Kornea Nakil Birimi sorumlusu.
Her yıl sayısını tutmasa da çok kişiyi aydınlıkla tanıştırıyor.
*
Sait Hoca’nın bir özelliği de öğrencilerini sazı, sözüyle eğitiyor.
Ders başlamadan önce bağlamasıyla ezgileri namesiyle okuyor.
Âşık Veysel gibi düşündürüyor.
( Hocamızın becerisi çok, felsefesi geniş. Yerimiz dar olduğundan ileride yeniden kendisine döneriz)
*
Düşünüyorum da…
Tesadüfen yaşamlarını okuduğum bu iki insan bir araya gelir mi?
Sait Hoca, “ Oğlum Ahmet, haydi gel neymiş şu gözlerinin derdi…” der mi?
Parasızlık, çaresizlikten doktor göremeyen Ahmet İzmir’e gönderilir mi?
Tedavisi, operasyonuyla yeniden görmeye başlar mı?
*
Dilerim; bu senaryo gerçekleşir.
Çünkü Ahmet hep sayıklıyor:
“ Göz doktoru olacağım, benim gibilere bakacağım…”
*
Olur mu? Olur.
Toplumsal değerlerimiz zayıflasa da…
İnsanlığımız ölmedi.
Ahmetlerin umudu…
Sait Hoca’ların varlığı bitmez.
**************