‘’Ah Şu Fahişeler! Yazı Dizisi’’ / Bölüm (5)
‘’Ah Şu Fahişeler! Yazı Dizisi’’ / Bölüm (5) Dibini Aydınlatamayan Fahişeler !
Gözüne gözlük-eline sözlük- kolunun altına ‘’Nasıl insan olunur?’’ adlı bir kitap iliştirilesi yaratıklardır bu fahişeler.
Egosu şişik ve dahası; insani vicdanı kıt olan bazı zevatlar tarafından, ‘’cahil ayak takımı ‘’ olarak adlandırılsalar da, fahişelikleri, cehaletlerinden değil, içlerinde barındırdıkları doyumsuz canavarlardan kaynaklıdır.
Ve bu canavarın beslenmesi için illa ki de eğitimsiz olmalarına ihtiyaç yoktur.
En temel besin kaynakları nefrettir. İçlerinde besili tuttukları canavar, sadece nefret ile şişirir karnını.
Şöyle gerçekleştirirler genelde icraatlarını;
Önce, sırtlarını dayayacakları bir Amca ya da Dayı bulur (illa insan olması gerekmez- bir ideolojide gayet verimlidir aslında)ve illa kan bağı falanda aramazlar. Yeter ki güce erişmeyi kolaylaştıran merdivenin,iki ayaklı yaşayan basamağı olsun… Çünkü bu Dayı/Amca yani ne haltsa, ileride onlara gücü de vaad edecektir.
Ve ardından kültürel alanda, başlarlar misyonlarına. Tek doğruları kendilerininmiş gibi odaklamaya çalışırlar insanları, kendi dogmalarına doğru. (Örnek: Töreler, örfler, adetler vs…)
Sansür her şeyleridir. En temel besin kaynakları olan nefretleri ile beraber, Sansüristan Cumhuriyeti’nin yılmaz savunucusu olmaya adaydırlar.
Her ne kadar, Allah’a güvenmeseler de, ağızlarından çıkan lakırdılar, kendi Dünyalarında ezberledikleri kısır manevi düşünceler ile dolar, taşar…
Aslına bakarsan, cepheleri bile belli değildir. Çünkü zaten açılmış her cephede, onlardan birer tane kopya, mutlaka görürsün.
10 numara Müslüman!
10 numara Türk! 10 numara Kürt!
10 numara Sağcı! 10 numara Solcu!
10 numara Alevi! 10 numara Sünni!
10 numara Demokrat! 10 numara Ulusalcı!
10 numarayı kapabilmek en önemli amaçlarıdır aslında. Ve o numarayı taşımaya hak kazanmakla başlar aslında tüm olay!
Onun fahişe zihninin üretiverdiği doğrularına odaklanan, muhtaç kalan, korkuları tek yaşam silahı olan cahil insan yığınları, artık yine onun üreteceği zıtlıklarla kışkırtılır bir anda.
Kısacası, ‘’Bizden değil-onlardan…’’ edebiyatı!
En iğrenç nokta ise, bu kitlelerin, yine o; 10 numara fahişeler tarafından, vahşileşmek adına doldurulması…
‘’Bak ne yaptılar? Müslüman mahallesinde salyangoz satıveriyorlar! Din elden gidiyor! Türk’ün, Türk’ten başka dostu yok! Kürtlerin hakkını gasp ediyorlar! ‘’
Sığ birikimin pompaladığı nefret ve fahişe Amcalarının verdiği gazlar ile, geçen her dakika da kimliği belirlenemeyen bir ideolojiden yeni bir militan peydah olur böylece.
Ve bu fahişelere yapılacak tek şey, yüzlerine fırlatıldığında KEZZAP etkisi yaratan, sorgulayıcı düşüncelerle dolu bir hayat yaşamaktır.
Sanırım tek kurtuluş bu.!
Daha iyi bir fikri olan varsa, beri gelsin…