Ahmet Fidan Nokta Kom
Gülümseyebilir miyim ey hayat.
Seninle dalga geçebilir miyim?,
İlmik ilmik ördüğüm hecelerle seninle dikleşebilir miyim?
Bu da nedir böyle. Geriye bakarsam çok şey görmekteyim. Bir zamanlar bir Ahmet Fidan vardı ve bir de sitesi. Ahmet Fidan Nokta Kom. Adımı soranlara neredeyse Ahmet Fidan nokta kom diyesim geliyor.
2001 yılı başlarında bir arkadaş toplantısı düzenledik. Toplantı da, o zamanlar çok popüler olan Superonline sitesinin Edebiyat Odasının müdavimlerinin buluşmasıydı. Onca insan, sanaldan tanışıp reelde buluşmaların ilklerini yaşıyorduk. Yer mbasar rumuzlu odanın kralı benim tabirimle muhtarı Yeminli Mali Müşavir Mahmut Başar'ın ofisiydi. Toplantı çok güzeldi. Herkes ayrı yerden ve ayrı telden çalıyordu. Adeta kişilik ve yaşayış çeşitliliğinin bir bileşimiydi. Toplantı akabinde kendimi çok kötü hissetmiştim. Toplantıda Mahmut beyin ukala oğlu Oğuzhan ile Fırlama bıçkını Ziya ve de ewserbey rumuzlu Mustafa Palta beynime virüs enjekte etmişlerdi ve ben o toplantı sonrası bir zaman kendime gelemedim. Ve virüsü yaymanın zamanı gelmiş ve geçiyordu bile.
Zaten baştan beri bana da bir site yapma konusunda hevesli Mustafa Bey'i aradım. Hemen ofisime geldi. O zaman İstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT Matbaa Amiriydim. Bütün riski göze alarak ofise haricen internet bağlatmıştım. Kurulduk bilgisyaarın başına bir günde siteyi yapmıştık bile.
O gün ne Mustafa Bey, ne de ben bu virüsü bu kadar yaygınlaştıracağımı tahmin edemezdik. Neticede cjb uzantılı da olsa 2001 yılında kişisel bir web sitesine sahip olmuştum. Aradan bir yıl geçti geçmedi, 2002 yılında www.ahmetfidan.com u ve host hizmetini satın aldım ve 2002 yılı arkadaş toplantısında almış olduğum virüsün tescillendiği tarihti. Artık bir Ahmet Fidan vardı, bir de kişisel sitesi.
2002 Yılı Başlangıcı:
2002 yılından itibaren ilmik ilmik öreceğimiz ve adına "Ahmet Fidan Online" vermiş olduğumuz sanal maraton başlamıştı. 2002 den 2005 yılına kadar aynı şablonla uyur-gezer mantıkla devam ettik. 2005 yılı da kişisel sitemin milatlarından biriydi. Zira ilk kez siteyi interaktif tabana oturtmuştum. Ziyaretçi defteri adeta çevremdeki dostların forum alanı haline gelmişti. Oradaki o yoğunluğu dikkate alarak Öğrencim Salih Boz'un yardımıyla www.bilgievreni.com u kurduk ve ardından diğer siteler mantar gibi çoğalmaya başladı.
2006 yılı başları benim için bir başka milat idi. Zira artık ben de aradan geçen bunca yıldan sonra sıfırdan site kurup host yönetebiliyordum. Ve sık sık ardıma bakıp iç çekerek "Nereden Nereye diye söyleniyordum.
Yıl 2010 ve yine ahmetfidan.com yeni çehresinde. Sağ tarafa ilk sitenin o çok beğenilen açılış videosunu koyduk. Sol tarafa da ana sayfasını. Eski müdavimler ve eski linkler ölmesin diye.
Link Bizim İçin Namustur!
İnternet aleminde elimden geldiğince yüzakı olmaya çalıştım. Google indexlerine girmiş linklerin ölmemesi için yeryer günlerce sabahladık ekibimizle. Ve bu gün itibarıyla google reytingi olarak en kötüsü on üzerinden 3 olan çoğunun da 4 olduğu 15 siteye ulaştık.
Kişisel Sitem Bir Anneydi
Ahmet Fidan Online Bilgi İletişim Ağı aslında anneler gününde tebrik kabul etmesi gereken bir sitedir.))) O çok cocuk doğurdu. Bu gün her bir çocuğu Türk ve dünya basınına literatürüne hizmet vermeye devam etmekte. Şu çok iyi bilinir ki, özgün içerikli alt linkleri ve sayfa indexleri açısından orta büyüklükteki bir üniversite sitesinden daha büyük bir hacme ulaşmış olan kişisel sitem, ondan doğan ve boynuzun kulağı çoktan geçmiş olduğu en başta www.bilgiagi.net ve www.bilgievreni.com olmak üzere diğer sitelerle yarışamayacak halde olmanın mutluluğunu yaşamakta.
Bu güne gelmemizi sağlayan 2001 yılından bu yana bütün arkadaşlarımızın, eş dostların ihmal ettiğim çocuklarıma ve aileme büyük bir özür ve büyük bir teşekkür borçluyum. Ahmet Fidan belki de dibini aydınlatamayacak kadar zavallı mum ışığıydı. Ama yine de bir ışıktı. Titrek inatçı ve bir o kadar da masum ve idealist. Bu masumiyeti ve idealistliği, o günden bu güne ve hala sitelere reklam alınmamış olmasından görebilirsiniz. Ancak bütün bir siteler topluluğu teşekkür ve özveriyle, gönüllülükle yürütülemeyecek kadar devleşmiştir. Ne yazık ki, o hoşlanmadığımız reklamların zorunluluğu ile karşı karşıyayız.
Destek veren güç veren maddi manevi katkısı olan herkese gönülden teşekkür ederim.
Hayatıma girmiş bütün canlara müteşekkirim. Varolun efendim.
Bu pazar da biyografi tarzında ahmet fidan panaroması okumuş oldunuz. Bu panaromada resmedilmeyen uçuk kahve o kadar fotoğraf ve anılar var ki, onlar da benim göz perdelerimin içinde ve kalp ritimlerimde kalsın.
Mutlu pazarlar efendim.
Not:
Bu yazı, sadece https://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net, http://www.ahmetfidan.com da yayınlanmıştır. Kaynak gösterilmek suretiyle kullanılabilir.
Her gün bir öncekine göre olumlu yönde farklı olursa gelecek yıllarda daha da büyüyen olumlulukları beraberinde getirecektir.
Haziran 13th, 2010 at 01:36Allah yar ve yardımcımız olsun inşallah
Başarıların devamını dilerim
Reklam olayı tehlikeli bir konu gerçekten. Zırt pırt açılan pop-up lar adamı fıtık ediyor.
Hele bazı siteler o hale gelmişki adamı reklam manyağı yapıyor ve hemen çıkıyorum o siteden.
Eğitim ve edebiyat tarzı reklamları tercih edeceğiinizi tahmin ediyorum.
Masraflarınızı bir şekilde telafi etme hakkınız var ve bunu reklam metoduyla çözmeye çalışmanızı da anlayışla karşılıyorum haklısınız.
Haziran 13th, 2010 at 11:10Haklısınız Uğur Bey,
Şimdiye kadar bir çok ilgisiz reklamı geri çevirdim. Reklam alma konusunda okuyucu ve yazar olarak empati yapmak temel düşüncemdir.
Reklamlar da gazetemizin vizyon ve misyonuna uygun olmalıdır. Bizim şimdiye kadarki derdimiz, sponsorluk türünde reklam idi. Ayrıca reklam tercihimiz eğitim, bilişim ve teknoloji kategorilerinde olacaktır.
Çapar Bey ve Uğur Bey teşekkür ederim varolun.
Haziran 13th, 2010 at 11:29Sayın Ahmet Bey
Haziran 13th, 2010 at 23:10Büyük bir yığına bir çakmak çalmış ve ateşlemişsek bundan onur duyarız.
Başarılarının devamını diliyourm.
Sitenizde olmaktan gurur duyuyorum sayın hocam iyi ki varsınız...
Haziran 23rd, 2010 at 23:01Öncelikle site derken nereyi kastediyorsunuz.
Eğer https://www.bilgiagi.net ise, buna 3 noktadan itirazım var.
1. Bilgiağı bir gazetedir, bir portaldir, bir yazı bankasıdır. Teknik olarak site kelimesini pek kullanmıyoruz.
2. (Bu madde daha önemli) Sitenizde olmaktan tabiri bence hoş değil, zira bu site hukuken benim olsa da, ben bunu hiç böyle görmedim.
Bu gazete önce emektar fikir işçisi yazarlarımızın ortak malı,
sonra, bütün Türkiye'nin, sonra bütün insanlığın.
Sitenizde tabiri yerine artık "gazetemizde olmaktan....." tabirini kullanmanı bekliyorum.
Sevgiler.
Haziran 23rd, 2010 at 23:50tabi hocam affola:)
Haziran 23rd, 2010 at 23:54ÇOK HOŞ BİR KONUYA DEĞİNMİŞSİNİZ HOCAM...KİŞİ YAPTIĞLA VE YAPTIKLARIYLA DAİMA GÜNDEME GELİR VE ANILIR...SİTE KURMAK VE SİTEYİ GELİŞTİRMEK VE SAYILARINI ARTTIRMAK AYRICA BİR DONANIM VE TECRÜBE İSTER...SİZDEDE BUNLAR VAR OLDUGU SÜRE İÇERİSİDE SİZ YAKINDA GOOGLE YERİNE E.A.F.(EMİN AHMET FİDAN)OLARAK GİRERİZ NETLERE ŞAŞIRMAM DOGRUSU:))))...BAŞARILARINIZ DEVAMINI DİLERİM SAYGILARLA...
Ağustos 19th, 2010 at 03:40