Ahlaklı Olmak
Günümüz toplumunun en büyük problemi ahlaken çöküş içinde olmamızdır.
Ahlak insan hayatının ticari, siyasi, kültürel, meslek gibi her alanını ve anını içine almaktadır.
Peygamber efendimiz Peygamberliğini “GÜZEL AHLAKI TAMAMLAMAK İÇİN GÖNDERİLDİM.” Diye izah etmiştir.
Güzel Ahlakı nasıl kaybettik?
Toplumumuzda ahlaki çöküntü almış başını gidiyor. Dürüstlük meziyet olmaktan çıkmış, insanları kandırmak açıkgözlük sayılmış, ahlaksızlık çağdaşlık adını almış, büyüğün küçüğe sevgisi, küçüğün büyüğe saygısı kalmamıştır.
Herkes birbirini kandırıyor, sonra da kandırılmaktan dert yanıyor.
Devlet dairesine gidiyorsunuz bugün git yarın gel deniliyor. Aynı memur kendisi devlet dairesine gidiyor bu sefer ona bugün git yarın gel deniliyor.
Esnafa gidiliyor beş kuruşluk malı on beş yirmi kuruşa satmaya çalışıyor.
Aynı esnaf kendisi alışverişe gittiğinde pahalılıktan dert yanıyor.
Adalet mülkün temeli olmaktan çıkmış, adaletsizlik almış başını gidiyor. Haksızlık karşısında hakkınızı koruyacak makam bulamıyorsunuz.
Hakkınızı koruması gerekenler haksızlık yapıyorlar.
Emniyetinizi sağlaması gerekenler, ülkesini koruması gerekenler umudunuzu boşa çıkarıyorlar.
Her an uyanık olması gerekenler kış uykusundalar. Sorulduğunda bilmiyorum, görmedim, duymadım cevabını alıyorsunuz.
Nasıl güzel ahlaklı olacağız?
Güzel Ahlak ilim ve edep öğrenmekle, iyi insanlarla arkadaşlık etmekle elde edilir.
Güzel Ahlaklı olmak; güler yüzlü olmak, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir.
Güzel ahlaklılık cömertlik, bağışlayıcılık, sabır ve tahammüldür.
Ülkeler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çökerler.
Güzel ahlaklı olmaya önce kendimizden başlamamız gerekiyor. Kendimizin güzel ahlaka sahip olup bunu yaşantımızın her anına ve alanına uygulamamız gerekmektedir.
Taşı başkasına atmadan önce kendimizi taşlayıp ben ne kadar iyiyim, ahlaklıyım diye sorgulamamız lazım. Neticesinde hata ve kusurlarımızı gidermeye çalışmak, hayatımızda Rönesans yapmak durumundayız.
Komşun senden şikâyetçi değilse iyi insan olma kategorisine girebilirsin.
Ahlaki ölçüler içinde kendini yeterli bulursan o zaman başkasına ahlaki davranışlar hususunda söz söyleme hakkına sahip olabilirsin.
Karşındakine bir şey söylerken onu incitmeden, aşağılamadan, köprüleri yıkmadan yapmaya çalışmak gerekmektedir.
Örnek insan söylediğini yaşayan insandır. Böyle bir insan bir şey söylemeden diğerleri ondan dersini alırlar, ona karşı saygı ve sevgi duyarlar.
Halife Harun Reşid'in kardeşi Behlül Dane Hazretleri bir gün kardeşinin tahtına geçip oturmuştu. Birkaç dakika taht da oturunca sarayın hizmetçileri Behlül Dane Hazretlerini tahttan indirdikleri gibi bir de dayak atarlar.
Behlül ağlamaya başlar. O anda saraya gelen Harun Reşit Behlül'ün neden ağladığını sordu. Oradakiler Behlül ün büyük ve affedilmez bir hata ettiğini tahta çıkıp oturduğunu kendilerinin de Behlül ü tahttan indirip dövdüklerini söylerler.
Ağabeyinin ağlamasına üzülen Harun Reşit:
— «Behlül böyle hatalardan dolayı dövülür mü?» deyip Behlül den özür diledi.
Behlül Dane Hazretleri kardeşine:
— Kardeşim ben beni dövdüler diye ağlamıyorum. Ben birkaç dakika tahta çıkmakla bu kadar dayak yedim yarın senin durumun ne olur ne kadar dayak yiyeceksin diye düşünüyor ve onun için ağlıyorum dedi.
Bu sözler Harun Reşid'in gözlerini yaşarttı...
—“ O halde söyle nasıl hareket edersem kurtulurum” dedi.
Behlül Dane Hazretleri de şu nasihat ta bulundu:
— Adaletle hükmet kimseyi incitme millet senden memnun olup sana dua etsinler. Ancak o zaman kurtulursun
Böylece Harun Reşit bir kere daha kardeşinden unutulmaz dersini alır.
Bütün bunlardan sonra bende diyorum ki:
Allah’ım senden sabır, afiyet ve güzel ahlak istiyorum.