content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

09 Haz

Ahmet Altan’a ‘Dindardan’ Cevap

Değişim-dönüşüm ve özgürlükler aydınların, bilgelerin bedel ödemeyi göze alarak geliştirdikleri söylemleri ve ortaya koydukları duruşlarıyla mümkün olabiliyor. Ödenmesi gereken bedeller kimi zaman çok ağır olabiliyor.Öncülerin göze aldıkları bedeller toplulukları harekete geçirmiş ve bu sosyal hareketlilik sosyal, siyasal ve iktisadi alanda dönüşümü gerekli kılmıştır.
Bizde de bu anlamda Taraf Gazetesinin darbecilere karşı net duruşu, demokrasi ve özgürlükler alanında ortaya koyduğu eşsiz gayreti takdire şayandır. Taraf Gazetesinin Türkiye ve özgürlükler, demokrasi ve insan hakları konularında adı altın harflerle yazılacaktır. Kimi konularda zaman zaman ifrat ve tefrite kaysa da bu gerçek değişmez.
Taraf Gazetesi kıt imkânlarla çok önemli ve değerli işler yapmıştır. Bu sebeple sadece şahsımıza yönelik bazı hataları ve hak ihlalleri olsaydı görmezden gelinebilirdi Taraf'ın. Ancak ihlal edilen sadece kendi hakkınız değilse, hele hele hakları ihlal edilenleri(n bir kısmını da olsa) temsil konumdaysanız bu haksızlığa ses vermeniz zorunluluk arz eder.
Uzatmadan konuya girmek istiyorum;
Kürt Sorunu ve "ötekiler"in mağduriyetleri konusunda dindarların "dindarca davranmadıkları"nı Ahmet Altan sık sık dile getiriyor. Altan, Sayın başbakanın dindar kimliğinden hareketle bir yandan bizlere "böyle dindarlık olmaz" derken, öbür taraftan da biz dindarlara "dindarca" tepkinin nasıl olması gerektiğini "öğretmeyi" ihmal etmiyor.
Sayın Altan,
Biz dindarlar Kürt sorunu konusunda yapabileceklerimizi öteden beri yerine getirmeye gayret ediyoruz ve bundan böyle de üzerimize düşen çabayı sergilemeye devam edeceğiz, siz görmezden gelseniz de. "Siz görmezden gelseniz de" derken yaşadığımız tecrübeye binaen söylüyorum. Çünkü bu süreçte çok iyi anladık ki "radikal, rijit, militarist düşünen örgütler" dışında kalan dindarların özgürlükler ve bilhassa Kürt sorunu ile ilgili gayretlerine medya ilgi göstermiyor. Bu olumsuz durum sizin gazetenizde daha da belirginleşiyor. Zira gazeteniz bizim yapıp ettiklerimizden daha "hafif" kalan esnaf ve tüccar derneklerinin açıklama ve tavırlarına gösterdiği ilginin % 10'unu bile bize göstermiyor.
Sayın Altan,
Bizim yıllardır bu bölgede yaptıklarımız ortada, aşağıda vereceğim örneklerden ne demek istediğimi daha iyi anlatabileceğimi ümid ediyorum.
Sayın Altan,
Biz dindarlar Türkiye'de ilk kez 25 Haziran 2010 tarihinde Diyarbakır'da dindar 36 Sivil Toplum Kuruluşunun bir araya gelerek oluşturdukları KANA DUR GİRİŞİMİ olarak yaptığımız basın açıklamasında PKK'den "saniye farkıyla" ateş kes ilan etmesini istedik. Ve "bu ateşkesin 1. saniyesinden itibaren hükümet üzerinde oluşturacağımız baskıyla operasyonların durması konusunda çabalayacağımızın" sözünü verdik. Açıklamamızda "bu talebimize uygun bir gelişmenin olmaması halinde daha etkili eylemlilikler sergileyeceğimizi" ilan ettik. Bütün medyanın gördüğü, "dindar STK'ların çabası" olarak verdiği habere Taraf nasıl yer verdi merak ediyor musunuz? Cevabınız evet ise gazeteniz elinizin altında bakabilirsiniz, neden acaba?
Sayın Altan,
2010 Temmuz'un 1'inde biz Diyarbakır'daki dindar 43 Sivil Toplum Kuruluşu Mardin Kapı Mezarlığında, mezarlıkların arasında yaptığımız basın açıklamasında "biz dindarlar olarak akan kanın haram olduğunu, bu kanın mutlaka durması gerektiğini taraflar bu kanı durdurmadıkları takdirde bu kavurucu yaz sıcağında açlık grevine ve (dinen yasak olmazsa) gerektiğinde ölüm orucuna gideceğimizi" ilan ettik.
Sayın Altan, bu açıklama Türkiye dindarları için bir ilkti. Açlık grevi, ölüm orucu dindar çevrelerin önemli bir kısmında "haram" biliniyor(du). Ve bu basın açıklamamızı bütün medya haber yaptı. Kimi televizyonlar defalarca yer verdi, köşe yazarları değindiler ama Taraf'tan hala haber yok. Bizim bu açıklamamızı görmeyen Taraf aynı tarihlerde ticari STK'ların "cılız" haberine 8 sütün ayırdı, neden acaba?
Sayın Altan,
Bizim çağrımıza Sayın başbakan "PKK bu sese kulak versin operasyonlar minimize olur, hatta gerek kalmaz" demiş ve bütün medya bunu duyururken Taraf biz dindarlara taraf olmadı, neden acaba?
Sayın Altan,
8 Temmuz 2010 günü yine yukarıdaki veçhile basın açıklamamız oldu ve en kısa zamanda açlık grevine gideceğimizi ilan etmiştik. Demiştik ki;
"Dinimiz kardeşkanının aktığı dönemde sessiz kalmamıza izin vermiyor, Diyarbakır'ın yakıcı sıcağında bedenlerimizi aç ve susuz bırakacağız, kurşun ve bomba atanlara gücümüz yetmiyorsa bedenimize hükmümüz geçer ve önümüzdeki günlerde açlık grevi başlatacağız, sonra ölüm orucu..." Sayın Altan, "yandaş, candaş" bütün medya bu haberi hak ettiği şekilde verdiği halde Taraf adeta bizi "hiç"ledi biliyor musunuz, neden acaba? Dindarlıktan dolayı mı? Sanmıyorum ama neden?
Sayın Altan,
28 Temmuz 2010 günü "1. Gün bir dindar olarak bendeniz ve sonraki her gün sırayla 3 dindar kişi" ile açlık grevine başladık. Kavurucu Diyarbakır sıcağında olası derin devlet, MOSSAD, PKK saldırıları haberleri geldiği halde bu kararımızdan vazgeçmedik. "Biz dindarlar tarihe not düşmeliyiz" deyip ölüme meydan okuduk. Diyarbakır Surları altında başlattığımız bu açlık grevi eylemimize 13 ilden destek eylemleri geldi. Ayrıca ABD, Canada, İtalya, İsveç, Almanya, Fransa, İran ve Irak Kürdistan'ından ziyaretçilerimiz oldu. Avusturya cezaevlerinde bulunan kimi dindarlar oradan destek verdiler. Basın defalarca yer verdi, TV'ler program yaptı ama -bu konu da her zaman olduğu gibi- Taraf yine bize taraf olmadı. Eylemimizden kısa bir süre sonra PKK eylemsizlik ilan etti, pek çok köşe yazarı eylemimizi yazdığı halde çok sevdiğimiz ve beğenerek okuduğumuz Sayın Ahmet Altan 9 gün süren biz dindarların açlık eylemini bir kerecik olsun yazma gereği duymadı, neden acaba?
Sayın Altan,
28 Ağustos günü anayasa paketi referandumu sürecinde bölgede ve Diyarbakır'da biz dindarlar yine bir ilke imza atarak zulmüyle ünlenen Diyarbakır Cezaevi önünde referanduma destek verdik. Türkçe, Kürtçe ve Zazaca yaptığımız basın açıklamasıyla HAYIR ve "BOYKOT'un vesayete hizmet ettiğini, bu anayasa paketinin darbecilere, vesayet isteyenlere dur diyeceği ve insan hakları ile özgürlüklere kapı aralayan tarihi bir adım olacağına inandığımız için EVET diyeceğimizi" ilan ettik. Taraf biz dindarları "anahtar deliğinden" gördü. Amma velâkin bizden çok sonra yine ağırlıklı olarak ticari STK'ların basın açıklamasına neredeyse tam sayfa ayırmıştı. Bütün bu açıklamalarda bizi görmek istemeyen Taraf, baro ve ticari STK'ların açıklamaları üzerine haberler, röportajlar yaptı, neden acaba? O dönem arkadaşlardan biri çok sevdiği ve destek göreceğini umut ettiği Taraf'a çok kızıp "acaba adımızı 'dindar iş adamları platformu' olarak değiştirsek Taraf bizi görecek mi" diye içerlenmişti.
Sayın Altan,
Tamamen dindarların kurdukları STK'lardan oluşan ve bölge sözcülüğünü yürütmekte olduğum Doğu-Batı Kardeşlik Platformu olarak 28-29-30 Ocak 2011 tarihlerinde üç gün boyunca 18 il, 4 ilçeden ve (tamamı dindar olan) 1136 (bin yüz otuz altı) STK temsilcisi ile Diyarbakır'da Türkiye'nin en büyük "Kürt Sorunu ve Çözüm Önerileri" konulu panel, toplantı ve çalıştaylarını düzenledik. Gazetenizin o dönemki yazarlarından Sayın Hilal Kaplan'ın da konuşmacı olduğu bu çalışmalarımızı gazeteniz Taraf 1136 STK'yı da 136 (bin STK'yı ne yaptı bilmiyorum) STK yaparak küçüüüüüüüücük bir haber olarak verdi. (Benim yanımda Sayın Hilal Kaplan temsilcinizi arayıp konuyu detaylı olarak anlattığı halde, neden?) Bütün medya JİTEM karargâhı olarak bilinen tarihi cezaevi önünde yaptığımız açıklamayı bu kadar önemseyerek verirken Taraf ne yaptı dersiniz? Üstelik çalıştay öncesi ve sonrası size ve Sayın Markar Eseyan'a mail gönderdiğim halde, buradaki temsilci ve muhabirinizi özellikle bilgilendirdiğimiz halde neden acaba?..
Sayın Altan,
8-9-10 Temmuz 2011'de yine dindarların kurdukları ve bu sefer 38 ilden 1668 (otuz sekiz il ve bin altıyüz altmış sekiz) dindar STK'dan oluşan Doğu-Batı Kardeşlik Platformu olarak Ankara'da 3 günlük çalıştayımız oldu... Neyse, artık yazmayacağım, Sayın Ahmet Altan meramımı fazlasıyla anlamıştır.
Ama,
Sayın Altan,
Sahi neden acaba?
Gerçekten merak ediyorum, neden?
Siz dindarları 'dindarca' tepkiye davet ederken biz dindarları görmüyorsunuz, neden acaba?
Eğer bizim de sizin yaptığınız gibi Tayyip Beye hakaret etmemizi ve bu minvalde basın açıklamaları yapmamızı istiyorsanız kusura bakmayın, bu bizim işimiz değil. Tayyip Beyin doğrularına doğru, yanlışlarına yanlış deriz ama hakaret etmek dindarlığın şartlarından değildir. Sayın başbakanın bunca doğrusunun yanında yanlışları da olmuştur ve olacaktır. Toptan ve kategorik yaklaşmamızı isteyenlerin beklentilerini karşılamamız söz konusu değildir.
Dindarsa dindar, dindarca tepkiyse dindarca tepki ve üstelik de Kürt... Beğenmediğiniz Yeni Şafak, Star, Zaman, Doğan grubu görüyor da neden hep bizi görmezden gelen siz oldunuz? Yoksa sizin bizleri görebilmeniz için yukarıda sözünü ettiğim arkadaşıma uyup adımızı "dindar iş adamları platformu" olarak değiştirmemiz mi gerekiyor?! Ha, bir de Hizbullah haberlerini de kaçırmıyorsunuz, hakkınızı yemiş olmayalım.
Haklı olarak dindarlara "adalet, eşitlik, hak-hukuk" konularında hatırlatmada bulunan biri olarak sizin mahiyetinizdeki gazetenizin bize böyle davranmasının sebebini öğrenmek istiyorum. Çünkü bunun gerekçesini öğrendikten sonra biz dindarlara "öğütleriniz" anlamlı olur, yoksa bu tembihatınız anlamsızlığa mahkûm kalır.
Bir okuyucunuz olarak da merek ediyorum...

Ahmet AY-Yazar
Doğu-Batı Kardeşlik Platformu Sözcüsü

NOT:
Yaptığımız açıklamaları okuma lütfunda bulunsaydınız eğer;
Kütahya'mızdan-Antalya'mızdan Van'ımıza-Muş'umuza, Kocaeli'mizden-Balıkesir'imizden Gercüş'ümüze-Hakkâri'mize, Sakarya'mızdan-Kayseri'mizden Şırnak'ımıza-Batman'ımıza, İzmir'imizden-Tokat'ımızdan Şanlıurfa'mıza-Bingöl'ümüze, Trabzon'umuzdan Mardin'imize-Bitlis'imize, Adana'mızdan Erzurum'umuza, Tarsus'tan Siirt'imize, İstanbul'umuzdan Diyarbakır'ımıza-Gaziantep'imize-Tatvan'ımıza-Alanya'mıza-Malatya'mıza ve daha pek çok destekçi il ve ilçeye varana dek dindar STK'ların bu etkinliklerinin ne kadar "dindarca" yani hakkaniyete uygun olduğunu görecektiniz.
Twitter: @AhmetAy_

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank